Mücadele dolu bir yaşam: Devrimcilerin Şekibe Ablası...

Şekibe Çelenk’le ilk kez 1980’li yılların sonunda Halit Çelenk’le birlikte, bir anma gününde tanıştım...

Mustafa Balbay

Başka birinin yanında tanışmam çok zordu; zira 65 yıllık eşi, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının avukatlığıyla adı ayrıca öne çıkan Halit Çelenk’le her şeyde, her yerde birlikteydiler.

Başka bir yerde görmem de çok zordu; zira hep mücadelenin içindeydi.

Ne 1970’lerin kanlı günleri...

Ne 1980’lerin faşist zulümleri...

Ne 1990’ların aydın kıyımları...

Ne 2011’de Halit Çelenk’in ölümü onu mücadeleden koparabildi...

2009’da Silivri Mapushanesi’ne kapatılmadan önce Çelenklerle ayrı bir mesaimiz olmuştu. Halit Ağabey, yaşamla ölümün iç içeliğini güler yüzle paylaşıp şöyle demişti:

“Balbay, son uzun söyleşiyi seninle yapalım!”

2008-2009’da evinde başta Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelesi, idamı olmak üzere her şeyi konuştuk.

Şekibe Abla da hemen yanı başımızdaydı. Yeri geldikçe sohbete girdi, olayları anlattı. Küçük ekler yaptı. Deniz Gezmişlere, idamdan sonra onların babalarına çorba sofralarını konuştuk.

Evleri Anıtkabir’in hemen karşısında. Bir akşam vakti, ay doğumunda oturduğumuzu anımsıyorum. Ay ve karşımızdaki her şey o kadar canlıydı ki...

Kendisi de Halit Çelenk gibi avukat olan Şekibe Abla, bu meslekten çok daha ötesiydi. Avukatlığı, öğretmenliği bir yaşam ve mücadele biçimi olarak sürdürdü.

O anıt kadın, konu idamlara gelince gözyaşlarını tutamazdı; süzülüverirdi yanaklarından...

Bir kadındı; insani duyarlılıklarını gizlemezdi...

Bir dosttu; evlilik, doğum, özel günleri de unutmazdı...

Cesur bir mücadele insanıydı; en karanlık günlerde bile durduğu yeri değiştirmedi...

O, mücadelenin yaşı olmadığını yaşamıyla gösterdi...

Güle güle Şekibe Abla... Bize miras olarak hiç yaşlanmayan, hiç pes etmeyen kocaman bir yürek bıraktın...