MMO: İş cinayetlerinde hayatlarını kaybedenlerin sayısı artıyor
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Oda Başkanı Ali Ekber Çakar, iş kazalarının hızla artmakta olduğuna dikkat çekti. Şirvan’da Bakır Madeninde yaşanan olayda, 6 işçinin öldüğünü ve 10 işçinin toprak altından kaldığını dile getiren Çakar, “Her yıl, her ay ve her gün iş cinayetlerinde hayatlarını kaybedenlerin sayısı artıyor” dedi.
cumhuriyet.com.trİş kazalarının her yıl hızlı bir şekilde artarak ‘iş cinayeti’ haline geldiğini dile getiren Çakar, “2016 yılı henüz bitmemiştir ancak yıl içerisinde iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı geçen yılki bin 730’a şimdiden ulaşmış durumdadır. Bu arada belirtmek isteriz, işyerlerindeki kazaların nedenleri, işçilerden veya mühendislerden kaynaklanmamaktadır. Kazaların nedenleri alınmayan önlemler, üretimin ve çalışma yaşamının işçilerin ve çalışanların aleyhine olan düzenlenme tarzından kaynaklanmaktadır. Biz bu nedenle “iş kazası” görünümüne dayalı ölümlere iş cinayeti diyoruz” dedi.
“KANUNA RAĞMEN İŞ KAZALARI AZALMADI”
İş kazalarında kitlesel ölümler yaşanması üzerine, 2012 yılında İş Sağlığı Güvenliği Kanunu çıkartılmasının ardından iş kazalarının azalmadığına dikkat çeken Çakar şöyle konuştu:
“İş Sağlığı Güvenliği Kanunu çıkartıldı ve yasa sonrasında iş kazalarının biteceği mesajları verildi. Ancak kazalar, ölümler, sakat kalmalar azalmadı sürekli olarak arttı. Çünkü kurulan sistem yanlıştı. Getirilen sistemde, bu alana ilişkin tüm yetkiler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü elinde toplandı. Tüm düzenlemeler ilgili Genel Müdürlük tarafından yapılmakta, alana ilişkin hizmetin devredildiği Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB), Eğitim Kurumları, iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerine ilişkin tüm kararlar, eğitimler, denetlemeler, cezalandırmalar bu genel müdürlük tarafından yerine getirilmektedir. Sendikaların, meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin görüşleri ise hiçbir şekilde dikkate alınmamaktadır. Bu durumu değiştirmek için; sendikaların, meslek örgütlerinin, üniversitelerin, işveren örgütlerinin de içerisinde yer aldığı idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü kurulmalıdır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin tüm kararlar bu kurum tarafından alınmalı, uygulama bu kurum tarafından denetlenmelidir” dedi.
“GÜVENLİ İŞYERİ YARATILMASINDA MALİYET HESABI YAPILAMAZ”
Sağlıklı ve güvenli işyeri yaratılması yükümlülüğünün işverenlere ait olduğunu ve hiçbir şekilde bu durumun maliyet hesabının yapılmaması gerektiğini dile getiren Çakar, “Elbette ki, sağlıklı, güvenli işyeri yaratılması yükümlülüğü işverenlere ait bir yükümlülüktür ve bu yükümlülük yerine getirilirken hiçbir şekilde maliyet hesabı yapılamaz, insan canının değeri hiçbir maddi varlıkla karşılaştırılamaz. Bunun yanında, işverenlerce OSGB’lere, sadece rehberlik hizmeti için kaynak aktarılmaktadır. 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’na göre işyerleri; Az Tehlikeli, Tehlikeli ve Çok Tehlikeli olarak üç grupta toplanmıştır. 2015 yılı rakamlarına göre; Az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde 4 milyon 745 bin, Tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde 4 milyon 420 bin, Çok tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde ise 3 milyon 319 bin işçi istihdam edilmektedir. 2017 yılı itibari ile bu rakama 3 milyon civarında kamu çalışanı eklenecektir. Dolayısı ile OSGB’lerin hizmet verdiği çalışan sayısı 16 milyon civarında olacaktır. Bugünkü koşullarda OSGB’ler aylık olarak kişi başına 50 TL civarında bir ücretle bu hizmeti yerine getirmektedirler. Bunun dışında sağlık muayenesi tetkikleri, periyodik kontroller, ortam ölçümleri, özel eğitimler gibi nedenlerle de ödemede bulunmaktadırlar” dedi.