Moldova’da bitmeyen gerilim
Moldova’da 15 Kasım’da düzenlenen ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Batı yanlısı kadın aday Maia Sandu, rakibi Rusya yanlısı olarak bilinen mevcut Cumhurbaşkanı İgor Dodon karşısında yüzde 57’den fazla oy alarak seçimleri kazanmış olsa da, ülkedeki siyasi krizin önümüzdeki yıl da devam edeceği görülüyor.
Deniz Berktay- KievYaklaşık 34 bin kilometrekare yüzölçümü ve 3.5 milyonluk nüfusuyla Moldova, yüzölçümü bakımından Avrupa’nın küçük ülkeleri arasında yer alsa da burası hem siyasi istikrarsızlıkları, hem de Rusya’yla Batı’nın (AB ile ABD) çatışma alanlarından biri olması nedeniyle ve Türkiye’nin yanıbaşında olmasından ötürü, dikkatle izlenmesi gereken bir ülke.
YOLSUZLUK TEPKİSİ
Doğu Avrupa’da Belarus, Ukrayna ve Moldova, Rusya’yla Orta ve Batı Avrupa arasında yer almaları nedeniyle, Rusya ve Batı arasında sürekli çatışma bölgesi özelliğini taşıyor. Bu üç ülkedeki siyasi gelişmeleri bu nedenle Rusya ile Batı arasındaki çatışmadan ayrı değerlendirmek mümkün değil.
Moldova aynı zamanda Avrupa’nın en istikrarsız ülkelerinden birini oluşturuyor. (2009 ile 2012 arasında, iki buçuk yıl ülkenin yeni cumhurbaşkanı seçemediğini hatırlamak lazım). Ülke, bir tarafta Batı yanlılarının, diğer taraftaysa Rusya yanlılarının olduğu iki kutba bölünmüş durumda. Ayrıca, eski Sovyet coğrafyasındaki beş ayrılıkçı bölgeden biri olan Transdinyester, Moldova’da bulunuyor (diğer dördü, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ, Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya ve Ukrayna’nın Donbas bölgesidir). Etnik Moldovalılar, Rumenlerle aynı kökenden. Bu nedenle, nüfusun bir kısmı Romanya’yla birleşmeyi savunuyor.
Bu seçimlerde, Rusya’ya yakın olan aday Dodon’un kaybetmesinin çeşitli nedenler var: Birincisi, Dodon’un cumhurbaşkanlığı döneminde yolsuzlukla mücadelede fazla aşama kat edilmediği gibi, Dodon kendi ailesini zengin etme suçlamasına hedef oldu. Bu hayal kırıklığı, Rus yanlısı seçmenin sandığa gitmemesine neden oldu. İkincisi, Maia Sandu, Batı yanlısı kesimin tamamının desteğini alırken Rusya yanlısı seçmen kitlesi, İgor Dodon ile Renato Usatiy arasında bölündü. Usatiy, ilk turda yüzde 17 civarında oy alarak üçüncü olmuştu ve Batı yanlısı aday Sandu ile yaptığı görüşmenin ardından, kendi seçmen kitlesini, Dodon’a oy vermemeye çağırdı.
Böylece, Dodon, Rus yanlısı seçmenin de önemli bir kısmının desteğinden mahrum kaldı. Üçüncüsü, Avrupa ülkelerinde yaşayan Moldova diyasporası, zaten Batı yanlısıyken, Dodon’un onlar hakkında söylediği “Moldova’dan uzakta yaşayıp ülkenin kaderini belirleyen paralel seçmen” şeklindeki sözler, bu kesimin tepkisini çekti. Özellikle diyasporanın seçimlere yoğun katılımı Sandu’nun zaferini sağladı.
ERKEN SEÇİME DOĞRU
Ancak, cumhurbaşkanlığı seçimleri, henüz Batı yanlılarının zaferi anlamına gelmiyor. Zira, Moldova Anayasası’nda, yetkilerin büyük kısmı, parlamentoya ait ve parlamentoda en büyük parti, şimdiki Cumhurbaşkanı Dodon’un Moldova Sosyalist Partisi.
Batı yanlısı Sandu’nun göreve 24 Aralık’ta başlaması bekleniyor, Sandu, ilk icraatlarından birinin parlamentoyu feshedip erken seçimlere gitmek olacağını açıkladı. Dodon da bunu kabul etti. Ancak Sandu’nun parlamento seçimlerine en kısa sürede gidilmesini istemesine karşılık Dodon, sonbaharı işaret ediyor.
Böylelikle, son yenilgisinin ardından parlamento seçimlerine hazırlanmayı planlıyor. Dolayısıyla, 2021 yılı da Karadeniz’in kuzeyindeki bu ülkede, Rusya’yla Batı’nın yoğun güç mücadelesine sahne olacak.