Montrö ve “cüppeli amiral” açıklaması nedeniyle gözaltına alınan emekli amiraller serbest
Gözaltına alınan 10 ve ifadeye çağrılan 4 emekli amiral 8 gün sonra özgürlüklerine adli kontrol şartı ile kavuşurken emekli amiral Ertürk’ün ifadesine Cumhuriyet ulaştı.
Sefa UyarMontrö tartışmaları ve “cüppeli amiral” hakkında 4 Nisan’da yaptıkları ortak bildiriye yönelik başlatılan soruşturma kapsamında 5 Nisan’da gözaltına alınan 10 emekli amiral ile “yaş durumları” nedeniyle ifadeye çağırılan 4 amiral soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Veysel Kaçmaz ile Cumhuriyet Savcısı Oktay Akkaya’ya ifade verdi. İfadelerin tamamlanmasının ardından emekli Amiral Ergun Mengi, “devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma” suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Atilla Kezek, Alaettin Sevim, Cem Gürdeniz, Nadir Hakan Eraydın, Bülent Olcay, Kadir Sağdıç, Türker Ertürk, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünsal ile ‘yaş durumları’ nedeniyle ifadeye çağırılan Engin Baykal, Cemil Şükrü Bozoğlu, Mustafa Özbey ve Atilla Kıyat hakkında ise çeşitli adli kontroller talep edildi. Bu kapsamda, Sevim, Kezek, Kıyat, Olcay, Sağdıç, Özbey, Gürdeniz, Erdağ, Ertürk, Ünsal, Bozoğlu, Baykal ve Eraydın hakkında yurtdışına ve il dışına çıkış yasağı olmak üzere adli kontrol şartı uygulandı. Mengi de hâkimlik tarafından yurtdışına ve il dışına çıkış yasağı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Böylece, 8 gün gözaltında kalan emekli amirallerin tamamı serbest bırakılmış oldu.
‘MONTRÖ ARAÇ’
Tutuklamaya sevk yazısında, Ergün Mengi’nin, açıklamayı hazırladığı, taslak metin olarak “ADMEK-2” adlı WhatsApp grubunda yayımladığı ve yapılması istenilen değişiklikleri ekleyerek metne son halini verdiği belirtilirken, emekli Amiral Ali Yüksel Önel’e 2 Nisan’da gönderdiği belirtilen bir mesaja yer verildi. Mesajda, “Komutanım çok sağ olun, esas tepki takunyalı amiral, harp okulu giriş şartlarından irticaya karışılmasının çıkarılması ve subay astsb. kurslarında Atatürk ilke ve inkılapları derslerinin çıkarılmasının üzerine olacaktır. Ama grupta uzlaşı çok zordu. Bu nedenle Montrö bahanesiyle son paragraftaki mesajları veren, hedef kitle dz.kk olmayan bir bildiri hazırlayayım dedi. Çok haklısınız ama burada Montrö’yü araç olarak kullandık. Esas endişemiz son 3 paragrafta, anlarlarsa eğer. Çok teşekkür eder saygılarımı sunarım” ifadeleri yer aldı. Sevk yazısında Mengi’nin, Montrö ile ilgili açıklamaların bahane olduğunu açıkça belirttiği, bu şekilde soruşturma konusu bildiriyi hazırladığı ve üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu” kaydedildi.
‘ALANIMIZ VURGUSU’
Türker Ertürk’ün savcılıktaki ifadesine Cumhuriyet ulaştı. Açıklamayı “basın duyurusu” olarak nitelendiren ve WhatsApp grubunda, “herkesin fikrini açıkça beyan etmesiyle oluşturulduğunu” belirten Ertürk, kendisinin grupta “varım, imzalarım” dışında neredeyse hiç paylaşımda bulunmadığını kaydetti. “Basın duyurusunun hazırlanış aşamasında hiçbir fikir beyan etmedim, bu anlamda katkıda bulunmadım” diyen Ertürk, “Grupta yayımlanınca kontrol ederek suç unsuru olmadığını gördüm. Bu nedenle imzalayacağımı ifade ettim. Duyurunun hazırlandığı WhatsApp grubunda birçok arkadaşım vardır. Sayı hatırladığım kadarıyla 150 civarındadır. Bu kadar arkadaşımın olduğu bir grupta ‘imzalarım’ dememek ayıplanabileceğim ve yüzlerine bakamayacağım hissini uyandırdı” ifadelerini kullandı.
Açıklamayı, “birisi Montrö, diğeri de 15 Temmuz darbe girişimine neden olan kişiler, sarıklı askerler olmak üzere hassasiyet taşıdığı 2 konuyu içerdiği için imzalayacağını beyan ettiğini” vurgulayan Ertürk, “Söz konusu metin, darbe veya darbe çağrısına neden olabilecek bir metin değildir. 11 yıl önce FETÖ’nün saldırılarına istinaden kendi isteğimle istifa ederek emekli oldum. Dolayısıyla mevcut muvazzaf olarak görev yapanlarla bir tanışıklığım ve irtibatım yok. Duyurunun muvazzaflarla irtibat kurularak hazırlanmış olması mümkün değildir” dedi. Açıklamanın, “hiçbir kamu gücünün bulunmadığı, tüzelkişiliği olmayan, tamamen emekli insanların bir arada bulunduğu bir yerde ortaya çıktığına” vurgu yapan Ertürk, “104 ziraat mühendisi bir araya gelip kendi alanındaki sorunlarla ilgili yapacakları açıklamayla soruşturma konusu açıklama aynı mahiyettedir” ifadelerini kullandı.
‘SARIKLI ASKERLER YAPMAYA KALKTI’
Ertürk’ün, emniyetteki ifadesinde ise “metnin, kendisi için önemli iki hassasiyete yer verdiğini” belirttiği, Montrö’nün, Türkiye’nin güvenliği ve egemenliği için yaşamsal değerde olduğuna işaret ettiği öğrenildi. Ertürk’ün, “15 Temmuz darbe girişimini sarıklı askerler ve polisler yapmaya kalktı. Türk milleti acı çekti ve yüzlerce şehit verdik. 31 Ağustos 2013 tarihinde Pensilvanya’da, FETÖ’nün evinin önünde yapılan eyleme katıldım ve konuşma yaptım. Konuşmamda, FETÖ’nün darbe hazırlığı içerisinde olduğunu, darbe yapıp Humeyni gibi Türkiye’ye dönme hedefi peşinde olduğunu belirttim. Bu yaşadıklarımın oluşturduğu hassasiyet metinde yer aldığı için onayladım” ifadelerini kullandığı kaydedildi.
ORDUEVİNE GİRİŞ YASAĞI
Emekli amiral Mustafa Özbey, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile orduevine giriş yasağı konduğunu duyurdu. Özbey, “Duruşma bittikten sonra 02.15 gibi Merkez Orduevi’ne geldim. Giriş yasağı konduğunu öğrendim. Eşim ve eşyalarımın orduevi odasında olduğunu söyledim. ‘Eşim ve eşyalarımı aldıktan sonra orduevini derhal terk etmemizi’ söylediler. Eşimi ve eşyalarımızı alıp yola çıktık” dedi.