Metin Öztürk: Galatasaray'da işler Dallas'a döndü
Metin Öztürk, Cengiz yönetimini eleştirerek,""Yönetimin gitmesine bir iki hafta kala başkanımız plansız projesiz seçim hamleleri yapıyor. Sancaktepe'ye kazma vurmuş da mı Sayın Dursun Özbek zamanında yapılan Kemerburgaz'a çit çekiyor" dedi..
DHAGalatasaray Başkan Adayı Metin Öztürk, iki yıldır seçime hazırlandığını ve Fatih Terim'in yalnız bırakıldığını ifade ederek, "Son dönemlerde yaşanan süreç hepimizin canını sıkıyor. Eskiden Dallas dizisi vardı. Galatasaray'daki işler son dönemlerde bu duruma geldi" dedi.
Galatasaray'da mayıs ayı sonunda yapılacak olan seçimler öncesi Galatasaray Başkan Adayı Metin Öztürk, D Smart'ta Serhan Türk'ün konuğu oldu. Sarı-kırmızılılar ve Türk futbolunun gündeminde yer alan konularla ilgili olarak birbirinden çarpıcı açıklamalara imza attı.
İşte Öztürk'ün o sözleri:
"EKİP OLARAK DA, PROJELERLE DE HAZIRIZ"
"Bütün ekibimiz hazır. Sevgili başkanımız Sayın Mustafa Cengiz, 2018 Ocak ayında seçildiklerinde % 40 hazır olduklarını söylemişti. Seçim Mayıs'a kalsaydı belki başkaları da hazır olabilecekti. Belki şu anki başkanımız değil, başka biri seçilecekti ama bir hazırlık süreci olacaktı. Bu olmayınca da şu anki sıkıntıları yaşıyorsunuz. Onun için biz iki yıla yakın zamandır hazırlanıyoruz ve gerek ekip gerek ekonomik gerekse de projelerle hazırız."
"Galatasaray'ın en önemlisi sıkıntısı ve bizim üç sene içerisinde taşları yerine oturtacağımız konu fabrika ayarları, yani kurumsallaşmadır. Artık ben gazete alıp okumak istemiyorum. Eskiden sabah uyandığımda beş-altı gazete masamda olurdu. Spor sayfasında Galatasaray haberlerini okuyarak ilerlerdim. Son dönemlerde yaşanan süreç hepimizin canını sıkıyor. Taraftar, hoca, başkan, medya... Hepsi bir şeyler diyor. Eskiden Dallas dizisi vardı. Galatasaray'daki işler son dönemlerde bu duruma geldi. Bunu yaratanların utanıp utanmadığını bilmiyorum ama biz Galatasaray üyeleri olarak utanıyoruz. İnşallah bu da bu salgın gibi 100 senede bir olacak bir şeydir. İnşallah 100 sene daha Galatasaray'ın başına böyle bir virüs, hastalık ya da sıkıntı gelmeyecek."
"GALATASARAY'I BÜYÜTMEK, HESAP KİTAP YAPMAKTAN GEÇER"
Biz zaten ekonomik programımızı hazırladık. Galatasaray'ın bu borçlardan nasıl kurtulacağını biliyoruz. Bafetimbi Gomis'ten Radamel Falcao'ya giden süreç iyi yönetilseydi 50 milyon Euro çöpe gitmezdi. Bunu bir buçuk sene önce divan kurulu toplantısında söyledim. İnsanlar işlerine gösterdikleri özenin yarısını Galatasaray'ı yönetirken gösterseler Galatasaray'ın hiçbirimizin parasına ihtiyacı olmaz, yalnızca iyi yönetilmeye ihtiyacı olur. Genel kurulda üyelerin de eşe dosta ya da sınıf arkadaşına oy vermekten uzak kalması gerekiyor. Biraz projelere ve ekibe baksalar Galatasaray'ın geleceğini kurtarırlar. Kurtaramazlarsa da Manchester City ve Paris Saint Germain benzeri bir sahiplik sistemine doğru gideriz. Zaten şu an iş oraya doğru da gidiyor. Zira seçime girdiğimiz derneğin Sportif A.Ş.'deki hisseleri % 50 seviyesinde. Az bir şey kalmış. Zaten yönetimler az daha kötü yönetirlerse oy kullanmaya gitmemize gerek kalmayacak."
