Mustafa Bey'in hezeyanları

İç Güvenlik Paketi’ni ne pahasına olursa olsun yasalaştırmak isteyen AKP’liler, Meclis’te muhalefet milletvekillerine saldırdı. Başkanlık kürsüsündeki tokmak, sürahi ve bardaklar havada uçuştu. CHP ve HDP’li vekiller yaralandı.

Fırat Kozok/Cumhuriyet

TBMM’de İç Güvenlik Paketi’nin görüşmeleri sırasında yaşanan kavgada, başkanlık kürsüsünde bulunan tokmak, sürahi ve bardaklar havada uçuştu, vekiller tekerlekli döner sandalyeyle birbirlerinin üzerine yürüdü.

İki kaburgası çatlayan CHP Milletvekili Musa Çam, dünü hastanede geçirdi. CHP’li Aykut Erdoğdu göğsüne gelen sürahiyle yaralandı.

Olay anını çeken CHP’li Mahmut Tanal’ın çekim yaparken saldırıya uğrama anı, kendi telefon videosuna yansıdı. AKP’lilerin saldırıları sırasında yaralanan Musa Çam, dünü Başkent Hastanesi’nde geçirdi.

Meclis'teki kavganın ilk görüntüleri... Varan - 1

İşte bardakların havada uçuştuğu tokmaklı saldırının görüntüleri... Varan - 2

Yaşadıklarını hastane odasında Cumhuriyet’e anlatan Çam, AKP’lilerin iddiasının aksine, düşerken ayağının takılmadığını, AKP’lilerin üzerine saldırdığını söyledi. Yere düştükten sonra bir an hareketsiz kaldığını belirten Çam, daha sonra hastaneye kaldırıldığını, iki kaburgasında çatlak olduğunu söyledi. CHP’nin “yaralanan” milletvekilleri de yaşananları şöyle anlattı:

 

‘Telefonumu aldılar’

CHP Milletvekili Mahmut Tanal: HDP’nin grup önerisi vardı. Bununla ilgili Hasip Kaplan konuşmadan önce usulle ilgili tartışmalar çıktı. Grup Başkanvekilimiz Levent Gök söz istedi. Söz hakkı verilmeyince, Kaplan da Gök’e söz verilmesini istedi. Tartışma uzayınca Ayşenur Bahçekapılı, Kaplan’a “Madem konuşmuyorsunuz, sıranızı geçiyorum” dedi ve sırayı AKP’li Mustafa Elitaş’a verdi. Bunun üzerine HDP’li Sabahat Tuncel ile Pervin Buldan kürsüye geldi. Elitaş ve AKP’li vekiller kadın vekilleri itmeye başladı. Olaylar başlayınca önce fotoğrafları çekmeye başladım, ardından video kaydını almaya başladım. Bu sırada AKP’li Nejat Koçer bana saldırdı. Onu bertaraf edip kürsüye doğru gittim ve oradan çekim yapmaya başladım. Burada da çok sayıda AKP’li saldırmaya başladı. Telefonumu aldılar, ben zorla tekrar aldım. Sağdan soldan yumruklar yağmaya başladı. Kendimi bir anda kuliste buldum.

 

‘Sedye ve hemşire geldi’

CHP İstanbul Melda Onur: Biz bu düzenlemeyi Meclis’ten geçirmemek üzere tüzükten gelen haklarımızı kullanıyoruz. HDP’li Hasip Kaplan, başkanlık kürsüsünün önünde bir şeyler anlatırken, biz de HDP’li ve CHP’li kadın milletvekilleri olarak kürsüye gitmeyi düşünüyorduk. Daha sonra bir anda AKP’li Elitaş, Kaplan ile Tuncel’in üzerine doğru yürümeye başladı. Yaşanan arbede üzerine HDP’li Ertuğrul Kürkçü ile bazı arkadaşlarımız oraya koştu. Tuncel’in arbededen çıkarkenki sesi ağlamaklıydı. Daha sonra Kürkçü’nün başının kanadığını gördüm. Musa Çam’ı, çiçekliğin olduğu bölüme itmişlerdi, o da oraya düşmüştü. Meclis’te bir kapalı oturuma ilk kez sedyelerle hemşireler girdi. Ancak kavganın en tipik sembolü tokmaktı. İlk kez tokmağın bir silah olarak milletvekillerine karşı kullanıldığını gördüm. Resmen tokmakla adam kovaladılar. Havada uçuşan bardaklar vardı, Mahmut Tanal ve Aykut Erdoğdu’nun üzerine bardaklar atıldı.

 

‘Tansiyonum 19.5’e çıktı’

CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu: Önce HDP’li kadınlara saldırdılar. Tanal görüntülemeye çalışırken ona saldırdıklarnı gördüm. Ben de gittim. Başkanlık Divanı önünde sıkıştık, buldukları her şeyi bize fırlatmaya başladılar. Atılan sürahi göğsüme çarptı, sonra da tokmakla vurdular. Bir ara nefes almakta zorlandım. Sağlık görevlileri tansiyonumun 19.5’e çıktığını görüp hastaneye götürmek istediler ancak ben istemedim. Üstüm başım ıslak bir şekilde tekrar salona girdim. Göğsümde morluklar ve sıyrıklar var. Eğer yürekleri varsa, yiğitçe, teke tek düello yaparlar. Ama kendileri barbarlık yaptı.

 

‘Korkmaz’a saldıranlar gibi’

Biz o kadar kararlıyız ki, olaylar sırasında sadece şunu düşündüm; Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’a saldıranlar kimse, bize saldıranlar da zihniyet olarak aynı insanlardı. Kimse korkmasın, çekinmesin. Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz. Biz mücadele etmezsek yarın çocuklarımız sokaklarda öldürülecek.