Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi: Var olan düzeni değiştirmeye talibiz
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 46. Dönem yönetimi seçimlerinde yönetime aday olan Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi, kadın adayların çoğunlukta olduğu listesiyle dikkat çekiyor. Mimarlara oy kullanma çağrısı yapan hareket, “Sahiplenin ve birlikte değiştirelim, birlikte üretelim” diyor.
cumhuriyet.com.tr“İddiamız bu tabanın kendini ifade edebileceği alanı yaratmak” diyen Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi, seçime girme nedenlerini ise şöyle açıklıyor:
“Kent mücadelesinde önemli bir birikime sahip olan Mimarlar Odası’nın bu birikiminin; SGK primleri yatırılmayan, her türlü mobbinge maruz kalan ücretli mimarın emek mücadelesi ile birlikte yürütülmesi gerek. Ancak böyle nefes alıp veren, yaşayan bir meslek örgütlülüğün olabileceğini söylüyoruz. Var olan düzeni değiştirmeye talibiz. “
Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Öncelikle, Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi nedir, biraz bahseder misiniz?
Mimarlıkta Dayanışmacı Taban Hareketi 2 yıl önce kurulmuş; ancak beraberliği öncesine kent mücadelesinde, meslek odasının çeşitli çalışmalarında yan yana gelişlere dayanan bir topluluk. Yaşanabilir çevreler, emeğin korunması mücadelesinde var olmayı, mesleğin kamusal faydasının öne çıkarmayı hedeflemekteyiz. Bu amaçla meslek politikasının üretilmesini, meslektaş dayanışmasını önemsiyoruz.
Birlikteliğimizin tesadüfi olmadığını söylememiz gerekli. Ülkede her alandaki krizin en ağır olduğu dönemde, dayanışmaya en ihtiyaç duyduğumuz zamanda bir araya gelme kararı aldık.
Dayanışma ve taban kelimelerini üzerine basa basa söylüyoruz. Dayanışmayı içinden geçtiğimiz dönemin en temel ihtiyacı ve motivasyonu olarak görüyoruz.
Peki nasıl bir yolculuğunuz oldu bu 2 yıl içinde?
Bir önceki Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi genel kurulunda liste çıkarak yönetime aday olmuştuk. Bugüne gelene kadar geçirdiğimiz 2 yıl içinde de geçtiğimiz genel kurul söylediğimiz, tartıştığımız şeyleri hayata geçirmek için çalıştık. Gerçek anlamıyla çalıştık. Ücretli ve İşsiz Mimarlar Forumu niyetlerimizin görünür olduğu bir çalışma pratiğini hayata geçirdi 2 yıl boyunca. Hiç durmadan meslektaş dayanışmasını hayatın her alanında deneyimledik. Örneğin; işsiz meslektaşlarımızla dayanışmak amaçlı mimari çizim programlarını birbirimizden öğrenebilmek için atölyeler düzenledik. KHK’lİ meslektaşlarımızla dayanıştık. İnşaat sektörü üzerine kurulu bir ekonomide çalışma düzenimiz fazla mesainin neredeyse fıtrat olarak kabul edildiği bir halde. Mesaiye kalma çağrıları yaptık meslektaşlarımıza. Mesaiye kalmayıp haklarımız için mücadele edelim, dans da edelim, heykel de yapalım, film de izleyelim dedik. Çok önemsediğimiz; kriz ve mimarlık, endüstri 4.0 konularında etkinlikler yaptık. Devam da edeceğiz. Örnekleri çoğaltabiliriz ama özü şu ki; biz seçim dönemi yaklaştığında hatırlanan çalışma raporlarına inanmıyoruz. 2 yıl boyunca öre öre, birbirimizden öğrenerek, tartışarak ürettik.
Neden seçimlere girme kararı aldınız?
Mimarlar Odası 1954 yılında kurulmuş, kent hakkı ve bütün olarak demokrasi mücadelesinin içerisinde yer almış bir kurum. Biz de bu mücadele birikiminin parçası olarak görüyoruz kendimizi.
Öncelikle Mimarlar Odası örgütlülüğüne dair bir iddiamız var. Meslek örgütlülüğü bizim için yaşamsal. Ancak meslek odasının, bugün, mesleğin nasıl üretildiğinden, bu bilgiye ulaşma çabasından uzaklaştığını görüyoruz. Meslek örgütünün mimarlığın üretildiği tüm tabanına seslenmesi, vücut bulması gerektiğini düşünüyoruz. İddiamız bu tabanın kendini ifade edebileceği alanı yaratmak. Kent mücadelesinde önemli bir birikime sahip olan Mimarlar Odası’nın bu birikiminin; SGK primleri yatırılmayan, her türlü mobbinge maruz kalan ücretli mimarın emek mücadelesi ile birlikte yürütülmesi gerek. Ancak böyle nefes alıp veren, yaşayan bir meslek örgütlülüğün olabileceğini söylüyoruz. Var olan düzeni değiştirmeye talibiz.
Seçimi kazandığınız takdirde neleri değiştirmeyi hedefliyorsunuz?
Öncelikle birlikte yapacağız. Her ne yapıyorsak kolektif olacak. Bunun yollarını açacağız. Biz 2 yıl boyunca 5 tane açık Dayanışma Forumu yaptık. Bu forumların amacı kolektif olarak üretmekti. Bu geleneğimizi kesinlikle sürdüreceğiz. Çalışmayan, kapatılan komisyonları açacağız. Meslektaşlarımızı bu alanlarda çalışmak için göreve çağıracağız. Meslek odasının hayatında bir yerini bulamadığı için üye olmayan meslektaşlarımızı üyeliğe teşvik edeceğiz. Özellikle işsiz meslektaşlarımızı kazanacağız. Meslek odasının krizi elbette ülkenin krizinden bağımsız değil; ancak tam da bu nedenle dayanışma diyoruz.
Kent mücadelesi üye ile birlikte verilmeden yalnız kaldığımız bir mücadele. Yaşamda hiçbir konunun olmayacağı gibi, meslek örgütlenmelerinin de mesleğin de politikadan bağımsız olmadığının bilincindeyiz. Mimarlar Odası’nın politikalarını talan ve yıkımdan değil, emekten, doğadan, tarihi ve kültürel varlıklarımızın korunmasından, doğası ve hayvanlarıyla kentin tüm yaşayanlarından yana olması gerektiğini sahipleniyoruz. Mesleki etik tartışmasını emek süreçlerine taşımayı amaçlıyoruz.
Serbest çalışan meslektaşlarımızın yaşadıkları sorunlarını dinleyerek ve “mimarın mimarı taşeronlaştırmasına” karşı meslektaşlar arası hukukun işletilerek değiştirilebileceğine inanıyoruz.
Çalışma programımızda detaylıca tüm bunları ve daha fazlasını işledik. Meslektaşlarımıza da buradan da seslenmek isteriz. 15-16 Şubat tarihlerinde Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde Genel Kurul ve Seçimler var. Sahiplenin ve birlikte değiştirelim, birlikte üretelim.