Mine Söğüt'ten Karanlık Masallar

Yazar Mine Söğüt’ün metinlerinden uyarlanan “Karanlık Masallar” dijital platformlarda yayınlanıyor. Söğüt ile projeyi konuştuk.

Emrah Kolukısa

Şu sıralar dijital platformlarda yayımlanan “Karanlık Masallar” başlıklı podcast serisi evde kalıp da ne yapacağını bilemeyenler için çok ilginç bir alternatif olabilir. Şimdiye kadar iki bölümü yayımlanan ve belli aralıklarla yeni bölümleri gelen serinin ilk bölümlerinde Mine Söğüt’ün yazdığı metinlerden uyarlanan ve dramatik bir formda yorumlanmış hikayeler var. Seslendirmelerini Mert Fırat, Melisa Sözen, Esra Ruşan, Engin Hepileri, Merve Dizdar,  gibi usta oyuncuların yaptığı “Karanlık Masallar”ı gazetemiz yazarı Mine Söğüt ile konuştuk.

“Karanlık Masallar” biraz radyo tiyatrosunu andıran, ama edebi anlamda farklı bir kalitesi de olan bir iş olmuş.. Nereden çıktı böyle bir proje yapma düşüncesi?

Karanlık Masallar Yönetmen Gizem Kızıl’ın projesi. Gizem beni arayıp projesinden bahsettiğinde ben de heyecanlandım. Gizem, Deli Kadın Hikayeleri kitabından, aralarında arkadaşlarım Melisa Sözen ve Mert Fırat’ın da olacağı çok kıymet verdiğim  tiyatrocularla birlikte uyarlamalar yapmak istediğini söyledi. Yazdığım metinlerin farklı disiplinlerden sanatçıları harekete geçirmesi benim için her zaman çok kıymetli olduğundan tereddütsüz “Tamam” dedim.

Şimdilik iki bölüm var Spotify ve Applepodcast’te.. Devamı gelecek mi? kaç bölüm düşündünüz?

Bildiğim kadarıyla Karanlık Masallar’ın  üçer bölümden oluşan ortak temaları olacak. İlk üç bölüm benim Deli Kadın Hikayeleri adlı kitabımdan. Sonraki bölümler başka yazarların başka metinlerinden…

Podcast hoşuna gitti mi peki, başka türlü fikirler de veriyor mu?

Yapılan iş çok hoşuma gitti. Son derece başarılı buldum. Yazdıklarımın profesyonel bir yönetmenin ve oyuncuların elinde böylesine etkileyici bir forma dönüşmesi,  baştaki heyecanımın artmasına neden oldu. Bu arada Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmesi planlanan bir oyun yazmıştım. Ve şu anda da başka bir oyun üzerine çalışıyorum. Bu konuda da cesaretimin ve hevesimin artmasını sağladı bu proje.

Tam da karantina günlerinde gelmesi ayrıca güzel oldu. Bunu planlamamıştınız ama değil mi?

Yok, çok öncesinde konuşmuştuk ama tesadüfen böyle tuhaf bir döneme denk geldi.

HAYAT DURUNCA BEN DE DURDUM

Can Yayınları etiketiyle çıkan yeni kitabın “Alayına İsyan” tam de bu karantina günleri öncesi okurla buluşmuştu. Fuarlarda, imza günlerinde çok buluşma olacaktı ama yarım kaldı haliyle, değil mi?

Her şey gibi. Hayat durunca ben de durdum. Eğer bir gün her şey yeniden hareketlenirse (normale dönerse demiyorum, çünkü normalimizin iyi bir şey olmadığını tecrübe ediyoruz şu anda) kitap da hayat da hareketlenir yeniden. Hem de kaldığından daha iyi bir noktada, çünkü "Alayına İsyan" tam şu günlerde sorguladığımız değerleri en sert ve aykırı bakış açılarından masaya yatıran ve “Başka bir dünya mümkün” diye haykıran kitap.

Seni yakalamışken onu da sorayım: Nasıl geçiyor karantina? Neler yapıyorsun… Neler yazıyorsun, neler okuyorsun?

Şimdilik sakin. Köyde yaşamanın şahsi avantajlarıyla. Ama bol bol düşünerek ve tabii ki olacaklar için derinden endişelenerek. Henüz  ihmal edilmiş ev işlerini tamamlamaktan ve gündem izlemekten derin bir okuma denizine giremedim. Ama içinde çağdaş Türk edebiyatından kuramsal sosyoloji ve felsefe kitaplarına kadar bir çok ertelenmiş metnin olduğu dev bir yığın bana göz kırpıyor.

Tıpkı senin podcastlerin gibi değil mi yaşadıklarımız, karanlık bir masal… Nasıl bitecek bu dönem? Neler değişecek sence?

Benim yazdığım hikayeler zaten asırlardır inşa ettiğimiz ve yaşadığımız korkunç hayatın en sert gerçekleriydi. Şimdi beklenmedik bir şekilde hep beraber durduk ve o hayatı ilk kez külliyen idrak etme fırsatı bulduk. Değişim için idrak iyi bir başlangıç olabilir. Tabii ki yola artık bambaşka bir ahlakla devam etmeyi de idrak edebilirsek.