Mutant değil Z kuşağı

İşte dijitaldünyaya göbekten bağlı oldukları için mutant diye adlandırılan en yeni nesli anlama rehberi.

Cumhuriyet/Dış Haberler Servisi

Facebook? Elbette. Kitaplar? Kesinlikle hayır. Video oyunları? Muhakkak. Spor? Asla. Hız? Evet. Sabır? Pek yok.

Özetle Z kuşağının hayatı bu: Bağımsız, inatçı, pragmatik ve hep acelesi var.

1995’ten sonra doğan ve sayıları 2 milyarı bulan bu gençler Z kuşağı olarak adlandırılıyor. İnternetsiz bir dünyayı tanımıyor ve önceki kuşakların umutları, hayalleri ve ahlakından milyonlarca ışık yılı uzakta bir yaşam sürer gibi gözüküyor.

Dijital dünyaya adeta göbekten bağlı oldukları için bazı akademisyenler tarafından “mutantlar” diye anılıyor. İşte Z kuşağının bazı alışkanlıkları:

 

Kısaltmalarla konuşuyorlar

Her şeyi, her yeri hemen istiyorlar. Aynı anda iki ekranda sörf yapıyorlar. En yeni akıllı telefona bir servet ödemeyi dert edinmiyorlar ama internetten bedava indirmek dururken bir film ya da şarkı için ödeme yapmaya elleri gitmiyor.

13-20 yaş arasındaki bu kuşak tüm yeni eğilimleri, akımları sosyal medyadan alıyor ve önceki kuşakların ahlakını modası geçmiş buluyor. İnternette dünya çapında hâkim olan modayı takip ediyorlar: “Hunger Games” (Açlık Oyunları) ya da “Divergent” (Uyumsuz) gibi Amerikan gişe rekortmeni filmleri izliyorlar, Billboard’un Kore popu listesindeki şarkıları dinliyorlar, dans ettiklerinde “twerk” yani popo sallama figürleri yapıyorlar.

Konuştuklarında söz dağarcıkları kısaltmalardan geçilmiyor, bunları bilmeyenler tek kelimesini anlamıyor.

Yeni idolleri YouTube’da en çok abone olunan kanala sahip “PewDiePie” gibi internet yıldızları.

 

Şiddet, porno...

Şu gencecik ömürlerinde o kadar çok teknolojinin kullanılmaz hale geldiğini gördüler ki, kendi kendilerinin öğretmeni oldular, YouTube’daki kendin yap videolarından yeni numaraları nasıl kullanacaklarını öğrendiler. İnternette şiddet, porno, hepsini çoktan gördüler.

 

Gelecek stresi

Bunlar kriz döneminin çocuğu, görünümlerinden de belli oluyor. Özellikle ekonomi ve çevre bakımından karanlık bir gelecek gördüklerini söyleyip bu yüzden “çok strese girdiklerinden” söz ediyorlar. Hepsi aynı ücreti sunduğunda, Fransa’da Z kuşağının yüzde 25’i en eğlenceli, yüzde 22’si en yenilikçi ve yüzde 21’i en etik şirketi tercih ediyor.

Ama tüm idealist kuşaklar gibi onlar da dünyayı değiştirmek istiyor, gönüllü çalışma fikrini seviyor ki, Amerikalı ergenlerin yüzde 25’i bunu zaten yapıyor.

 

Ekran başında

Z kuşağının ortalama bir üyesi ekran başında günde 3 saatten fazla geçiriyor. Sürekli bir şeyleri kaçırma korkusu içinde yaşıyorlar. Yeni ve heyecan verici bir şey çıktığında anında yakalayamamanın fikrine bile dayanamıyorlar. Amerikalılar nezdinde popülerliği azalsa da en çok Facebook’a bağımlılar. Instagram, Snapchat, Twitter ve Tumblr hep açık. Ama o kadar pasif değiller: Adını 13 yaşında duyurmuş “Fred” (Lucas Cruikshank) gibi olmak için kendilerini YouTube veya “Vlogging”de (video blogging) sergiliyorlar.

Hepsi TV izlerken internette sörf yapıyor ve teknolojiyle her şeyin mümkün olduğunu düşünüyor. Ama konsatrasyon aralıkları çok kısa, baştan sona doğru düzgün okumaktansa şöyle bir göz gezdirmeye eğilimliler, bu da okulda zorluk çekmelerine yol açıyor.

 

İş, vahşi bir orman

Z kuşağı, kendi şirketini kurmak isteyen bir kuşak. Yüzde 50 ile 72’si sıfırdan bir şey yaratıp kendi kendinin patronu olmak istiyor. “İş” kavramını olumsuz algılıyorlar: “Karmaşık, vahşi bir orman...” Başarının kendi niteliklerinden ziyade kendi bağlantı ağlarından geldiğini düşünüyor ve düz bir örgütlenmeyi hiyerarşiye tercih ediyorlar. Başarılı olmak istiyorlar ve yüzde 76’sı hobisinin mesleği olmasını arzuluyor.

 

Yüz yüze konuşmak mı?

Z kuşağı kişi kişiye yüz yüze konuşmaktan ziyade online konuşmayı tercih ediyor. Sosyal medyadaki arkadaşları onlar için gerçek hayattaki arkadaşları kadar önemli; ama bu sanal “dostlarla” bazen gerçek hayatta buluşup tanışabiliyorlar da... 10’undan 8’i, hatta fazlası, sosyal ağlardan çıkmıyor ve yarısından fazlası gerçek toplumsal yaşamlarının orada gerçekleştiğini düşünüyor. 16 yaşından itibaren, hatta daha erken, flört sitelerine giriyorlar.