Muslera, Feghouli, Donk ve diğerleri

Galatasaray Denizlispor önünde Diagne-Falcao’suz 6 gol attı.

Arif Kızılyalın

3 gün önce tamamen kalesini savunma mantığı ile çıktıkları Beşiktaş derbisinde 10 kişi kalıp yenilgiye razı olmuşlardı; 3 gün sonra tamamen hücumu düşünüp yara sardılar.

Futbol böyle bir oyun; özellikle de Galatasaray yıllardır böyle bir takım.

"Yenemiyorsan yenilme..."yi beceremiyorlar, oynamak, gol atmak isteyince farka gidiyorlar...

Elbette bugünkü maçın özel rötuşları vardı.

Öncelikle takımın ağabeyi, kaptanı, kalecisi, arka taraftaki oyun kurucusu Fernando Muslera geri dönmüştü.

Belki farklı kazanıldığı için Muslera'nın kurtarışları göze batmadı, ama artık eğer süreklilik sağlarsa artık rakip forvetler  Galatasaray'a karşı karşıya pozisyonda elini kolunu sallaya sallaya gol atamaz, nitekim dün ortalama bir kalecinin yiyeceği 2 topu rahat çıkardı Muslera.

Uruguaylı kaleci gibi ikinci önemli rötuş da Feghouli'nin dönüşüydü. Oyunda kaldığı süre içinde resmen maestroluğa soyundu. Sağ çizgiyi kullanmasına rağmen oyunu yönetti. Attığı gol usta işiydi, verdiği paslar müthişti. Cezayirli yıldız belli ki ya yeni sözleşme istiyor, ya da Avrupalı takımlara göz kırpıyor. Fegholui'ye çokça Belhanda, Arda ve biraz da Taylan ayak uydurunca 'forvetsiz' Galatasaray gol rekoru kırdı.

Özellikle ilk 11'deki 4'lünün (Feghouli-Arda-Babel-Belhanda) rakibi bayıltacak nitelikteki ara pasları ve paslaşmaları inanılmazdı. Bu orta saha ölüyü bile diriltir diyebiliriz. İki kenar bek Saracchi ve Lines de bu dantela gibi paslaşmalara katkı sundular.

Galatasaray için attıkça coştu, coştukça attı diyebiliriz.

Kağıt üzerinden bakarsanız Falcao-Diagne yok, ama gol var. Çünkü henüz ritmini yakalayamayan Babel bile Feghouli-Belhanda-Arda ile oynayınca santrforlara taş çıkardı. Geriye çekilip rakip stoperleri peşine taktı, gol pasları verdi. Egoistlik yapmadı.

Bir parantez de Donk için açmak gerek. Luyindama'nın yeniden oynadı, gitti bir kafa golü attı. Daha önemlisi arkadaşlarına inanılmaz ara paslar gönderdi. Fatih Terim Hollandalıyı niçin daha çok kullanmıyor anlamak güç...

Kimse kusura bakmasın, Henk Ryan Donk, bu takımın iskeletini ayakta tutan isimdir.

Evet, Galatasaray görüldüğü üzere önemli maçlar kaybetse de bu ligin ortağı. Çünkü gol atıyor, çünkü hücumu seviyor. Eğer karşısındaki takım oynama amaçlıysa maçı rahat kazanıyor.

Şimdi 6-1'e bakan Galatasaraylılar, "Geçen hafta aklımız neredeydi" diyorlardır eminim.

Gerçekten de Galatasaray pazar günü yenilmemeye değil de yenmeye çıksaydı acaba Beşiktaş derbisini kaybeder miydi?