Mualla Irmak cinayetinde 16 yıl sonra yeniden görülen davada mütalaa açıklandı
İstanbul Kağıthane’de 16 yıl önce sekreter olarak çalıştığı muayenehanede ağzı koli bandıyla sarılıp birçok yerinden bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunan Mualla Irmak cinayetine ilişkin yeniden açılan davada mütalaasını veren savcı, sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 10,5 yıla kadar hapis istedi.
ANKAOp. Dr. Mustafa Arslan’a ait kadın doğum muayenehanesinde sekreter olarak çalışan 45 yaşındaki Mualla Irmak, 16 yıl önce ağzı koli bandıyla sarılmış ve birçok yerinden bıçaklanmış halde ölü bulunmuştu. Yeniden açılan davanın ilk duruşması İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya tutuklu Irak uyruklu sanık M.K.M.B, bulunduğu cezaevinden getirilirken, Mualla Irmak’ın eşi Mustafa Irmak ile kızı Sedef Irmak da geldi. Mahkemede taraf avukatları da hazır bulundu.
Mahkemede ifade veren sanık B, şöyle konuştu:
“SENİ DE ÖLDÜRÜRÜM DEDİ”
Ben onları o halde görünce şok geçirdim. Serkan kendinde bulunan bıçağı elime verdi, ‘Seni de öldürürüm’ dedi. Elimi de tutarak maktulün bacak kısmına gelecek şekilde bir kez vurmamı sağladı. Ben bıçakla vurduktan sonra yere düştüm. Serkan benden paspas istedi. Ben yabancı olduğum için olay yerinden kaçtım. Bir yıl sonra Serkan’la karşılaştım. Beni 'Olayı başkalarına anlatırsan, kimseye söylersen seni öldürürüm' şeklinde tehdit etti. Ben olaydan bir yıl sonra Serkan'dan maktulün öldüğünü öğrendim. Serkan beni tehdit ettiği için olayı kimseye anlatamadım. Ben kesinlikle iddianamede belirtilen eylemleri gerçekleştirmedim. Maktulü öldürmedim, maktule cinsel saldırı eyleminde bulunmadım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”
“DNA ÖRNEĞİMİN ÇIKMASINA İLİŞKİN SORUYU CEVAPLAMAK İSTEMİYORUM”
Tanık Op. Dr. Mustafa Arslan duruşmadaki ifadesinde, “14.00’de muayeneye gittiğimde kapının dışında hasta vardı. Bana kapıyı çaldığını, ancak açılmadığını söyledi. Ben de zile bastım ancak açılmadı. Anahtarımla kapıyı açarak içeri girdim. İstirahat odasına gittim, ağzı ve kolları bağlanmış vaziyette kanlar içerisinde maktulü yerde uzanmış halde gördüm. Polis çağırdım, maktulün eşine haber verdik” dedi.
Tanık Mustafa Arslan kendisine sorulan DNA örneğinin maktulün üzerinden çıkmasına ilişkin soruya “Adli Tıp raporunda DNA örneğim çıkmasına ilişkin daha önce ifade vermiştim, şu anda cevap vermek istemiyorum” yanıtını verdi.
OLAY TARİHİNDE GEÇERLİ OLAN KANUNA GÖRE CEZALANDIRILMASI İSTENDİ
Duruşma savcısı, sanık M.K.M.B'nin 15 yıllık süreçte 6 farklı sahte isim kullandığı ve olayı 15 yıl gizleyerek hiçbir makama bildirmediği, birlikte değerlendirildiğinde, Mualla Irmak’ın direncini kırmak ve bağırarak yardım istemesini engellemek için ağzını koli bandı ile kapattıktan sonra cinsel saldırıda bulundukları, eylemlerinin açığa çıkmasını engellemek amacıyla da bıçaklayarak öldürdüklerini ifade etti. Mütalaada, M.K.M.B. hakkında, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen "kasten öldürme" ve "birden fazla kişi ile cinsel saldırı" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 10,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Mahkeme sanık B. hakkında tutukluluk halinin devamına ve katılanlar vekilleriyle katılanlar Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekiline mütalaaya karşı ve esasa ilişkin son yazılı beyanlarını hazırlayıp duruşmadan önce dosyaya sunmaları için süre verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Mualla Irmak, İstanbul Kağıthane’de 16 yıl önce sekreter olarak çalıştığı kadın doğum muayenesinde bıçaklanarak öldürülmüştü. Yapılan incelemelerde Mualla Irmak’ın 23 adet bıçak darbesi aldığı, öldürülmeden önce cinsel saldırıya maruz kaldığı tespit edilmişti. Olayın meydana geldiği tarihlerde hiçbir şüpheliye ulaşılamamıştı. 2016 yılında dosyanın yeniden açılması ve soruşturmanın yeniden yürütülmesi sonucunda, Irmak’ın üzerindeki atlette, Serkan Güvenç’e ait DNA örnekleri bulunmuştu. Serkan Güvenç, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "adam öldürme", "cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından hapis cezasına mahkum edilmişti.
Yerel mahkemenin kararı Yargıtay aşamasındayken Serkan Güvenç, bulunduğu cezaevinde ölmüş, bu sebeple açılan davaların düşürülmesine karar verilmişti. Daha sonra Irmak’ın ağzının kapatıldığı koli bandında Irak uyruklu M.K.M.B'ye ait parmak izleri bulunması üzerine başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.