Miras kalan atla şampiyonluğa...
Gazi Koşusu’nu kazanan Renk’in hikâyesi filmlere konu olabilecek kadar ilginç. “Kalça çıkığı var” denilen Renk, sahibi Gülçin Kundakçı’ya halasından miras kaldı. Ünlü jokey Halis Karataş performansını beğenmeyip Gazi’de Renk’e binmedi. Ama o, Ahmet Çelik’le finişe uzandı
Arif Kızılyalın / CumhuriyetAdı Renk, yaşı 3 ve artık Gazi Şampiyonu.
Türk yarışçılığının en görkemli kupasını kazanıp, efsaneler arasına girdi. Tanımayanı, sevmeyeni yok gibi...
Gelgelelim bu 3 yaşlı safkanın bir yaşam öyküsü var ki, gözlerinizi yaşartacak cinsten.
Nereden başlayacağımı bilemiyorum açıkçası; sancılı doğumu sırasında ‘acaba kalça çıkığı mı var’ denilerek dökülen gözyaşlarından mı, ölüm döşeğinde vasiyete yazdırılıp, miras olarak yeğenlere devrinden mi girsek yazıya?
Öyle ya da böyle Renk adlı İngiliz atının hikayesi, eğer atçılık meraklısı bir senaristin eline düşerse o film, Hızlı ve Öfkeli 7’yi de sollar, Birdman’i de...
Öncelikle bu at, şu an ışıklar içinde yatan at yarışı tutkunu, aileden atçı Ayşe Kundakçı’nın harasında doğuyor, 2012 yılının 9 Şubat’ında. Seyis ve veterinerlere göre orijini ve anatomisi uzuncu olmaya müsait. Hatta ‘kova burcu, inatçı olur, uzunu kazanmadan yarışı bırakmaz’ esprileri yapılıyor. Gelgelelim, padokla tanıştığ ilk günlerde koşu stilinden midir bilinmez, ‘kalça çıkığı bu at’ deniyor. Yaşlı sahibi Ayşe Hanım üzülüyor, veterineri, seyisleri, antrenörleri ise umutlu.
Gel zaman, git zaman derken, yakalandığı rahatsızlıktan kurtulamayacağını anlayan Ayşe Kundakçı, çok sevdiği atlardan uzak kalıyor. Artık yolun sonuna geldiğini hissettiği bir akşam üzeri de aile yakınlarını topladığı hasta yatağında vasiyetini açıklıyor:
“Çoluğum, çocuğum yok, ama yeğenlerimi çok severim. Renk’i Gülçin’e bırakıyorum, tek şartım da seyis ve bakıcılarının işten çıkartılmaması...”
Kara haber gelince aile önce atı ve diğer 3-4 elden çıkarmayı düşünüyor; sonuçta atın durduğu yerde aylık gideri 3 bin lira. Eskiden sahipleri olduğu İrfan Ilgazlı harası gibi devir işlemlerine başlayacakken, seyisler, veterinerler devre giriyor. “Para istemeyiz yeter ki Ayşe annemizin mirası el değiştirmesin.”
Başlıyor koşmaya. Performansı da hiç kötü değil. 15 yarışta start alıp, 9 birincilik, 2 ikincilik, 2 üçüncülükle tabelanın değişilmezi oluyor. Ancak atın performansını beğenmeyen dünyaca ünlü jokey Halis Karataş, Gazi’ye kaydı yaptırılan Renk’e binmeme kararı alıyor, ardından Özcan Yıldırım biniyor, hatta Mehmet Akif Ersoy Koşusu’nu kazanıyor ama o da yeterli bulmuyor atı, öyle ya Talip Özdemir sırf bu yarış için 800 milyona at almış, Kurtel ekürisi milyonları dökmüşken, niçin riske girsinler ki! Derken Ahmet Çelik’le el sıkışıyor aile Gazi için.
Sonrası mı?
Sonrası tam bir zafer. 2.30.82’yle geçiyor finiş çizgisini, sahibi Gülçin Kundakçı havalarda, kazanılan milyonlardan değil bu sevinci. Gözlerini kaldırıyor gökyüzüne ve bağırıyor, “Senin için Ayşe halam...”
Hala vasiyetiyle gelen şampiyonluk Dün, Veliefendi’de bulduk at sahibini. Renk’i Ankara’ya yollamışlar ekürisi Işık Hüzmesi’nin yanına. Gülçin Hanım’la kardeşi Ali Burçin Kundakçı ise kutlamaları kabul ediyor. Soruyoruz Gülçin Hanım’a Ayşe Kundakçı’yı anımsatıyoruz, biraz da gözleri yaşararak başlıyor anlatmaya: “Ailemizdeki at tutkusu halam ve eniştem sayesinde oluştu. Atları, haraları vardı. Eniştem vefat ettikten sonra tüm yük Ayşe halama kalmıştı. Renk’in doğduğu günleri anımsıyorum biraz heyecanlanmış, ‘kalça çıkığı mı var’ diye dert etmişti. Sonra veterinerler Haluk Bey, Yavuz ve Cengiz beyler atın üzerine çok titrediler. Ayşe halamı kaybettikten sonra vasiyeti yerine getirdik kardeşimle birlikte. Aslında ben biyoloji mezunuyum, otomotiv sektöründe çalıştım ama vasiyet işin içine girince atlarla daha çok ilgilenmeye başladık. Öyle çok köklü bir atçılık geçmişimiz ve yatırımımız yok. Ama bu şampiyonluk her şeyin parayla olmadığını da gösteriyor. Halamın Kont Kompador (1970’li yılların şampiyon safkanı) ile birlikte üzerine titrediği attı Renk. Taylara pek şeker verilmesini istemez seyisler ama ben gizli gizli şeker getirirdim Renk’e. Biraz huysuzdu, yanına kimseyi yaklaştırmazdı ama ben ten teması kurdum, atçılık camiası umutlu değildi ama biz ve seyis, antrenör ekibi ‘kazanacağız’ diyorlardı. Hele jokey Ahmet Çelik’in, “Son 200’e kadar gelsin, gerisini bana bırakın” lafını anımsadık yarışı izlerken, son metrelerde ise eminim Ayşe halam da alkışlıyordu Renk’i bizlerle...” Evet, ödünç harada doğan, koşmaz denen, satılma noktasına gelen, jokeylerin beğenmediği Renk’in öyküsü aslında, kenar mahalleden yetişip, günün birinde gol kralı olan futbolculardan da pek farklı değil. |