Milyarder enflasyonu
14 Ocak 2021, Sundsvall’a bağlı küçük bir yerleşim yeri Nora. Ulf Eriksson, annesini ziyaret etmek için doğduğu eve gitti.
Osman İkiz / İsveç (Stockholm)İkinci kata çıkıp annesini yerde yatarken bulunca neye uğradığını şaşırdı. Kolu telefona doğru uzanıp kalmış olan annesiyle göz göze gelme çabaları nafileydi. Gözlerinin feri kaçmış, donmuş gibiydi. Eriksson, ambülans için telefona uzandı ama hatlar kesikti. İsveç, son teknolojiyi kullanma sevdasıyla sabit telefon hatlarını kaldırdığından iletişim ancak internet üzerinden bağlantıyla sağlanabiliyordu ama elektrikler kesilince bu bağlantı da kopmuştu. Arabasına koşarak iki kilometre ötedeki teyzesinin evine kadar gaza bastı. Sonunda ambülans çağırmayı başarsa da annesini kurtarma şansı kalmamıştı. Hazin olayı gazetelerden okuduk. Muhtemelen gazetelere yansımayan, bizim duymadığımız benzeri olaylar da vardır.
Tuhaf olan, elektrik kesilmesi yüzünden böylesi trajik olayların yaşanabileceğinin öngörülememesi. Pandemide de böyle oldu. Adını söylemeden sürü bağışıklığını tercih ettiler. İlk aylarda binlerce kurban verildi. Daha sonra hata yapıldığı kabul edildi ama ölenler öldüğüyle kaldı. Geri kalanlar da yaşadıklarına sevinmekte. İnsanı huzursuz eden bir anlayış. Acıyı sindirmek, aynı acıların tekrar yaşanmaması için neler yapılabileceğini düşünmeye fırsat vermeyen hızlı bir yaşam temposu. Tıpkı son teknolojiyi hemen uygulamaya sokarken ne gibi aksaklıklar yaşanabileceğini dikkate almamak gibi.
Bu yazıları okuyanlar bilir. Yıllardan beri ekonominin, paranın, insanın yerini aldığını yazmaktayım. Amaç ekonominin sürekli büyümesi. İnsan da tüketici olarak araç oluyor haliyle. Doğrusu İsveç, ekonomiyi yönetmede en başarılı ülkelerden biri. Sınıfsal dengelerin bozulması bir yana.
Teknoloji yıldızları
Geçenlerde gazeteler dünyanın en zenginleri listesini yayımladı. Her ülkenin milyarderleri de ayrı haber oldu. Dikkat çeken İsveç’te milyoner ve milyarderlerin füze hızıyla çoğalması. Örneğin 2018 yılında 129 bin olan milyoner sayısı, 2019’da 142 bine çıkmış. Bunlardan 191’i de kron milyarderi. Belki şu sırada milyarderlerin sayısı 200’ü geçmiştir. Milyarderlerin kırkıncı sırasında müzikle ilgilenenlerin tanıyabileceği bir isim var. Yıllar önce dağılmış olan ama müzik dünyasının unutulmazları arasında sayılan ABBA topluluğunun piyanisti Benny Andersson. 169. sırada ise gene tanıyacağınız bir isim, futbol dünyasının yıldızlarından Zlatan İbrahimoviç. Milyarderlerin 59’u da teknolojinin yıldızları. Bilindiği gibi Skyp’ın kurucusu Niklas Zennström, Spotify’ın kurucusu Daniel Ek, buluşlarıyla dünyanın önde gelen isimleri arasında. Bunlar zekâlarını yaratıcılıkta kullanan milyarderler. Teknoloji alanındaki milyarderlerin sayısı on yılda ikiye katlandı. Yapay zekâ çağında ivmenin nasıl seyredeceğini önümüzdeki yıllarda göreceğiz.
Milyarderler ekonominin motoru gibi. İsveç’teki dolar milyarderlerinin sayısı da 38. Kırk yıl önce sadece üç dolar milyarderi vardı. 10 milyonluk bir ülkede dolar milyarderlerinin bu kadar hızlı artması tuhaf karşılansa da bu konuda dünya şampiyonluğuna aday. Nüfusa oranla milyarder sayısı bakımından İsviçre’nin gerisinde ama bu hızla onu da geçmesi bekleniyor. İstatistikler, insanların refah içinde yüzdüğü bir ülke tablosunu yansıtıyor gibi ama rakamlar milyarderler artarken, yoksulların da artığını gösteriyor.
Sosyal refah devletine elveda
Sosyal güvenlik sistemi uzmanı Prof. Joakim Palme (Olof Palme’nin oğlu) aralık ayında Dagens Nyheter gazetesinde yayımlanan makalesinde İsveç’in artık sosyal refah devleti olarak tanımlanamayacağını yazdı. Sosyal güvenlik sisteminde son 20 yılda yapılan değişikliklerden sonra, Joakim Palme’ye göre İsveç’in, sosyal demokrat ya da İskandinav Modeli olarak bilinen sistemle ilgisi kalmadı.
Ne tuhaftır ki sol geleneğin güçlü olduğu İsveç’te, sosyal haklar önemli ölçüde budanırken politik arenada sağ güçlenmekte. Nedenlerini hâlâ ciddi olarak tartışan yok. Oysa sınıfsal dengeler iyice bozuldu. Milyarderler, gayri safi milli hasılada yüzde 30 pay sahibiyken artık yoksullardan söz ediliyor. Yüz binlerce emeklinin maaşı yoksulluk sınırının altında. Buna karşılık varsıllardan alınan vergiler sürekli düşürülmekte.
Son 15 yılda vergilerin düşürülmesiyle devletin gelirinde 300 milyar kronun üzerinde daralma oldu. Sağ kanatla anlaşıp koşullara boyun eğen sosyal demokratlar, çıkarılan bütün yasalarla kendi seçmen kitlesinin celladı oldu. Araştırmalar 290 belediyeden 210’unda çocukların zor koşullarda yaşadıklarını gösteriyor. Kira ödeme gücü olmayan gençlerin evden ayrılamadıkları, şiddete maruz kalan kadınların imkânsızlık yüzünden taşınamadıkları artık gazetelerin sıradan haberleri arasında.
Yoksulluk koşulunda yaşayan çocukların durumunu düzeltmek için 15 milyar kron gerekiyor. Ama devlette bu kaynak yok. Oysa varsılların ev hizmetleri için vergiden düşürdükleri giderleri 16 milyar kron. Evde hizmetli istihdam etmenin en büyük ayıplardan biri sayıldığı İsveç’te günün gerçeği bu. İstatistiklere göre, yoksulluk koşullarında yaşayan çocukların yüzde 16’sı İsveç doğumlu. Yüzde 54’ü ise göçle gelenler. Rüyalar ülkesinden manzaralar böyle. Dilenciler bile azaldı. Bize acıdıklarından olsa gerek.