Menderes, Zorlu ve Polatkan anıldı

Eski Başbakanlardan Adnan Menderes ile eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilişlerinin 48. yılında Topkapı'daki mezarları başında anıldı.

cumhuriyet.com.tr

Demokrat Parti (DP) İstanbul İl Başkanlığınca Anıt Mezar'da düzenlenen törende konuşan DP İstanbul İl Başkanı Tekin Enerem, Adnan Menderes,  Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'yu rahmetle andıklarını ifade ederek, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi mücadelesinde çok önemli hizmetler görmüş, Türkiye'yi yokluktan varlığa taşımak için çok önemli hizmetleri olan, demokrasinin temellerini atmış ve bugün iyi olan ne varsa emeği olan bu müstesna insanları kaybetmiş olmanın verdiği üzüntü devam etmektedir. DP zihniyeti o gün de vardı, bugün de var, yarın da olacak'' dedi.

DP Genel Başkanı Cindoruk, Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın idam edilişlerinin 48. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

 

Cindoruk: Demokrasi şehidi

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, ''eski Başbakan Adnan Menderes ile eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam edilişlerinin demokratik cumhuriyetin 63 yıldan beri silemediği bir büyük kara leke'' olduğunu söyledi.

Menderes, Zorlu ve Polatkan''demokrasi şehidi'' olarak niteleyen Cindoruk, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1946 yılında DP öncülüğünde çok partili demokratik bir rejime geçtiğini, DP'nin 14 Mayıs 1950'deki genel seçimlerde milletin iradesi ve büyük desteğiyle iktidar olduğunu ifade etti.

Demokrat Parti'nin, 1950-1960 yılları arasında Türkiye'de kalkınma hamlesi başlattığını belirten Cindoruk, ''bu dönemin önderliğini yapan 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve dava arkadaşlarının 27 Mayıs 1960 tarihinde Silahlı Kuvvetler bünyesinde oluşan bir cuntanın darbesine maruz kaldığını'' kaydetti.

Cindoruk, ''Yassıada mahkemeleri, Türk adalet tarihinde daima bir kara leke olarak anılacaktır ve anılmaktadır. Çünkü, bu mahkemenin başkanı, sanık sıfatıyla yargıladığı devlet büyüklerinin yüzlerine karşı, adil bir yargılama yapamayacağını şu sözleriyle ifade ediyordu: (Sizi, buraya tıkan irade, öyle istiyor...'' dedi.

Yassıada'da 14 Ekim 1960'ta başlayan yargılamaların 15 Eylül 1961'de tamamlandığını hatırlatan Cindoruk, yargılama sonucunda, 15 devlet büyüğünün idama mahkum edildiğini, bunlardan üçü ile ilgili kararın Milli Birlik Komitesi tarafından onaylandığını belirtti.

Cindoruk, mesajında şunları kaydetti:
''Maliye Bakanımız Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu, 16 Eylül 1961'de İmralı Adası'nda acımasızca idam edildiler. Bunu, 17 Eylülde Başbakanımız Adnan Menderes;in idamı izleyecekti.
Devlet büyüklerimizin idam edilişi, demokratik cumhuriyetimizin 63 yıldan beri silemediği bir büyük kara lekedir. İdamlar, darbeciler tarafından devlet kurumları aracılığıyla yapılmıştı. Ama aynı devlet, aradan yıllar geçtikten sonra hem Menderes, Polatkan ve Zorlu Ailelerinden hem de milletimizden özür dilercesine bu aziz büyüklerimizin naaşını İmralı Adası'ndan alarak, İstanbul'daki anıt mezarlarına taşıdı.
Partimizin kurucuları arasında yer alan ve 1950-1960 yıllarında genel başkanlığımızı yapan Türk milletinin sevgilisi merhum Başbakanımız Adnan Menderes ile DP iktidarı döneminde icraatlarıyla halkımızın muhabbetini kazanan merhum Maliye Bakanımız Hasan Polatkan ve merhum Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu'yu vefatlarının 48. yılında minnet, şükran ve rahmetle anıyor, değerli aileleriyle aziz milletimize ve dava arkadaşlarımıza başsağlığı diliyorum.''

Bu arada, merhum Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın torunu Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, DP'nin eski milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Namık Gedik'in oğlu Arda Gedik ile bazı partililer de Menderes, Zorlu ve Polatkan için ayrı bir anma programı gerçekleştirdi.

Törene katılamadığı belirtilen Aydın Menderes'in basın açıklaması burada basın mensuplarına dağıtıldı. Aydın Menderes'in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

''1950-1960 yılları arasındaki DP iktidarı döneminde ne siyasi amaçlı bir darağacı kurulmuş, ne yargısız infaz gerçekleşmiş ve ne de faili meçhul cinayetler işlenmiştir. Bırakın anarşi ve terörü, Doğu ve Güneydoğu'da en basit eşkıya eylemlerine bile neredeyse rastlanmamıştır. Bu yönüyle DP'nin iktidarı dönemi onlarca yüzyıllık tarihimiz içinde hiçbir benzeri olmayan bir dönemdir. 27 Mayıs'tan itibaren Türkiye maalesef yine bir kan deryasının üzerinde oturmaktadır. 50 yıl geçmiş olmasına rağmen bugün Türkiye'de karşılaştığımız her meselenin, her zorluğun, her acının, her sancının ve her musibetin temelinde 27 Mayıs darbesi bulunmaktadır.''