"Seçimlerde çok aday olması, aslında çok sayıda proje demek. Biz seçimi kazanacağımıza eminiz. Onun için keşke bu seçimde altı-yedi aday çıksa da biz de hepsinin seçim sonrası kapısını çalıp bahsettikleri projeler hakkında destek istesek. İnşallah onların projeleri Sayın Mustafa Cengiz'in Sancaktepe projesine benzemez. Kendisi orada yeni Riva'lar oluşturacağını söyledi. Bilmiyorum, kendisi belki şahsi bir mülk almış olabilir ama ben Galatasaray'ın tapu kaydında Sancaktepe gibi bir yer hatırlamıyorum."
"SELFIE YÜZÜNDEN 50 MİLYON AVRO KAYBETTİK!"
"Bizim hiç araştırmamıza gerek yok. Sayın Abdurrahim Albayrak her gün gazeteler aracılığıyla ya da biz başkan adaylarını arayarak mali tabloların kötü olduğu mesajlarını gönderiyor. Keşke bu kaynakları doğru kullansalardı da bize telefon açıp '200-300 milyonun yoksa gelme.' demeselerdi. Çünkü biz onların selfieleriyle buraya geldik. Onların selfieleri bize 50 milyon Avro kaybettirdi. Demek ki onlar o selfieyi çektirmeseydi biz 300 milyon lirayı koymak yerine, belki kasada 200 milyon lira bulacaktık."
"Galatasaray'ı yönetmek için kurumsallık ve akıl gerekiyor. Seçim zamanlarında duygusallık ağır basıyor. Bizim kulübümüzün bildiğiniz gibi % 36'sı liselilerden oluşuyor. Onların aile fertleriyle beraber bu oran % 50'ye ulaşıyor. Biz hep liseyi Galatasaray'ın bir değeri olarak gördük. Bir kültür yuvası, Galatasaray'ın bugünlere gelmesini sağlayan yer ve Batı'ya açılan pencere. Seçimlerde duygular hakim oluyor, projelere pek bakılmıyor. Bizim devreden bir arkadaş var şu listede deyip ona oy veriyorlar. Güzel ama o listedekiler Kemerburgaz'la ilgili ne yapacak? Yıkılan adayla ilgili ne yapacak? Florya için ne yapacak? Futbolun bütçesini ne yapacak? Hangi finansal enstrümanları kullanacak? Bunlara cevap yok. Çoğu zaman oyların kime verileceği lisenin bahçesinde kararlaştırılıyor. Biraz gayriciddi bir durum yaşanıyor ama Galatasaray bu durumu aşalı çok oldu. Yani uçurumun kenarında bir Titanik fantezisine gerek yok. Romantik gözüküyor Titanik fantezisi ama sonunda gemi batıyor. Umarım Galatasaray batmayacak."
"Bir hazırlıkla ya da bir parayla gelmezseniz hesaba kitaba bakmamışsınız demektir. Bizim hesabımıza göre kulübün Haziranda 200 milyon TL'ye ihtiyacı var. Şimdi aslında önemli olan parayı getirmek değil. Zaten Bankalar Birliği, sadece Galatasaray'a değil, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'a da bir mali disiplin getirdi. Aslında bizim beceremediğimizi devlet yaptı. Çünkü Bankalar Birliğinin arkasında da devlet erki var. Biliyorsunuz, Spor Toto elinden geldiğince herkese destek olmaya çalışıyor. Devlette bankalar da baktı ki biz mali disiplini sağlayamıyoruz, devamlı o seçimden bu seçime, o futbolcudan bu futbolcuya doğru gidiyoruz, bir mali disiplin getirdi. Önemli olan bundan sonrasını ayağa kaldırmak. Parayı bulursunuz. Nitekim bundan önceki yönetimler de bulmuş. İşte Dursun Başkan da 20 milyon eurosunu koydu, dört-beş senede zor aldı. Önlemli olan kulüplerin yöneticilerinin paralarına ihtiyaç duymaması. Peki böyle söyleyip de haziranda niye para koymayı planlıyorsunuz derseniz cevabı şudur: Siz Haziran ayında o parayı koymazsanız transferde zorlanırsınız. Birçok futbolcunuzun serbest kalma ihtimali doğar. Yeni Ribery vakaları olmaması için o kasa kolaylığını yapmak zorundayız. Önemli olan sistemin kendi kendine yeter hale gelmesi. Şu anda üç uluslararası, iki de yerli firmayla stadın isim hakkı için konuşuyoruz. Yabancı şirketlerle olan prosedürler bile altı ay sürüyor. Şu anda sponsorlar, 2022 ve 2023'ün planlarını yapıyor. Bilin ki o planların içinde Galatasaray yok. Bunu biz getireceğiz. Bu görüşmeleri şimdiden yapıyoruz. Çünkü seçildikten sonra yaparsak Aralık ayına yetişmez. Sağ olsun, Türk Telekom anlaşmasını bir buçuk yıl uzattı. Bunu yapan yönetime ve Türk Telekom yöneticilerine de teşekkür ediyoruz. Yani bu yoklukta bir nevi bağış yapmışlar. Böyle bir ortamda Türk Telekom gibi önemli bir markanın ismini orada koruması büyük iş. Bunun altında imzası olan iki tarafa da teşekkür etmek lazım. Sponsor, bu işbirliğinden ticari bir geri dönüş bekler."
