‘Merkel Saray’dan kaçtı varaklı koltuğa tutuldu

Alman Yeşiller Partisi’nin Eşbaşkanı Cem Özdemir, Angela Merkel’in İstanbul ziyaretini ve 1 Kasım seçimlerini Cumhuriyet’e değerlendirdi.

Ozan Demircan



* Almanya Başbakanı’nın Türkiye’yi ziyaret etmesi gerçekten gerekli miydi?

Zamanlamanın fazlasıyla yanlış seçildiği kanaatindeyim. Başkentin göbeğinde barış ve demokrasi talebiyle toplanan o güzel insanlara yapılan, Türkiye yakın tarihinin en büyük saldırısının acıları ve tartışmaları orta yerde duruyorken ve Türkiye’nin geleceğini belirleyecek kader seçimine sadece iki hafta kalmışken, apar topar planlanan bu ziyaret ve bu tartışmalı kader ortaklığı anlaşılır gibi değil. Üstelik bu ziyaretin ülkeyi bir tür Putin Rusya’sına dönüştürme telaşındaki otokrat bir Cumhurbaşkanı’nın seçim kampanyasına destek anlamına geleceği ve bizlerin dayanışmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyan Türkiye demokrasi güçlerini ne kadar yaralayacağı hususlarında kendisini (Angela Merkel) uyarmışken. Biz ısrarla Sayın Merkel’i Erdoğan ile görüşerek O’nun ekmeğine yağ sürmemesi gerektiği konusunda uyardık. Çünkü biliyorduk Sayın Erdoğan bunu sadece seçim malzemesi olarak değil, başkanlık hayallerini gerçekleştirmek için de kullanacaktı. Endişelerimiz haklı çıktı. Kaçak Saray’dan kaçayım derken, kendisini altın varaklı koltukların eksik olmadığı mükemmel tertiplenmiş bir gösterinin içinde bularak, tam da AKP’nin istediği resimleri servis etmiş oldu.

Türkiye’ye haksızlık

* 4 Eylem planında vize kurallarının gevşetilmesi dahil dört ana husus var. Sizce bu iyi bir fikir mi?

Yaklaşık 2 milyon sığınmacıya kapılarını açan Türkiye bu anlamda en büyük yükü üstlendi. Sığınmacıların kabulü ve barındırılması hususunda, Türkiye tabii ki desteklenmeli, yalnız bırakılmamalı.

Vize konusuna gelirsek. Resmi olarak aday ülke statüsündeki ülkeler arasında vizesiz seyahat rejiminin uygulanmadığı tek ülke olan Türkiye’ye, AB normları çerçevesinde zaten kaldırılmasını çoktan hak ettiği bir vizesiz seyahat hakkının önce geri kabul anlaşmasına, şimdi ise mülteciler üzerine yürüyen pazarlıklarda talep ve koz olarak kullanılmasını haksızlık olarak addediyorum.

* Bunların yanı sıra Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde iki başlık açılması öngörülüyor. Bunu doğru buluyor musunuz?

İşin ironik tarafı da bu zaten. Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakere sürecinde, Türkiye için tam üyelik perspektifi yerine imtiyazlı ortaklık statüsü öneren ve bunun arkasında ısrarla duran bizatihi Sayın Merkel’in kendisi idi. Nitekim Türkiye ile ilgili en büyük hatasını, görevi devraldığı Schröder- Fischer ikilisinin tam aksine Türkiye’ye gereken dikkati göstermeyip, üyelik sürecini desteklemeyerek yaptı.

* Almanya’da yaşayan Türkiye kökenlilerin çoğu son seçimde AKP’ye oy verdi. AKP’nin Almanya’daki Türkler nezdindeki başarısının nedeni ne?

Buradaki bütün Türkiyelilerin sandık başına gitmesi halinde, Türkiye’de grafiğin doğrudan buraya yansıyacağını düşünüyorum. Buradaki sıkıntı, gerek katılımın sınırlı olması gerekse temsiliyet meselesi. Yurtdışından gösterilen adayların azlığı ve AKP’nin burada diğer partilere göre daha örgütlü olması da bunda rol oynamış olabilir.

Cem Özdemir kimdir ?

1965 doğumlu siyasetçinin anne babası işçi olarak gittikleri Almanya’da tanıştı. Üniversitede sosyal pedagoji okuyan Özdemir 1981’den beri Yeşiller üyesi. 1994’te Alman meclisine seçilen ilk Türk kökenli vekil oldu