Mustafa Necati evinin adı değişti

Kurtuluş Savaşı kahramanı Mustafa Necati’nin evine Nuri Pakdil’in adı kondu.

Işık Kansu

Kurtuluş Savaşı kahramanı; aydınlanmacı, bilimsel, ulusal eğitime geçişin öncüsü, Cumhuriyet devrimcisi Mustafa Necati’nin, Ankara Mithatpaşa Caddesi’ndeki evi, haraptı, metruktu, keşlerin eline düşmüş, içinde ateş bile yakılmıştı.

Bundan yaklaşık 21 yıl önce, 25 Ocak 1999’da, Ankara Kulisi köşemizde, dönemin DSP’li Kültür Bakanı İstemihan Talay’a, Mustafa Necati’nin anısına saygı gereği, evine sahip çıkılması gerektiğini belirterek bir çağrı yapmıştık. Dönemin Kültür Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Danışmanı, iyi insan Ergun Evren olayla yakından ilgilenmiş, Bakan İstemihan Talay, yazının yayımlanmasından birkaç gün sonra müjdeyi vermişti:

“Mustafa Necati’nin evini onarıp Pertev Naili Boratav Kütüphanesi ve Halk Kültürünü Geliştirme Merkezi belgeliği yapacağız.” İstemihan Talay, sözünü tuttu, ev kısa sürede onarıldı. Talay’dan sonra gelen DSP’li bakan Suat Çağlayan da 2002 Kasım seçimlerinden kısa bir süre önce, adı ve amacına uygun biçimde kullanılması koşuluyla binanın Türk Tabipleri Birliği’ne 49 yıllığına devredilmesine ilişkin bir protokol imzaladı.

AKP iktidara geçince, eve ve Mustafa Necati’nin adına yönelik yıkıcı ve düşmanca tavır başladı. AKP’nin ilk Kültür Bakanı Hüseyin Çelik’in makamına oturur oturmaz yaptığı ilk iş, DSP’li bakanların yaptıkları protokolleri iptal ederek, evi kaderine terk etmek oldu.

KURU FASULYECİ DEVREDE

AKP’nin Kültür Bakanı Atilla Koç döneminde (2006); Türkiye Lokantacılar, Kebapçılar, Tatlıcılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Kemal Kadakal, bakanı ziyaret edip “kaybolmaya yüz tutmuş Osmanlı-Türk mutfağını tekrar hak ettiği yere taşımak, yöresel yemekleri yapabilmek, aşçılar ve kalfalar yetiştirmek’’ üzere Mustafa Necati Evi’nin kendilerine tahsisini istedi. AKP’li bakan, bu isteği ikiletmedi ve Mustafa Necati Evi’ni kuru fasulyeciye tahsis etti.

Binanın üstündeki “Mustafa Necati Evi” tabelası söküp atıldı. Bunun üzerine, başta CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı olmak üzere çeşitli öğretmen örgütlerinin yetkilileri ile birlikte önemli bir savaşım verdik ve evin kuru fasulyeciye devredilmesini önledik. Ev, TBMM’ye tahsis edildi. Mustafa Necati’nin adı ve tabelası geri döndü.

Ancak, yıkıcı tavır sinsice sürdürülüyordu. Gençliğinde MTTB Başkanlığı yaptığı dönemden başlayarak Cumhuriyet devrimine hep karşı olduğu bilinen İsmail Kahraman, TBMM Başkanlığı döneminde (2016) Kuvayı Milliyeci Mustafa Necati’nin Evi’nde “Yıldız Arşivlerinden Sultan II. Abdülhamit Han ve Dönemi” sergisi açtırdı.

En son, yine AKP, Mustafa Necati’nin kendi evinden adını sildi ve “kininin (Cumhuriyet devrimine karşı bir kindir bu) davacısı bir gençlik” isteyen Necip Fazıl ödülü sahibi ve Atatürk’e “firavun” diyen siyasi İslamcı Nuri Pakdil’in adı kondu.

