Muzaffer Şerif Başoğlu 114 yaşında-2
FBI, bilim insanını yakın takibe aldı, düşüncelerinden vazgeçmedi. Şerif, Princeton Üniversitesi’nde Hadley Cantril ile birlikte 1947 yılında Marksist düşüncelerin serpilip geliştiği Amerikan akademik çevrelerinde The Psychology of Ego Involvements adlı insan psikolojisinin sosyal temelini ele alan kitabı yazdı.
cumhuriyet.com.trCAVLI ÇULFAZ
Siyaset Bilimci/Yazar
Bir kez daha Şerif’in verdiği mesaj dupduruydu: Bireyci, yarışmacı ve çatışmacı bir toplum ille de zorunlu ve kaçınılmaz değildir.
SİNİRSEL OLARAK YIPRATTI
İki sistem arasında Soğuk Savaş’ın hız kazanması, McCarthy’ci Cadı Avı’nın başlamasıyla 1951 yılında Şerif kapsamlı şekilde Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) yakın takibine alındı. Gerek Türkiye’deki yoldaşlarının zulüm altında olması gerekse ABD’de başlayan Cadı Avı, onu sinirsel olarak yıpratıp militanca aktifliğine sekte vurdu. Yine de köktenci düşüncelerinden geri çekilmedi. 1950’li ve 1960’lı yıllar boyunca başta eşi, fikir yoldaşı ve meslektaşı olan Carolyn Wood’la birlikte zihinsel enerjisini bir bilim dalı olarak sosyal psikolojinin kavramlarını tarihsel materyalist bir yaklaşımla yeniden oluşturup üretmeyi sürdürdü.
BİREYCİ ANLAYIŞA KARŞI
Sosyal Psikolojinin Anahatları (Outline of Social Psychology - 1948), Sosyal Psikoloji Kavşak Noktasında (Social Psychology at the Crossroads, 1951), Grup İlişkileri Kavşak Noktasında (Group Relations at the Crossroads, 1953), Uyum ve Gerilim İçindeki Gruplar (Groups in Harmony and Tension, 1953) ve Sosyal Psikolojide Doğmakta Olan Sorunlar (Emerging Problems in Social Pschology, 1957) gibi etkili kitaplar yazdı. Bu kitaplarda sosyal psikolojinin daha fazla sosyal olması, yöntembilimsel çoğulculuğun ve sosyal bilim dalları arasında karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi gereğini vurguladı. İnsan davranışının bireyci ve indirgemeci anlayışının hortlamasına karşı düşünsel planda mücadele etti ve insan zihninin sosyal yapılaşmasının önemi üzerinde durdu.
66 YIL ÖNCE ‘HIRSIZLAR MAĞARASI’ SERÜVENİ
SURVİVOR’IN ESİN KAYNAĞI
Muzaffer Şerif, 1954 yılında, yani bundan tam 66 yıl önce yüzyılın sosyal psikoloji alanındaki en önemli deneylerinden birini gerçekleştirdi. Hırsızlar Mağarası (Robbers Cave) adı verilen bu deney, televizyonlarda yayımlanan Survivor yarışmasının da esin kaynağı sayılıyor.
GRUPLARDA ÇATIŞMAYI TETİKLEMEK
1954 yılının sıcak bir yaz günü, içinde 11 yaşlarında 12 erkek çocuk taşıyan sarı renkli bir otobüs Güneydoğu Oklahoma’nın San Bois Dağı eteklerinde göründü. Oklahoma City’den hareket eden otobüsün dağın eteklerindeki 200 dönümlük kamp mahalline varması dört saat aldı. Otobüse bindiklerinde çocuklar birbirlerini tanımıyorlardı. Muzaffer Şerif kamp mahallini dikkatle seçmişti. Kuş uçmaz, kervan geçmez diyebileceğimiz kamp yerine en yakındaki McAlester kasabası, yürüyerek ulaşılamayacak uzaklıktaydı. Üç hafta süreyle The Robbers Cave State Park izci kampı çocukların tatil için emrine artık hazırdı. Bu deneyim, onlar için yürek hoplatıcı bir serüven ve ilk yaz kampı deneyimi olacaktı. Çocuklar efsanevi kanun kaçakları Jesse James ve Belle Starr’dan esinlenerek koyu renk gövdeli bir ağaç kütüğünün üzerine ‘Robbers Cave State Park’ yazısını kazıyıp kampın girişine yerleştirdiler. Robbers Cave, daha sonra hırsızlar, soyguncular ya da kanun kaçaklarının saklandığı yer diye çevirebileceğimiz Hırsızlar Mağarası diye bilindi. Yemyeşil ağaçlar, yemekhane, beyzbol sahası, yüzmek için bir göl ile derenin, dağ eteğinde gizli mağaraların olduğu park tatilci çocuklar için tam da ideal bir ortamdı.
ÇINGIRAKLI YILANLAR KARTALLARA KARŞI
Çocuklar parkı yeni yeni tanımaya başlarken bayrak, gömlek, arma gibi sembollerle kendi “kimliklerini” yarattılar. Bu arada dere kenarında iki çıngıraklı yılan gördüler ve kendilerini Çıngıraklı Yılanlar (Rattlers) diye adlandırdılar. Birkaç gün içinde sanki sahibi kendileriymiş gibi büyük bir coşkuyla parkı benimsediler. Ama henüz bilmiyorlardı ki, Oklahoma City’den yine aynı yaşta 12 çocuk taşıyan sarı renkli başka bir otobüs gelecek, kendilerini yeni gelenlerle son derece sert ve vahşice bir çatışma içinde bulacaklardı.
GECE YARISI BASKINI, KISASA KISAS MİSİLLEME!
Çocukların hepsinin benzer geçmişleri ve ilgi alanları olmasına dikkat edilmişti; ders notları da aşağı yukarı aynı seviyedeydi. Tıpkı Survivor’da olduğu gibi kampa iki ayrı otobüsle, 12’şer kişilik gruplar halinde getirilmişlerdi. Her iki grup da birbirinin varlığından habersizdi. Kaldıkları yerler birbirine epeyce mesafeli olduğu için kimse başlangıçta öteki gruptaki deneklerle karşı karşıya gelmedi. Yaz kampının bekçisi rolünü üstlenen Muzaffer Şerif, bilim uğruna “daha sinsice” planlar da yapmış, örneğin normal hayatta arkadaş oldukları bilinen öğrencileri özellikle ayrı gruplara yerleştirmişti. İki hafta sonra yüzlerini ağaç dallarıyla kapatıp yeşile boyayarak kamufle eden Çıngıraklı Yılanlar bir gece yarısı kendilerini Kartallar diye adlandıran ve davetsiz misafir saydıkları çocukların kaldıkları yere sezdirmeden sokuldular. Öbür gruptaki çocukların yataklarını altüst edip valizlerini boşaltarak dehşet içindeki çocukların üzerine amansızca saldırdılar. Gece yarısı baskını, kısasa kısas bir misillemeye ve şiddete yol açtı.
YARIN
- Başarılı olmak ölüm kalım meselesi
- Sineklerin Tanrısı, Şerif’ten mi etkilendi?