Mektubun 12 yıllık uzun yolculuğu

Hükümlü Ali Gülmez, 3 Şubat 2006’da avukatı Gül Altay’a bir mektup yazdı. Mektup, cezaevi idaresi tarafından sakıncalı bulunarak gönderilmedi. Türkiye’de yargıdan sonuç alamayınca AİHM’e başvurdular. Başvuru, 2013 yılında yürürlüğe giren yasa gereği, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’na yönlendirildi. Komisyon ise başvuruyu Mayıs 2018’de karara bağladı. Gülmez’e ‘haberleşme özgürlüğünü’ ihlalden 500 TL ödenmesine karar verildi.

Hilal Köse

F tiplerini kötülüyor

Gülmez’in, Ankara 1 No’lu F Tipi’nde kaldığı dönemde kaleme aldığı mektubu önce cezaevi idaresi tarafından şüpheli görüldü ve gönderilmedi. Ardından Ankara İnfaz Hakimliği’ne gitti. Hakimlik, göndermeme işlemini iptal ederek, mektubun, Mektup Okuma Komisyonu’nca açılıp okunmasına, savunmayla ilgiliyse gönderilmesine karar verdi. İdare, hakimliğin kararına itiraz edince, mektup, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüne geldi. Mahkeme itirazı reddetti, mektubu Mektup Okuma Komisyonu’na gönderdi. Komisyon mektubu açıp okuduktan sonra savunma içerikli olmadığına karar verdi ve sakıncalı bularak Disiplin Kurulu’na sevk etti. Kurul ise bir adet fotoğraf üstünde çizim bulunan dört sayfanın avukata gönderilmesine, geri kalan 61 sayfanın ise imha edilmesine karar verdi. Mektupta, F tipi cezaevleri hakkında gerçek dışı, iftira ve örgüt propagandası içeren ifadeler olduğu savunuldu. Ankara Cumhuriyet Savcılığı da Ankara İnfaz Hakimliği’nden mektubun gönderilmemesini istedi. Savcılık, mektupta, “F tipi zindanların iç yüzü, tecrit, izolasyon gerçeği, devrimci tutsakların karşı karşıya olduğu sorunlar kitlelere taşınmalı, düzenin baskıcı intikamcı yaklaşımları teşhir edilmeli, kitleler harekete geçirilmeye çalışılmalıdır” şeklinde temenniler olduğunu belirterek, mektubun bir kısmının okunaksız yazı ile şifreli kaleme alındığını öne sürdü. Hakimlik de mektubun gönderilmemesine karar verdi.

Yıllar sonra karar

Gülmez ise 31 Ağustos 2006’da AİHM’e başvurdu. AİHM, başvuruyu, tazminat komisyonuna gönderdi. Komisyon, Gülmez’in haberleşme özgürlüğünün ihlaline ilişkin şikayetinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 35. maddesinde öngörülen kabul edilebilirlik koşullarını karşıladığının saptandığını belirtti. Hakimliğin göndermeme kararında, mektubun kurumun asayişini ve güvenliğini nasıl tehlikeye düşürdüğünün belirtilmediğine dikkat çekilerek, gerektiğinde sakıncalı görülen kısımlar sansürlenerek de mektubun gönderilebileceğinin anlaşılması nedeniyle haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiği kaydedildi.

Yasak sürüyor

Avukat Altay, kararı gazetemize değerlendirerek, “Yıllar önce yapılmış bir başvuru. Karar gelince şaşırdım hatta. Tazminat miktarı ise kabul edilemez durumda. Bizim posta masraflarımız bile daha fazla. ‘500 lira al’ sus diyorlar. Mektup yasakları devam ediyor. Daha yeni bir başvuru yaptık. Elazığ Cezaevi’nden müvekkilim bana mektup yollamak istemiş göndermemişler” dedi.

Yeni başvuru

Tutuklu Ünal Yiğit, Elazığ 2 No’lu Cezaevi’nden Mart 2018’de avukatı Gül Altay’a göndermek üzere yazdığı mektubu idareye teslim etti. Mektupta, Yiğit’in cezaevinde maruz kaldığı hak ihlalleri yazılıydı. Ancak, Disiplin Kurulu mektubu, ‘kurumu ve kurum görevlilerini hedef gösterdiği’ iddiasıyla sakıncalı bularak göndermedi. İnfaz Hakimliği de Yiğit’in itirazını reddetti. Yiğit ise haberleşme özgürlüğü, savunma hakkı ve hak arama hürriyeti ihlal edildiği gerekçesiyle, 5 bin TL manevi tazminat talebiyle 17 Mayıs’ta Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. İSTANBUL