Murat Dağı'ndaki ÇED kararı 15 gün sonra açıklanacak

Murat Dağı'nda siyanür kullanarak altın ve gümüş arama çalışması yapması için verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporunun iptali için açılan davada tarafları dinleyen mahkeme, duruşmayı karar için 15 gün ertelendi. Ege Çevre Platformu'ndan yapılan açıklamada, "Murat Dağı’nın mahvedilmemesi için, meşru zeminde tüm gücümüzle mücadele edeceğimizi kamu oyuna duyuruyoruz" dedi.

İzmir / Cumhuriyet

Kütahya'nın Gediz ilçesindeki Murat Dağı'nda özel bir şirketin siyanür kullanarak altın ve gümüş arama çalışması yapması için verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporunun iptali için açılan davada tarafları dinleyen mahkeme, duruşmayı karar için 15 gün sonraya erteledi. 

Gediz ilçesindeki Murat Dağı'nda, özel şirket tarafından siyanürle altın ve gümüş arama tesisi kurulması yönünde verilen ÇED olumlu raporu, geçen 8 Mayıs'ta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca onaylandı. Karar, Kütahya'nın yanı sıra Eskişehir, Bilecik ve Uşak gibi çevre illerde tepkiyle karşılandı. Alanda bilirkişi heyetince yapılan inceleme sonrası 10'u tüzel 53 davacı tarafından açılan ÇED iptali ve yürütmeyi durdurma davası Kütahya İdare Mahkemesi'nde görüldü. Davacı avukatları Murat Dağı'nın öneminden bahsederken, davalı taraf ve bakanlık avukatları bilirkişi heyetinin psikolojik baskı altında rapor hazırladığını savunarak mahkemeden yeni bir heyet tayin etmesiyle davanın tümüyle düşürülmesi talebinde bulundu. Mahkeme heyeti iki tarafın dinlenmesinin ardından duruşmayı karar için 15 gün sonraya erteledi. Kaynak: Murat Dağı'ndaki ÇED kararı 15 gün sonra açıklanacak

 EGE ÇEVRE VE KÜLTÜR PLATFORMU'NDAN AÇIKLAMA

Sürece ilişkin Ege Çevre Platforu'ndan şu açıklama yapıldı:

Bilindiği üzere altın madencileri, dur durak bilmeden ülkemiz topraklarını delik deşik ediyor, siyanür ve ağır metallerle kirletiyor. Şimdi de sıra üç ilimizin su kaynaklarının yer aldığı Murat Dağı’na sıra geldi. Burası, ülkemizin cennet köşelerinden birisi olmanın yanı sıra, Uşak, Kütahya ve Afyonkarahisar’ı besleyen suların toplandığı bir alandır. Şimdiye kadar çok temiz olan bu sular, altın madeni çıkarılacak olursa, hangi önlemler alınırsa alınsın kaçınılmaz olarak kirlenecek, zehirlenecektir. Pek çok yerde tanık olduğumuz gibi, sızdırmazlık amacıyla döşenen membran, süreç içerisinde parçalanarak geçirmezlik özelliğini yitirecektir. Diğer yandan bu bölge, başta Gediz fayı olmak üzere aktif fay zonlarına çok yakın olduğundan, oluşabilecek büyük bir depremde, alınacak tüm önlemler yetersiz kalabilecek, siyanür ve ağır metaller doğaya karışıp canlı yaşamını olumsuz etkileyebilecektir. Buna kimsenin hakkı yoktur.

1990’lı yıllarda, Bergama-Ovacık’ta başlayan altın madenciliğine karşı verilen toplumsal ve ekolojik mücadelelere rağmen, hükumetin gizli bir kararnamesi ile çalıştırılmıştır. Ovacık’ta yaşanan çevre kirliliği, sağlık sorunları, sosyolojik yıkımlar, yetkililere bir uyarı olması gerekirken, altın madencileriyle kol kola ülkemizin hemen her bölgesinde yeni yeni ruhsatlar verilerek doğanın ve çevrenin tahribatına göz yumulmaktadır. Mücadelelerimiz sürmektedir. 

Murat Dağı’nda, çok sayıda su kaynağı bulunmaktadır ve birçok derenin de çıkış yeridir. Bu derelerin bazıları, doğrudan maden sahasının içerisinden doğmakta ya da madenin alanından geçmekte ve Gediz nehrinin beslenme alanındadır. Dolayısıyla, bu derelerin kirliliği tüm Gediz havzası (Gediz, Salihli, Turgutlu, Manisa, İzmir) ile Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak havzalarını ve Ege denizini de kirletebilecektir. Murat Dağı, konum olarak Afyonkarahisar, Uşak ve Kütahya illerinin arasında yer almakta, deyim yerindeyse bu üç ilin damı niteliğindedir. Buradan çıkan sular, her üç ilin hem içme hem sulama sularını kirleteceği açıktır. Buna kimsenin hakkı yoktur.

Murat Dağı altın madeni, Gediz’e bağlı Karaağaç köyünün hemen yakınındadır. Bu köyün, bu güne kadarki sakin yaşamı, maden işletildiğinde alt üst olacak, köy halkı arasında nifak sokulacak, madende çalışanlar ile maden karşıtları olarak bir birlerine kötü gözle bakan insanlar haline geleceklerdir. Bu durum, maden işletilen hemen her yerde somut olarak yaşanmıştır. Buna kimsenin hakkı yoktur

Altın madeni, kullanma sularını, yöreden sağlayacağı için, halkın kullanımına ait olması gereken bu sulara da ortak olacak ve belki de o yörede su darlığına neden olacaktır. Buna kimsenin hakkı yoktur.

Görünürde, ülkemizin bir zenginliği olarak sunulan altın madenciliği, gerçekte tam tersine bizleri yoksulluğa itiyor, geriye ise çoğu kanserojen olan ağır metallerce kirletilmiş topraklar, zehirlenmiş yer altı-yer üstü suları ve devasa çukurlar bırakıyor. Yöre halkı kanserle boğuşurken altın madencileri elde ettikleri bol kazancın keyfini sürüp bir başka maden sahasına yöneliyor.

Ülkemizin bir zenginliği değil, tam tersine yoksulluklara neden oluyor demiştik. Bunun örnekleri, başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyada, altın madeni çıkarılan ve işletilen her yerde yaşanmıştır. Başlangıçta, yöre halkının bazılarına iş olanağı sağlanırken, madenciler o bölgeden ayrıldıklarında, geriye yoksul, sağlığı bozulmuş, komşularıyla kavgalı bir halk bırakmaktadır. 

Murat Dağı’nın mahvedilmemesi için, meşru zeminde tüm gücümüzle mücadele edeceğimizi kamu oyuna duyuruyoruz.