"400 MİLYON FAİZ ÖDÜYORUZ"
"Mustafa Cengiz yönetimi, 2018 Ocak ayında erken bir seçimle geldi. Hazırlıksız oldukları için ekip içinde koordinasyonlu hareket edemediler. Mayıs ayında ekibin bir bölümünü değiştirdiler. Sonra yolda döküle döküle şu an üç kişi kaldılar. Ekip çalışması çok önemli. Hedef sadece seçim kazanmak olmamalı. Birinci üç yıl ikinci üç yıl nasıl yöneteceğinizi hesaplayarak bu ağır sorunları çözmek için 6 yılllık bir planla hedefe ilerleyeceksiniz. Şu an yaklaşık yıllık 400 milyon lira faiz ödüyoruz. Stadın bütün koltuklarını satsanız bile 100 milyon lira gelir elde ediyorsunuz. Storelarınız para bassa yılda 20-30 milyon lira zor kazanırsınız. Her sene şampiyon olup Şampiyonlar Ligi'ne gidemediğiniz takdirde bu faizi bile ödemeyemezsiniz."
"Galatasaray'ın önünde çok büyük sorunlar var ama ben olaylara iyimser bakıyorum. Geçen gün bir arkadaşıma birtakım olumlu şeylerden bahsederken 'Her şey günlük güneşlik. O yüzden altı-yedi aday var herhalde.' dedi. Sonra sıkıntıları anlattığımda 'İçimi kararttın. Her taraf kar kış kıyamet.' dedi. Ben de arada ilkbaharın olduğunu söyledim. Bunu da biz getireceğiz. Yazı belki getiremeyeceğiz ama kulübün yaşadığı kara kışı bitireceğiz. Kulübün finansallarını da Kovid-19'a benzetiyorum. İnşallah iyi yöneterek bunu hapşırığa çevireceğiz. Kulübü daha yaşanılabilir bir mali duruma getireceğiz. Bunu da şampiyonluk hedefinden kopmadan yapacağız."
"Yönetimin gitmesine bir iki hafta kala başkanımız plansız projesiz seçim hamleleri yapıyor. Sancaktepe'ye kazma vurmuş da mı Sayın Dursun Özbek zamanında yapılan Kemerburgaz'a çit çekiyor? Sayın başkanımızın hayali seçim hamlelerini yapmayı bırakması, hem kendi sağlığı hem de kulübün sağlığı açısından önemli. 29 Mayıs'ta kulübümüzü seçime götürsün. Çünkü aldığımız duyumlara göre pandemiyi bahane ederek seçimleri Ekim ayına sarkıtacak. Bu durum Galatasaray'ın aleyhine. Hocanın kontratı bitti ve kendisi sıkıntılı. Futbolcu, taraftar ve üyeler de sıkıntılı. Böyle bir ortamda görev süreniz bittiğinde şapkanızı alıp gidersiniz."
