Mücadele onunla başladı

"Gözaltında kaybedilenler"in aileleri ve insan hakları savunucularının mücadelesinin simgesi Toraman'ın 'yitirilişi'nin üzerinden 21 yıl geçti.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye’de gözaltında kayıplara karşı yürütülen mücadelenin başlangıcı kabul edilen Hüseyin Toraman’ın kaybedilişinin dün 21. yıldönümüydü. Ailesinin ve yoldaşlarının verdiği mücadele ile başlayan hareket bugün de sürüyor ancak Toraman’ın bulunması için yapılan tüm girişimler, başvurular sonuçsuz kaldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı soruşturma da zamanaşımına uğradı.

Hüseyin Toraman, 27 Ekim 1991 sabahı, pazar kahvaltısı için ekmek almak üzere evinden çıktıktan sonra, mahallelinin gözü önünde silahlı, telsizli, sivil giyimleri kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı bir araca bindirilerek kaçırıldı. Olay üzerine çağırılan polis, kaçıranların da polis olduğunu anlayınca olaya müdahale etmedi. Baba Ali Rıza Toraman olaya müdahale etmeyen karakol polisinin kaçıranların da polis olduğu yönündeki açıklamasını içeren ses kaydını dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e verdi. Sezgin, “Gözaltında olduğuna ve sorgulandığına ilişkin bir husus yoktur” dedi. Dönemin Başbakan’ı Süleyman Demirel de anne Hatice Toraman’a “Ne yapalım, oğlun cebimde mi ki çıkarıp vereyim” yanıtını verdi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde oluşturulan kurul olayın üzerine örten bir rapor hazırladı. Raporda oturduğu evdeki son kiracının Ermeni olmasına dayanılarak Toraman’ın Ermeni örgütleriyle bağlantısının olabileceği ve onlar kanalıyla yurtdışına çıkmış olabileceği yazıldı.