'Mumcu'yu öldürmeye devam ediyorlar'
Cumhuriyet gazetesi yazarları Bekir Coşkun ile Işık Kansu, Uğur Mumcu'yu anlattı.
cumhuriyet.com.trUğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nca (um:ag), 24 Ocak 1993’te katledilen Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu’nun anısına düzenlenen “20. Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinlikleri kapsamında, Cumhuriyet gazetesi yazarları Bekir Coşkun ile Işık Kansu, Mumcu ile ilgili anılarını, onun gazetecilik yönünü anlattılar. Işık Kansu, Mumcu’nun “Rabıta” adlı kitabında sözü edilen “Rabıta” adlı dinci örgütten ve bu örgütün mensuplarının bugünün Türkiyesi’nde “siyasi aktör” olarak rol aldığını anlatırken, Bekir Coşkun, “Mumcu’yu öldürmeye devam ediyorlar” dedi.
“20. Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinliklerine dün de devam edildi. Etkinlik kapsamında ilk olarak Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Mustafa Karadağ, Prof. Dr. Mesut Gülmez ve Yıldırım Koç’un konuşmacı olarak yer aldığı “Özgürlük ve Örgütlenme” başlıklı açıkoturum gerçekleştirildi. Ardından da 1999 yılında katledilen Cumhuriyet gazetesi yazarı Ahmet Taner Kışlalı’nın yeğeni, opera sanatçısı Damla Kışlalı ile piyanist Hande Uçar tarafından klasik müzik dinletisi sunuldu.
Dinletinin ardından da avukat Ersan Barkın’ın yönettiği ve Cumhuriyet gazetesi yazarları Bekir Coşkun ile Işık Kansu’nun katıldığı “Anılarla Uğur Mumcu” başlıklı açıkoturum gerçekleştirildi. Kansu konuşmasına Mumcu’nun gazeteci kimliğini anlatarak başladı.
Mumcu’nun “Rabıta” adlı kitabında geçen kişilerin bugünkü siyasi bağlantılarından söz eden Kansu, “Rabıta”nın Suudi Arabistan kökenli bir örgüt olduğunu ve bu örgütün “Müslüman ülkelerin şeriatla yönetilmesini sağlamak” amacı taşıdığını kaydetti. Örgütün ardından “çok yüklü miktarlarda paraların olduğunu” anlatan Kansu, Mumcu’nun aynı isimli kitabında bu örgütün 1979’da yapılan kongresinden söz ettiğini ve kongrede “Kongreye katılan İslam ülkelerinde ilkokuldan üniversiteye kadar İslam öğretileri okutulmalı. Bütün İslam ülkelerinde İslam enstitüleri kurulmalı. Dünyadaki kadınlar İslam kurallarına uymalı” gibi kararlar alındığını yazdığını vurguladı.
Kansu, “Bugün bu kararların çoğu uygulamaya geçti. 4+4+4 ile eğitim şekillendi. Bugün pek çok üniversite medrese haline geldi ve bütün devlet dairelerinde mescitler açıldı. En son türbanlı avukatı da gördük” dedi. Mumcu’nun kitabında Bereket Vakfı’ndan da söz ettiğini, bu vakfın kurucuları arasında da dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın yer aldığını kaydeden Kansu, Mumcu’nun bu kitabı yazmadaki en büyük amacının “1980 öncesi ve sonrasında çıkarılan bir kararname ile din eğitimi kökenli 73 kişinin ‘Rabıta’ parasıyla yurtdışına gönderildiğini ispatmak olduğunu” vurguladı. Sonradan bu 73 kişi hakkında araştırmalar yaptığını ve onların çoğunun bugünün siyasetinde aktif rol aldığını tespit ettiğini anlatan Kansu, “Mumcu, söz konusu kitabında Milli Türk Talebe Birliği’nden de söz eder. Bu birliğin Rabıta’ya bağlı olmak için çalıştığını anlatır. Bilindiği gibi Milli Türk Talebe Birliği’nin en önemli eylemi de ‘Kanlı Pazar’ eylemidir. Peki bugün kimler o dönem Milli Türk Talebe Birliği’ne üyeymiş? Bazıları şu isimler: Abdullah Gül, Cemil Çiçek, Recep Tayyip Erdoğan, Beşir Atalay, Ömer Dinçer, Ahmet Davutoğlu” dedi.
‘Yatak odalarımıza kadar girdiler’
Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun da konuşmasında Mumcu ile ilgili anılarını anlattı. Mumcu’yla öldürülmeden kısa bir süre önce, havalanında karşılaştığını anlatan Coşkun, Mumcu’nun elinde ağır bir valizin olduğunu, bu valizin bir ucundan kendisinin tuttuğunu ve uçağa kadar birlikte taşıdıklarını anlattı. Mumcu’nun Almanya’ya 1992 yılında yaptığı bu ziyaretten önemli belgelerle döndüğünü, bu valizin içinde de belgeler olduğunu belirterek, “Belki de bu belgelerdi Mumcu’nun öldürülmesini sağlayan” dedi. 1992’de Mumcu’nun PKK üzerine çalışmalar yaptığını anımsatan Coşkun, “Bütün bunlar hazırdı. Bir oyundu. 1993’te Sivas katliamının meydana gelmesi, Mumcu’nun katledilmesi rastlantı değil. Bunlar bugünlere yol açmaktı. Mumcu’yu katlederek, yol açtılar kendilerine. Bugün de Mumcu’yu öldürmeye devam ediyorlar. O günlerde bombalarla, kurşun sıkarak yok ediyorlardı, bugün şekil değişti. İnsanların bugün şerefleriyle, onurlarıyla oynuyorlar. Cep telefonları... Cep telefonlarıyla yatak odamıza kadar girdiler” dedi. Coşkun konuşmasında CHP’yi de eleştirerek, yurttaşlara “Bu salonlardan çıkmalıyız” önerisinde bulundu.