NURİ PAKDİL VE KOZMİK ODA KUMPASI

Nuri Pakdil’in adı, Ergenekon uydurma soruşturmaları sırasında, tıpkı Nazilerin 1933 Reichstag yangını gibi bir kurgunun içinde geçmişti. Naziler, nasıl kendi çıkardıkları yangını kullanıp tüm muhaliflerinden kurtulmuşlarsa, AKP de Fethullah Gülen cemaatinin casusluk kokan operasyonu aracılığıyla ulusal-laik orduyu tasfiye için “Bülent Arınç’a suikast” uydurmasını kullanmıştı.

Uydurma kurgu ile Bülent Arınç’a kimi askerlerin suikast hazırlığı içinde oldukları ileri sürülmüş, suikast bahanesiyle casusluk örgütü Fethullah Gülen cemaatinin yetiştirmesi bir hâkim, ülkenin “kozmik odası”na sokulmuştu.

Sonuç: Ülkenin çok gizli bilgileri, FETÖ casusluk örgütü kanalıyla uluslararası istihbarat örgütlerine sızdırılmıştı! Konuyla ilgili, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin yaklaşık 60 sayfalık kararı okunduğunda her şeyin bir kurgu olduğu apaçık ortaya çıkmıştı: Arınç’a suikast hazırlığı gerekçesiyle haklarında soruşturma açılan Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki askeri personel, Çukurambar semtinde Bülent Arınç’ı değil, aynı semtteki Bürümcük Apartmanı’nda oturan İslamcı yazar Nuri Pakdil’i sık sık ziyaret eden Albay Baki Kaya’yı izlemişlerdi! Bülent Arınç’a suikast hazırlığı filan uydurmaydı, yalandı.

25.01.1999’da Cumhuriyet Mustafa Necati’nin harap durumdaki evini gündeme taşımıştı.

Bir siyasal İslamcı için Mustafa Necati’nin kendi evinden adını silen AKP’nin son uygulaması, Atatürk ve Cumhuriyet devrimine karşı baskıyla birlikte giderek yükseltilen yıkıcılığın yalnızca bir parçasıdır. Mustafa Necati’nin adı hep korkutmuştur belli çevreleri... Mustafa Necati, İstiklal Mahkemesi savcısı ve başkanıdır, şeriye mahkemelerini kaldırandır, tüm okul programlarını Cumhuriyetin temel ilkelerine göre düzenleyendir, Millet Mektepleri’ni kurup kara cahilliğe savaş açandır, yeni harflerin, yeni rakamların ve ölçülerin benimsenmesi yasalarını hazırlayandır. Kin davacısı karşıdevrim, Mustafa Necati’den intikam almaktadır! Atatürk’ten aldığı gibi...

EĞİTİMCİ MUSTAFA GAZALCI: MUSTAFA NECATİ MÜZESİ YAPILSIN

Eski CHP Milletvekili, eğitimci Mustafa Gazalcı, kültür ve sanat etkinliklerinde kullanılmak üzere TBMM’ye devredilen binanın 21 Ocak 2018’de biten tahsis sözleşmesinin yenilenmediğini ve yeniden Kültür Bakanlığı’na geçtiğini belirtti.

Gazalcı, “Kültür Bakanlığı bu kez de Mustafa Necati Kültür Evi binasına “Kültür ve Turizm Bakanlığı Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” tabelası asmış. Bu, Cumhuriyetin en başarılı en sevilen Milli Eğitim Bakanlarındanı Mustafa Necati’nin anısına saygısızlıktır. Kültür Bakanlığı Sayın Nuri Pakdil’e müze yapacaksa bunu başka bir yere yapmalıdır. Karar gözden geçirilmeli, Mustafa Necati Kültür Ev’i amacı dışında kullanılmamalıdır. Bina bütünüyle Mustafa Necati Müzesi olabilir. Olmuyorsa yeniden TBMM’ye verilebilir ya da Kültür Bakanlığı’na bağlı çocuk ve gençlik kütüphanesi olarak düzenlenebilir” dedi.