MHP'li yazardan "Anayasanın ilk dört maddesi değişmeli" diyen HÜDA-PAR'a: Tam bir ihanet, hadsizlik, küstahlık...

"Anayasasının ilk dört maddesinin de değişmesi gerektiği"ni dile getiren HÜDA-PAR, MHP'nin yayın organı Türkgün gazetesinde ağır ifadelerle hedef alındı. Gazetenin yazarlarından Mustafa Önder, HÜDA-PAR'ın çıkışı için "tam bir kışkırtma ve ihanet" dedi, "Acaba birileri bu Kürtçü yobazı ikaz edecek mi?" diye sordu.

cumhuriyet.com.tr

Yeni anayasa tartışmalarına "anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilebileceği" çıkışıyla dahil olan Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR), MHP'den de tepki aldı.

MHP'nin yayın organı Türkgün'ün yazarlarından Mustafa Önder, "Hem Kürtçü hem dinci!" başlıklı köşe yazısında HÜDA-PAR için HDP'ye açılan kapatma davasını hatırlattı ve "Bir parti, din ve Kürtçülük üzerinden bu devlette siyaset yapamaz… Terörist PKK’nin siyasî uzantısı olan HDPKK’nin kapatılması ve milletvekillerinin birer birer dokunulmazlıkları söz konusu iken… Hizbullah adlı kirli dinci örgütle bağı olduğunu yöneticilerinin de ifşa ettiği bir diğer Kürtçü parti olarak faaliyet sürdürebilmektedir…" dedi.

HÜDA-PAR Genel Başkanı İshak Sağlam'ın geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında “Türkiye, 5 darbeci askerin oluşturduğu anayasadan kurtulmalıdır. Beyaz bir sayfaya Bismillahirrahmanirrahim yazıp, yeni bir giriş yapmak gerekir" dediğini hatırlatan Önder, şöyle devam etti:

"“Anayasa” bahanesiyle söylediği sözlerin hedefinde Anayasa’nın ilk dört maddesi var.

Gerisi tam bir kışkırtma, tam bir ihanet:

“5 generalin bize dayattığı sözleri, kutsal metin haline getiriyoruz. Dokunulamaz olarak kabul etmek, gelecek nesillere ihanettir. ‘Asla dokunulamaz’ diye bir hükümle gelecek nesli ipotek altına almayı doğru bulmuyorum. Eğer yeni bir anayasa yapılacaksa ‘Değiştirilemez’ maddesinin gündeme gelmesi de teknik olarak mümkün değildir.”

Bu ülke bu kafadan çekmeye devam ediyor.

Dinimizi ve Kürtleri kullanarak yürüyen sinsi ve kirli yeni bir belâ…

Bu inanç ve fikir hürriyeti falan değildir, haddini bilmemek, küstahlıktır:

“Kürt sorunu anayasada çözülebilir. Kürtler de bu cumhuriyetin kurucuları olarak kabul edilmelidir. Bu devletin sahipleri sadece Türkler değildir. Ayrıca Kürt kimliği anayasada yer almalı, Kürtçe ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli ve anadilde eğitim verilmelidir” 

Adamın derdini anlayabildiniz mi?

Onu rahatsız eden Anayasadaki maddeler ne?

“Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.”

“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.”

Bu kürtçü yobaz, bu “ilk üç maddenin değiştirilemez oluşu”ndan rahatsız!

Rahatsızlığını ifşa eden ağzındaki bakla da şu:

“Kürt meselesi aynı coğrafyada yaşayan kardeşlerin kardeşlik hukukunun ihlali meselesidir. Bir dilin, bir medeniyetin, bir kavmin, bir kültürün yok sayılmasıdır!”

Acaba birileri bu Kürtçü yobazı ikaz edecek mi?

Birileri ona “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk milleti” dendiğini hatırlatacak mı?

Bu ülkede “Kürt meselesi” değil “ırkçı-bölücü-dinci terör meselesi” olduğunu anlatacak mı?