'Mustafa' filminin gösterimi yapıldı
Yönetmenliğini Can Dündar'ın üstlendiği, müziklerini Goran Bregoviç'in bestelediği Atatürk'ün askeri, siyasal ve insani yönlerini anlatan ''Mustafa'' filminin gösterimi, Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesinde kurulan 2 çadırda yapıldı. Can Dündar, filmin özünün röportajlara dayalı olmadığını, tamamıyla yazılı belgelere dayalı bir film yapmaya çalıştıklarını belirtti.
cumhuriyet.com.tr"Mustafa" filminin gösterimi Dolmabançe Sarayı'nda yapıldı. Atatürk'ün askeri, siyasal ve insani yönlerini anlatan ''Mustafa'' filminin yönetmeni Can Dündar, Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda çok ilgilerini çeken 2 cümle olduğunu belirterek, bu cümlelerin ''Bu söylediklerimin gerçek olduğu gün senden ve beşeriyetten dileğim şudur; Beni hatırlayınız'' olduğunu söyledi.
Sonradan o satırların üzerinin 10. Yıl Nutku'nda çizili olduğunu gördüklerini belirten Dündar, ''Ve anılarından öğrendik ki yakınındakiler 'böyle bir ifadenin bir veda mesajı olarak algılanacağını' söylemişler. Yıl 1933 ve 'o mesajın kötü bir izlenim bırakacağını' söyleyerek kendisini vazgeçirmişler. Bunun üzerine o iki ifadenin üzerini çizmiş. Fakat diğer mektuplarındaki talepleriyle birleştirilince bizim için çok anlamlı göründü. Ölümünün 70. yılını anarken bu filmle, 'Beni hatırlayınız' direktifini, vasiyetini yerine getirmeye çalıştık. Bu film o yönde atılmış bir adımdır. Küçük de olsa 'beni hatırlayınız' vasiyetine bir karşılıktır. Umarım beğenirsiniz'' diye konuştu.
Can Dündar'ın senaryosunu yazıp yönettiği ve müziklerini Goran Bregoviç'in bestelediği ''Mustafa'' filmini izlemeye gelen konuklar arasında yer alan Genelkurmay eski başkanı emekli orgeneral Yaşar Büyükanıt, 2 saat süren filmin ardından basın mensuplarına yaptığı değerlendirmede de Atatürk'ü, belgeselin sınırları içinde bütünüyle anlatabilmenin mümkün olmadığını belirterek, ''Ama eldeki imkanlarla iyi bir arşiv çalışması yapılmış. Değerli bir çalışma olarak görüyorum'' dedi.
Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe de filmin başının çok güzel olduğunu, ancak özellikle ikinci yarıda kimi yerleri beğenmediğini söyledi. Adatepe, ''Atatürk, çok fazla boş, hiçbir şey yapmıyor, çok üzgün olarak anlatılmış. Atatürk çok üzgün değildi. O çok mutluydu. İnkılaplarını yapıyordu, yazılar yazıyordu, kitaplar okuyordu'' diye konuştu.
ÖDP Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Ufuk Uras filmin devrim tarihi dersi verdiğini hatırlatarak, bu denli görsel ayrıntının çok ilginç olduğunu anlattı. Uras, ''Geçmişi olmayanın geleceği olmuyor. Hakikaten çok önemli dersler içeriyor. Emeği geçenleri bir kere daha kutluyorum'' dedi.
Gazeteci-Yazar Güneri Civaoğlu da, ''Can'ın yapacağı birşeyin zaten çok güzel olacağı'' önyargısıyla filmi izlediğini belirterek, ''Bir belgesel göreceğim diye geldim. Belgeseli çok aşan, içine ruh katılan, Can'ın buna içindeki sıcaklığı, şiiri verdiğini gördüm. Müzik, kurgu, çalışma çok güzel. Ben bunun uluslararası yarışmalara gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu.
Film Atatürk'ün anlatımlarına, notlarına dayanıyor
Can Dündar, ekip olarak, ''farklı bir Atatürk yorumu ortaya koyabilir miyiz'' diye uğraştıklarını belirterek, ''Bundan sonra benim birşey söylemem doğru olmaz. Seyirci söyleyecek doğru olanı, nasıl bulduğunu, nelerin eksik kaldığını. Biz de farkındayız çok eksiğimiz var. Ama dediğim gibi bu kendi içinde bütünlüğü olan bir başka Atatürk'ü anlatma çabasıydı. Onu ne kadar gerçekleştirebildiğimizin takdiri seyircinin'' dedi.
Dündar, gazetecilerin eleştirileri hatırlatması üzerine, şunları kaydetti: ''Biz büyük oranda Atatürk'ün kendi anlatımlarına, kendi tuttuğu notlara, onunla ilgili anlatılan anılara dayanarak hazırladık bu belgeseli. Dolayısıyla pek azı benim yorumum, çoğu kendi anlattığı şeyler. Elbette başkaları başka fikirde olabilir ve onların da film yapıp bunun aksini söyleme hakları var. Bu da bizim Atatürk'ümüz. Burada şaşırtıcı olan, film çıkmadan eleştirilerin çıkmış olmasıydı. Böyle olması çok doğal. Buna hazırız. Sonuçta belgeselini yaptığımız insan Atatürk. 2 saatlik bir filme böyle bir hayat hikayesini ve böyle bir lideri sığdırmak zaten son derece güç. Dediğim gibi bunu bir adım varsayalım ve daha iyisini yapmak için hep birlikte seferber olalım.''
Dündar, filmin özünün röportajlara dayalı olmadığını, tamamıyla yazılı belgelere dayalı bir film yapmaya çalıştıklarını belirterek, tanıklıklara dayalı bir film yapması durumunda Ülkü Adatepe'nin de kapısını çalacağını dile getirdi.
Atatürk'ü seslendiren tiyatro sanatçısı Yetkin Dikinciler de filmin kendisini en mutlu eden tarafının, Atatürk'ün dokunulmaz tarafından öte ''Mustafa'' olarak çocukluktan başlayan insan haliyle beyazperdeye aktarılması olduğunu anlattı.