"KULÜBÜ HERKES TERK ETTİ"
"Fatih Terim'in buz kovasının üstünde oturduğu fotoğrafı gördüm ve gerçekten üzüldüm. Ama orada taraftara ya da futbolcuya mesaj vermedi. Sadece bu yönetime tepkisini gösterdi. Kendisi çok yalnız. Hoca, canı sıkıldığı için rakip takımın başkanı ya da federasyonla uğraşmıyor. O da sahanın içinde kalmak istiyor. Ama o kadar yalnız ki. Bugün stada gittiğinizde kulüpte belki başkanı, belki de genel sekreteri bulursunuz. Yani kulübe kimse uğramıyor. Başkan ısrarla bu koşulda kulübü yönetmeye çalışıyor. Bu kulübün bir ikinci başkanı var, o da Abdurrahim Bey. Başkan sağlık sorunlarını gerekçe göstererek 2 ay önce istifa etseydi kahraman olurdu. Abdurrahim Bey yılların yöneticisi. Yanında Yusuf Bey ve Kaan Bey var. Kendileri bizi gerçekten çok sağlıklı bir seçim sürecine götürürdü. Başkanımızın sağlığı gerçekten aday olmaya müsait değil. Burada üç yıl devam edecek büyük sorumluluklar taşıyan zorlu bir görevden bahsediyoruz. Biz bir ağrı kesici aldığımızda bile dengemiz bozuluyor. Bu kadar sağlık sorunları yaşarken ve kemoterapi görürken görevi bırakmalıydı. Kendisini biz hep sevgi ve saygıyla hatırlayacağız ama istifa etmesi bunu pekiştirecek."
"Biz, ekip olarak bir spor kulübünü yönetmeye hazırlanıyoruz. Ama bunun ana omurgası futbol. Tüm dünya, şu an pandemi süreciyle beraber büyük bir zorluk içinde. Biz de kendi pandemimize yedi-sekiz yıl önce girdik. Ünal Aysal döneminde Galatasaray'ın iki şirketi birleştirildiğinde kasaya 100 milyon dolarlık bir para girdi. Aslında bu, eski başkanımız Adnan Polat'ın döneminde başlayan ve Sayın Mehmet Helvacı'nın hukuki alt yapısını yaptığı bir başarı hikayesi. Bir günde olan bir şey değil. Burada her ikisine de teşekkür ederim. Bunun meyvesini yemek de Ünal Aysal'a düştü. 100 milyon dolar geldi ve bizim de 104 milyon dolar banka borcumuz vardı. Bunu ödemek yerine biz o zamanki flaş transferleri yaptık. 'Çilekler gelecek.' dendi. O paralar gitti. Mali açıdan düzlüğe çıkmak için önemli bir fırsatı kaçırdık. O gün kötü kullanılan kaynakların yarattığı sıkıntıları bugün daha çok hissediyoruz. Gelirlerin bu kadar daraldığı bir ortamda dünya yıldızı da olsa bir futbolcuya 8 milyon Euro ödemek bizim bütçemizi aşar ve takım içindeki ekonomik dengeyi bozar. Kabul ediyorum, belki o sakatlıklar olmasaydı bize defalarca şampiyonluklar yaşatacaktı. Ancak bu para Falcao'ya değil, bize çok. 4 bin TL gelirle her gün köfteciye gidemezsiniz. Hele de dört kişilik bir aileyseniz kıymayı alıp köfteyi evde yapacaksınız. Altyapıya, scout sistemine ağırlık vereceksiniz. Türkiye'de scoutingin kralı Fatih Hoca'dır. Fatih Hoca kimi sahneye çıkarsa hemen Fenerbahçe masaya oturur. Çünkü onlar da Fatih hocanın o futbolcuyla boşuna ilgilenmediğini bilirler. İşte Sayın Emre Belözoğlu, Fenerbahçe'nin son üç senedeki altıncı hocası. Para var, istikrar yok. Niye? Çünkü beceri, bilgi, yönetim yok. Şirket gibi yönetiyorlar. Biz böyle yönetmeyeceğiz."
"FENERBAHÇE'NİN HADSİZLİĞİNE YOL AÇTILAR!"
"Biliyorsunuz, şimdi saçma sapan bir 1959 öncesi çıkardılar. Allah'tan 1923 öncesi falan demiyorlar. "Papazın Çayırı'nda oynarken bilmem ne yaptık." falan... Aslında hesaplar doğru yapılırsa onlar mahçup olur, o da ayrı konu. İstedikleri kadar Cola kupası veya Papazın Çayırı'nı saysınlar, bir yere varamazlar. Çünkü bundan sonraki Galatasaray yönetimi tarihle, kurumsallıkla ve matematikle gelecek. Kimsenin hakkını yemeyecek ve kimseden haksız bir şey talep etmeyecek. Biz zaten şampiyonlukları sahada kazandık, masada değil. Beşiktaş'ın masadan gelen iki şampiyonluğu var. O gün buna göz yumanlar, bugün Fenerbahçe'nin hadsiz taleplerine yol açmışlardır. Onun için biz Galatasaray'ın hakkını her alanda savunacak kuvvetli bir ekiple geliyoruz."
