Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’den Okluk Koyu’ndaki inşaata tepki
“Bir kuyumcunun eline devasa bir elmas vermişsiniz ve o kuyumcu o elması ustalıkla yontacak... Küçük bir hatası o büyük değeri ortadan kaldırabilir... Ben de böyle hissediyorum" diyor Dr. Osman Gürün. Muğla’yı ham bir elmasa benzeten Gürün ile büyükşehirdeki ikinci dönemini, doğayı nasıl koruyacağını ve hayallerini konuştuk.
Tuncay Mollaveisoğlu
Anadolu medeniyetlerinin izlerini coğrafyasında, sevgi, hoşgörü ve güler yüzlü anlayışı insanlarında yaşatan bir şehirde yaşıyoruz. Muğla burada doğanlar için ve sonradan gelip, görüp, beğenip yerleşenler için vazgeçilmez bir şehir. Yaşanacak ve yaşanılacak bir şehir olan Muğla çocuklarımıza bırakacağımız en güzel mirasımız. Muğla, Karya ve Likyalılardan günümüze bize emanet olan, verimli toprakları ile halkını doyuran, eşsiz güzellikleri ile de kendine hayran bırakan, Atatürk’ün izinde, özgürlüklerin ve demokrasinin şehri.
Muğla’nın en çok korunmaya ihtiyacı var. Rantın dişlileri kemirmeye başlamış bile cennet toprakları. Neler yapıyorsunuz korumak için?
1480 kilometre eşsiz kıyı uzunluğu, yüzde 68 orman varlığı ve 13 bin 247 kilometrekare yüzölçümü içerisinde korunması gereken hassas alanları ile Muğla özel bir coğrafya. Ülkemizin her karış toprağı gibi Muğlamızı korumak için de yasaların bize verdiği yetkileri ve hizmetlerimizi sonuna kadar kullanıyoruz. Çevreden başlarsak katı atık düzenli depolama tesisleri ile Muğlamızın çöp sorununu çözüyor, vahşi depolama alanlarını da rehabilite ederek doğaya kazandırıyoruz. Çöpten elektrik üretiyoruz. Geri dönüşüme önem veriyoruz. Büyükşehirlerde ilk olan hizmetimizle kıyılardan teknelerimizle atık topluyoruz.
Karbon, su ayak izi ve iklim değişikliği azaltalım projelerini de Muğlamızda hayata geçirdik. Yenilenebilir enerjiden özellikle güneş enerjisinden yararlanıyor, tesislerimizi güneş panelleri ile donatıyoruz. Toprağımızı, yerel tohumumuzu korumak için projeler üretiyoruz. Büyükşehir olduğumuzda 13 ilçe belediyemizle 1/25.000 ölçekli nazım imar planını oybirliği ile kabul ederek Muğla’nın kılavuz planını meclisimizden geçirdik. Hükümet tarafından yapılmak istenen imar değişikliklerine de yasaların bize verdiği ölçülerde itirazlarımızı yapıyor, gerekli alanlarda hukuki mücadelemizi veriyoruz. Özellikle kıyılarla ilgili planlamalarda bakanlığın aldığı kararların çevreye uygun olmaması durumunda itiraz yetkimiz var.
Muğla’yı korurken ne gibi engellerle karşılaşıyorsunuz?
Büyükşehir yasası bütüncül kararlar alabilmek, vatandaşa daha etkin hizmet götürebilmek için çıkarıldı. Muğla’nın Büyükşehir Belediyesi olması avantajını tüm Muğla’yı planlayabilme açısından altyapıda, ulaşımda hizmetlerimizle kullanıyoruz. Yalnız imar konusunda birçok yetki yerelde değil ne yazık ki bakanlıklarda. Kararlar Ankara’da alınarak Muğla’da uygulanıyor. Yerel yöneticilere sorulmadan imar değişiklikleri yapılıyor ve güzelim koylar imara açılıyor. Oysa karar mekanizması yerelde olmalı, merkezi hükümet ise bu işin sıkı denetimini yapmalı.
Geniş bir alanı etkileyecek
Okluk Koyu’ndaki Cumhurbaşkanına ait saray çok tartışılıyor. Bu konudaki düşünceleriniz?
Okluk Koyu’na değil vatandaş hiç kimse yaklaştırılmıyor, hava fotoğraflarından gördüğümüz kadarı ile yemyeşil ormanın içerisinde beton bir kale yükseliyor. Yazlık sarayın ihtiyaç olup olmaması tartışmalarını bir kenara bırakarak çevreye verilen zararın vicdanları kanattığını ve bu alan için imar değişikliği yapıldıktan sonra ne yazık ki geniş bir alanda kıyıların katledileceğini söyleyebiliriz. Okluk Koyu’nda sit derecesi düşürülen alanın 20 hektarlık kısmında “kamu hizmet alanı” amaçlı imar planları çevre ve şehircilik bakanlığınca onaylanmıştır. Sit derecesi düşürülen 20 hektarlık alan imara açılarak 40 bin metrekare ve 4 katlı bina yüksekliğinde inşaat yapma hakkı verilmiştir. Çevresindeki yerleşim birimlerinde en fazla 2 kat yapılaşma hakkına sahiptir. Verilen inşaat hakkı, betonlaşma ve doğanın katledilmesidir. Söz konusu alanda planlanan kamu hizmet alanı büyüklüğü ve yapılaşma yoğunluğu itibarıyla bölgenin doğal-ekolojik yapısını etkileyici niteliktedir.
