Naile Akıncı ve "Hesaplaşmalarım"
İstanbul'un en eski semtlerinin unutulamaz özellikleri ressamlar için adeta biçilmiş birer kaftandır. Naile Akıncı bu çok değerli şehrimizi senelerce irdelemiş ve bu konuda çok sayıda eser vermiştir. Şimdi biz de onunla Evin Sanat Galerisi'ndeki son sergisinde İstanbul'un vazgeçilemez kültür hazinesi semtlerinde dolaşalım...
cumhuriyet.com.trNaile Akıncı’nın İstanbul sevgisi onu hep coşkulu kılıp anlatımını ve biçimselliğini yönlendiriyor. Natürmortlarına, simgesel kullandığı atlarına kadar Eyüp, Bebek, Cerrahpaşa izlenimini resminin her dokusuna nakşetmiş Akıncı. Biçemini sıkça başvurduğu karışık teknikleriyle geliştirmiş. “Semt görüntülerinin ötesindekileri yansıtmak böyle birşey olabilir” diyoruz. Bu anlamda doku zenginliğini elverişli kullanmak da aynen öyle.
Nedir resmedilenler ve nasıl resmedilirler? Çizgi, ışık ve renkle sağlanan ilk izler kuşkusuz özgünlük. Ardından uyum geliyor. Kat kat çalışılan bu yağlıboya tekniği için ‘tamamen kişisel, resim yapmak ise aynı zamanda da ayrıntılarda saklanan gizemdir’ diye düşünüyoruz. Tarihi bir köprü ya da bir camii olsun farketmiyor Akıncı için. Amacı öncelikle “plastik endişelerin” üstesinden gelmek. Estetik dışavurumunu istediği dilde yorumlamak.
Türk Resmi Modern Akımlarında doğa ve içsellikler Van Gogh, Cezanne, Klee, Picasso ve diğer izlenimciler sonrası ressamlardan öğrenilmiştir. Öz ve biçimi birbirine etkin kılanlar olarak Z. Kocamemi, A. Çelebi gibi bazı ressamlar sonrası kuşaklarda N. Akıncı yer alır. Sevilmiş ve beğenilmiş olmasının yanında sürekli arayış ve çalışma bilgesi oluşu resmini güçlendirmiştir. Kompozisyon anlayışında dolu alanların yüzeyi kaplaması, çizginin girift örgüde defalarca çizilmesi, bir kaos içindeymiş izlenimi veren görüntülerde ritim arayışı ve dokuyu kullanması en belirgin özellikleridir.
Naile Akıncı için çalışma süreçleri adeta kesintisizliktir. Resim yapmak son nokta koyma eğilimine odaklanmaktır. Odaklanır; ancak bu son nokta, aynı zamanda da bir başka resme geçişi hazırlayan noktadır. Çalışmalarını böylece hep sürdüregelen Akıncı “Hesaplaşmalarımda” eski resimlerini tekrar ele alarak bir ‘sonsuzluk arayışçısı’ olduğunu kanıtlar. Sergi 4Şubat2012’ye kadar sizinle, iyi seyirler.