TFF'yi kulüplerin çatısı olarak görmek lazım. Her konuyu kendimize yontup kavga ortamında olmamalıyız. Biz seçime hazırlanırken sadece finansa hazırlanmadık; biz Galatasaray'ın sorunlarını çözmek için komiteler oluşturduk. Her şubenin federasyonu için delegeler hazırladık. Federasyonlarda bir güç dengesi yaratmanız lazım."
"Sayın Eşref Hamamcıoğlu ekibiyle birleşme yok. Ben aynı şeyi 6 hafta önce Yeşilyurt'da bir otelde üyelerle yaptığım kahvaltı sonrası basın mensuplarına söyledim. Birleşmek size seçim kazandırır ama bütünleşecek projeleriniz yoksa Galatasaray'ı ileriye götürmez. Aday olacak birilerini geçmek için başka bir adayla listeleri birleştirmeniz Galatasaraya bir fayda sağlamaz."
"MUSTAFA CENGİZ ZİHNİYETİ BİZİ ALLAK BULLAK ETTİ!"
"Aynı zihniyet devam edecek diyorlar; Mustafa Cengiz zihniyeti. O zihniyet bizi allak bullak etti. Galatasaray değerlerinden uzaklaştırdı. Köfteler dedi, mağara adamları dedi, demediğini bırakmadı. Ama bunu oy verenler düşünsün. Herkes Dursun Özbek'e olan tepkisinden dolayı Mustafa Cengiz'e oy verdi. Şimdi bana da Sayın Eşref Hamamcıoğlu ile birleş baskısını yapanlar, Sayın Mustafa Cengiz'e oy verenler. Liseciler; Liseliler değil. Üye ayrımı yapan liseciler küçük bir topluluk; liseli üyelerin yüzde beşi. Galatasaray'ı aydınlığa Liseciler değil; Liseliler ve bizler elbirliği ile çıkaracağız. Bize sufle ettiler; Mustafa Cengiz'den kurtulmamız lazım, Siz bir araya gelin. Mustafa Cengiz 1200 kişiyi üye yaptı, çok adaylı ortamda seçimi kazanır. 20 aylık çalışmalarımızı ve projelerimizi boş vermemizi, askerleri olmamızı teklif ettiler. Biz olmayacağını söyledik. Eşref Bey'e kapımız açık, hemen yarın ikinci başkanımız olarak almak isterim. Onun ekibinden çok sevdiğim kardeşlerim var."
"Öncelikle devletimiz, kulüplerin kendi kendine yetemediği mali konularda büyük katkı sağladı. Bu katkı da kulüplerimizin batmasını engelledi. Bu finansal yapıda ayağa kalkmanın yolu, sihri bizim yönetimimizde var. Bizim stadımızın isim hakkı bu senenin aralık ayında bitiyor. Türk Telekom da dâhil, görüşme yapacağımız isim sponsor adayımızdan aynı zamanda basketbol sahamızı da yapmasını istiyoruz. Stadımızın isim hakkını 3 yıllık yapmak istedik. Ama global markalar daha uzun süreli gelmek istiyor. Biz yeni isim hakkı anlaşmasını 5 yılda tutmak istiyoruz."
"KEMERBURGAZ'A 4 ANTRENMAN SAHASI YAPACAĞIZ"
"Kemerburgaz projesinin mimarı Sayın Dursun Özbek'tir. Florya artık yetmiyor. Biz 8 ayda Kemerburgaz'a 4 antrenman sahası yapacağız ve Avrupa standartlarının da üstünde olacak. Stadımızın zeminini 1 ay içinde yapacağız. Bu tesisler adale sakatlıklarının birçoğunu ortadan kaldıracak. Stadımızdaki sahada bir daha bataklık olmayacak. İstanbul'a yüz yılın karı yağsa, tufan çıksa, Galatasaray'ın sahası örnek gösterilecek. Florya'da bize ait olan 19 dönümlük yeri daha evvel genel kuruldan onay aldığımız gibi Emlak Konuta satacağız. Üst kullanım hakkı bizde olan 40 dönümde bu inşaat projesinin içinde olacak. Onun dışında 2049 yılına kadar üst kullanımı bizde olan 22 dönümlük alan kalacak. Orada Galatasaray bayrağını dalgalandırmaya devam edeceğiz. Stadın isim hakkı, Florya'nın Emlak Konuta satışı ile yaklaşık 1 milyar lirayı Galatasaray'ın kasasına sokacağız. Bu sayede banka borçlarımızın en azından yarısını kapatmış olacağız."