Gökova Körfezi’nin muhteşem sahilleri ile ilgili çok sayıda marina planı yapıldığı iddia ediliyor. Koylarda otel projeleri var. Siz Büyükşehir olarak nasıl mücadele ediyorsunuz?
Muğlamızda Akyaka, Turunç, Akbük gibi koyların da yer aldığı Gökova Körfezi’ndeki sit alanları daraltılarak imara açıldı. Yani sit alanlarında yapılan değişikliklerle Gökova Körfezi’nde geniş bir alanda hatta denizin içine kadar yapılaşma, marina yapılabilecek hale getirilmiştir. Büyükşehir olarak bu konuda gerekli girişimlerimizi yaptık, davalar açtık. Vatandaşlarımız her şeyin farkında. Geri dönüşü olmayan çevre tahribatı yaşanabilir. Muğlalı bu konuda ne yapacağını, tepkisini nasıl göstereceğini çok iyi bilir.
Muğla devasa topraklara sahip bir ilimiz. Büyük ve dağınık coğrafyanın her alanına yol, su altyapı yatırımlarını taşımanın zorlukları nedir? Bütçenizi nasıl ayarlıyorsunuz?
Özellikle altyapı hizmetleri yazlık nüfusumuz olan yaklaşık 4 milyon nüfusa göre yapılıyor. Nüfusunun tamamına yakını merkezde yaşayan illerden farklı olarak Muğla’da nüfusu yüz bini geçen 5 ilçemiz var. Bu da altyapı, yollar, su, kültür merkezleri gibi birçok hizmetin parça parça götürülmesi anlamına geliyor. Bütçenizi, işgücünüzü, zamanınızı buna göre ayarlamak zorundasınız. Muğla’yı 6 hizmet bölgesine ayırdık. Vatandaşlarımızın en iyi hizmeti alması için önem ve aciliyet sırasına göre projelerimizi belirledik. Örneğin ilk dönemimizde 2300 km yol çalışmasını Muğla genelinde tamamladık. Zor bir coğrafya olsa da Muğlalı hemşerilerimiz hizmetin en iyisini hak ediyor.
Toprağını satma ürününü sat
Turizm kenti olarak bilinen Muğla bir tarım kenti aynı zamanda. Siz kırsalda üretip kıyıda tüketmek mottolu bir projeyi hayata geçirdiniz. Tarımı ve kooperatifleri destekleyen yönünüz çok konuşuluyor...
Eskilerin tabiri ile “Adam diksen adam çıkar” topraklara sahip Muğla’da kooperatiflerle tarımı geliştirmek, kırsal kalkınmayı artırmak ve ülkemizin ve Muğlamızın kazanması için projelerimizi hayata geçirdik. “Kırsalda Üret Kıyısalda Tüket” sloganımızın amacı Muğla nüfusunun yüzde 60’ının kırsalda yaşaması, kıyısal Muğla’nın da müthiş bir pazara sahip olmasıydı. Kırsalda yaşayan Ata toprağını satmayacak, göç etmeyecek, tam aksine kırsal geliştikçe kıyısaldan kırsala göç yaşanacak.
Ülkemiz tarımsal anlamda her geçen gün geriye giderken, her şeyi ithal ederken Muğlamızda Büyükşehir Belediyesi olarak üreticimizin yanında olan projeler ürettik. Yerel Tohum Ulusal Güç dedik yerel tohum merkezimizi kurduk. 780 yerel tohumu envanterimize ekledik. Aynı zamanda yerel tohumlarımızı Kriyoprezervasyon ve Doku Kültürü Laboratuvarı’mızda eksi 198 derecede dondurarak yüzyıllar boyunca saklayabiliyoruz. ‘Toprağını satma ürününü sat’ dedik, yem bitkisi, fidan, mera projesi, koku vadisi projesi, meyve sebze kurutma tesisi projelerini hayata geçirdik. Kooperatiflerle işbirliği yaparak 15 milyon alım garantili çiçek üretimi gerçekleştirdik. Koku Vadisi projesi için de kooperatifimizle imzaları attık, Muğla’nın dağlarında ovalarında açan, koku vadisinde fidelerini ürettiğimiz bitkilerden kekik, adaçayı, nane, biberiye, mercanköşk, limonotundan yağ, kozmetik ürünler, sabun gibi pazar payı ürünler üretilecek.
Sizi en çok mutlu eden hizmetiniz nedir desem?
Vatandaşlarımızın sağlığı için hayata geçirdiğimiz projeler, vatandaşlarımızdan aldığımız geri dönüşler örneğin onların sağ olun demesi ve personelimizi aileden biri olarak görmesi, güvenmesi bizleri çok mutlu ediyor. Muğlamızın çöp sorununu çözdüğümüz Katı Atık Düzenli depolama tesisleri de uzun yıllar şehrimize hizmet edecek olması nedeni ile bizleri mutlu eden hizmetlerimizden. Muğla’nın tarımsal üretimi ve üreticilerimiz için hayata geçirdiğimiz projeler yerel tohum merkezi, Tarım laboratuvarı, meyve sebze kurutma tesisi Muğlalı hemşerilerimizi memnun, bizleri mutlu eden hizmetlerimiz.
Atatürk’ün yolunda 5 yıl sonra nasıl bir Muğla hayal ediyorsunuz? |