Musa Özuğurlu, Suriye'ye yönelik yağmayı anlattı: "Hırsızlık öyle bir hal almıştı ki Türkiye’den bazı şahıslar..."

Gazeteci Musa Özuğurlu, Suriye'nin 2012'de başlayan işgali sırasında sanayisine yönelik yağmanın nasıl yapıldığını anlattı. Özuğurlu, Suriyeli iş insanlarının kendilerine ait bazı makinaları Türkiye'de gördüklerini ve konuyu yargıya taşıdıklarını belirtti.

cumhuriyet.com.tr

Gazeteci Serdar Akinan katıldığı bir televizyon programında bir belgesel çekimi için bulunduğu Suriye'de edindiği bilgileri aktarırken, ülkenin ordu kontrolünden çıkan bölgelerindeki sanayi tesislerinin kimlerce yağma edildiğine dair iddiaları gündem yaratmıştı.

Akinan'ın isim vermeyip "Suriye'nin yağmalanmasındaki şirketin sahibi adam bir kadın Ankara temsilcisinin eşi, Suriye'nin yağmalanmasındaki şirketin sahibi adam..." diyerek tarif ettiği konuşması sonrası, Hürriyet Ankara temsilcisi Hande Fırat ve iş insanı eşi Murat Özvardar peş peşe açıklama yaparak iddiaları reddetmişti.

Ortadoğu'yu yakından takip eden gazeteci Musa Özuğurlu, Gazete Duvar'da kaleme aldığı "Halep'i kim çaldı?" başlıklı yazısında, Suriye'de ağır bir yıkıma neden olan, yaklaşık 8 yıldır devam eden savaş süreci boyunca ülkenin altyapısının nasıl yağma edildiğini çarpıcı bilgiler vererek anlattı.

"MAKİNELERİ TÜRKİYE'DE GÖRDÜLER AMA..."

Suriye'nin sanayi, ticaret ve kültür, eğitim merkezi Halep için karanlık günlerin 2012'de başladığını belirten Özuğurlu, bölgede bulunan ve Ortadoğu’nun en büyüklerinden biri olan 4 bin 412 hektar alana yayılmış Şeyh Neccar Sanayi Kentinin de o dönem kontrolden çıktığını hatırlatarak şöyle yazdı:

"2014 yılında Halep ve Şeyh Neccar bölgelerine gittiğimiz zaman gördüğümüz manzara anlatılacak gibi değildi. Şeyh Neccar’da bulunan fabrikaların 720’si kısmen ya da tamamen sökülmüş çalınmıştı. Şeyh Neccar dışında kalan Han el Asel, Kefer Hamra, Kefer Naha, Mansura gibi yerler ile birlikte çalınan fabrika sayısı 1000’in üzerindeydi.

Hırsızlık öyle bir hal almıştı ki Türkiye’den bazı şahıslar işi, tüm makineyi değil ama küçük bir parçasını istemeye kadar vardırmışlardı. Şeyh Neccar bölgesindeki bir sanayici şunu anlatmıştı: Buradaki birçok makina kişiye özel imal edilmişti, seri numaraları, kimliği vardı. Bazıları bu makinaların kendilerine lazım olan parçalarını örgütlere sipariş veriyordu ve bu parçalar burada sökülüp isteyen kişiye götürülüyordu"

Özuğurlu, konuyla ilgili olarak görüştüğü Suriye Sanayi Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesinin de "Bazı Halepli iş adamları Türkiye’de kendi malları olan makinaları gördüler ve Kahramanmaraş’ta mahkemeye başvurdular ancak başvuruları reddedildi" dediğini aktardı.

"KOLEKSİYONLAR TÜRKİYE'YE"

Halep'e yönelik yağmanın yalnız sanayi tesisleriyle sınırlı olmadığını, ülkenin tarih zenginliğinin de kapsadığını vurgulayan Özuğurlu, "Tarihi Emevi Camii 2012’de örgütler tarafından ele geçirildi ve 2013 Nisan ayında minaresi yıkıldıktan sonra cami içinde bulunan koleksiyonlar Türkiye’ye geçirildi" dedi.

En büyük hırsızlıklardan birinin de bugün TSK ve ÖSO kontrolünde olan Afrin taraflarındaki Ayn Dara’da bulunan büyük bazalt aslan heykeli olduğunu kaydeden Özuğurlu, "Tonlarca ağırlıkta olan bu heykel ancak özel araçlar ile yerinden kaldırılabilirdi. Heykelin nereye götürüldüğü meçhul. Aynı bölgede bulunan tarihi tapınak ise harap edildi" ifadelerini kullandı.