Mona Lisa ile selfie
Louvre Müzesi’nde dünyanın en ünlü tablosu Mona Lisa’yı yakından görme fırsatı yakalayan pek çok ziyaretçi, o kısa zaman diliminde tabloya bakmak yerine selfie çekmeyi tercih ediyor. Bu işin uzmanlarıyla, müzeye gelen izleyicilerin yapıt ile birlikte selfie çekme eğilimini konuştuk.
Ceren Çıplak DrillatBugünlerde Louvre Müzesi’ne giderseniz pek çok kişinin Mona Lisa tablosu ile selfie çektiğini görebilirsiniz. Dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi olarak çoğunlukla yerini koruyan Louvre’un geçen yıl 8 milyon ziyaretçi ağırladığını anımsarsak tabloya da nasıl bir ilgi olduğunu tahmin edebiliriz.
Dünyanın en ünlü tablosu Mona Lisa’yı yakından görmek için tablonun önünde sıraya giriyorsunuz, en öne geldiğinizde tabloya kısa bir süre yakından bakma fırsatı yakalayıp daha sonra sıranızı devrediyorsunuz. Bu kısa zaman diliminde büyük çoğunluk ise tabloya bakmak yerine selfie çekmeyi tercih ediyor.
Peki bir sanat eserine bakmak yerine selfi aracılığıyla “ben de gördüm” mesajı vermeyi seçmek o sanat eserine zarar verir mi? Müzelerde ya da sanat galerilerinde izleyicilerin yapıt ile birlikte selfi çekme eğilimi bu çağın sanat eserleri açısından büyük talihsizliği midir? Yoksa izleyicinin de kendini yapıta dahil ettiği bir “eylem” midir? İşte cevaplar:
‘Selfie’siz zamanlarda...’
Yorum yoksa selfie var
Selfie’nin kendi başına yıktığı bir zihin yok. Zihinler giderek sığlaştıkça, “değerli” görünen şeyler hakkında konuşmak ve yorum yapmak imkânsızlaştıkça, selfie imdada yetişiyor. Kişiye, bu selfie görüntüsü ile bir “önem” atfediliyor. Ya da kişi, bu önemi kendi kendine atfediyor. Ama yine de selfie bu noktada tek sorumlu değil. Eğer bir izleyici, bir sanat yapıtı ile yan yana bir selfie görüntüsü alıyorsa ve o yapıta bakmayı hiç aklından geçirmeden oradan ayrılıyorsa, bu durum daha önceki “selfie’siz” zamanlarda da olabiliyordu ve biz o kişiden bir sürü “palavra” dinlemek zorunda kalıyorduk. Hiç olmazsa selfie’nin icadı ile o boş, yalan yanlış konuşmalardan kurtulduk...
‘Esere birkaç saniye ayırmak’
Bu süreçte bir talihsizlik varsa o da algı süremizin çekim için harcanan zamana indirgenmesi olabilir, birçok insan esere ancak birkaç saniye ayırmış oluyor bu şekilde. Bu arada belirtmek isterim ki, işin maddi zarar boyutunu düşünürsek; birçok insan cep telefonlarının otomatik flaş özelliğini kapatmadığından ve flaş ışığı eserlere zarar verdiği için, gösterimde olan Mona Lisa çok büyük olasılıkla replikadır. Şayet öyleyse tüm süreç zaten trajikomik bir niteliğe bürünüyor.
‘Mona Lisa’lı bir aranjman’
Mona Lisa’nın önünde ona bakmak yerine kameraya bakan çağın insanı kendini aslında kompoze ediyor. Bu bir aranjman. Mona Lisa’lı bir aranjman. Gerçek Mona Lisa’nın önünde varlığını çoğaltan insanın Benjamin’in çoğalarak yok olduğunu iddia ettiği sanat eserinin halesini ona geri iade ettiği gibi kendine de taktığını hatta bunu yakıştırdığını düşünüyorum. Bu eylemi anlamalı, her seferinde farklı eserlerin önünde kendini üreten, çoğaltan insanın bu çoğaltımlarını toplu bir biçimde sergileyen bir arşiv... Evet bunu yapmasını Louvre’a öneriyorum. Mona Lisa’lı figürlerin, bu selfilerin toplu bir biçimde bize söyleyeceği, çağımıza ve çağımızın görme biçimlerine ilişkin epey ilginç sözü olabilir çünkü...