Meclis'te bu kez de 'makul Kürt' tartışması
AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, kendisini 'makul Kürt' diye niteleyen HDP'li milletvekillerine "Ben makul Kürtüm ama senin ne Kürtü olduğunu bilmiyorum" diye cevap verdi.
AATBMM Genel Kurulunda HDP grubu tarafından Doğu ve Güneydoğu'da ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının toplumda oluşturduğu tahribatın araştırılması amacıyla verilen önergenin görüşmeleri sırasında gergin anlar yaşandı. HDP önergesinin öne alınması için yapılan görüşmelerde AKP adına söz alan Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, HDP'li milletvekillerinin "Makul Kürt" açıklamalarına, "Benim makul Kürtlüğümü senin ömrün öğrenmeye yetmez. Ben makul Kürtüm ama senin ne Kürtü olduğunu bilmiyorum" ifadeleri ile cevap verdi.
'BEYAZ TOROS - MOTASİKLETLİ KATİL' TARTIŞMASI
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "beyaz Toros" açıklamasına ilişkin HDP'li ve CHP'li milletvekilleri tarafından yapılan eleştirilere cevap veren Orhan Miroğlu, "Başbakanımızın söylediği açıktı, 'Türkiye beyaz Toroslar dönemine dönmesin' gibi bir anlamı vardı o konuşmanın. Vicdan sahibi herkes beyaz Toroslara geri dönmeyi isteyecek insanların en sonuncusunun Ahmet Davutoğlu olduğunu bilir" dedi.
Orhan Miroğlu, HDP sıralarından gelen eleştirilere "Sizin de motosikletli katillerden haberiniz var mı?" ifadeleriyle cevap verdi. Miroğlu, "Nusaybin'de Medeni Konak'ı beyaz Toroslar öldürmedi, Medeni Konağı YPG-H üyesi iki tetikçi öldürdü. Bu tetikçilerden birisi şimdi içeride" dedi.
HDP sıralarından bir milletvekilinin fotoğraf göstermesi üzerine Orhan Miroğlu, "Sen böyle fotoğraflarla gelirsen burada çok huzursuz olursunuz. O fotoğrafları bize göstermeyin. O fotoğraflardaki acılara saygılı davranın. Saygınız olsa halkınızın yüz binin göç etmek zorunda kaldığı bir dönemde hendeklerden, roketatarlardan, oradaki silahlı insanlardan tek kelime söz etmeden, sadece ihlaller üzerinden bir polemik yaratmazsınız" diye konuştu.
'MUSA ANTER'İN KATİLLERİNİ YAKALATTIĞIMIZ ZAMAN...'
AKP'nin hiçbir zaman gerçeği araştırmaktan kaçmadığını kaydeden Orhan Miroğlu, "Geçmişi bütün yönleri ile araştıralım, peki nasıl araştıracağız bu hakikatleri. Devrimci halk savaşı stratejisi gereği kazılan kilometrelerce tüneli görmeden mi tartışacağız. Bu teklifte buna dair hiçbir şey yok. Bir inkar politikasıdır gidiyor. Hiçbir şekilde gerçeği araştırmaktan kaçmıyoruz. Türkiye eğer son 15 yılda geçmişle yüzleşmişse, Dersim ile Diyarbakır Cezaevi ile faili meçhullerle yüzleşmişse bunun yegane mimarı AK Parti hükümetleridir. Musa Anter'in katillerini yakalattığımız zaman hiç biriniz o duruşma salonunda yoktunuz. Musa Anter'in adını bile anmaya hakkınız yok. Musa Anter'in iki gazeteci ve ben yakalattık. Bunu biliyorsunuz. Sizin yönettiğiniz bir şehirde Musa Anter'in katil zanlısı savcılığa çıktığında hiçbir belediye başkanınız, milletvekiliniz yoktu. Hakikatleri çarpıtmayın. Kürt meselesi üzerindeki bütün makul önerilerinizi en başta ben savunacağım. Gelin bir araya konuşalım bunları" şeklinde konuştu.
"DEMOKRATİK ZEMİNİ ZEHİRLİYOR"
Sokağa çıkma yasağını hangi koşulların oluşturduğuna bakmak gerektiğinin altını çizen Miroğlu, "Sokağa çıkma yasağı sizin desteklediğiniz, tolere ettiğiniz, yanlarında durduğunuz devrimci halk savaşı stratejisinin bir sonucudur. Bu strateji Türkiye'de demokratik zemini zehirliyor. Bu stratejiye karşı bir hükümetin, bir devletin alabileceği yegane tedbir, silahlı gruplarca işgal edilmiş şehirlerini hükümranlık haklarını hatırlayarak savunmaktır. Hükümet sanki durup dururken Doğu ve Güneydoğu'da bir savaş ortamı… Bu Kandil'in fikridir, bu arkadaşlarımızın fikri değil. Bu arkadaşlarımız düşünsel olarak aynı şeyi düşünmüyorlar. Sayın Yüksekdağ başka, Selahattin Bey başka söylemektedir" ifadelerini kullandı.
"PKK ŞEYH SAİT İSYANININ SONUCUDUR"
PKK'nın Şeyh Sait İsyanının, Dersim'in, Diyarbakır Cezaevinin bir sonucu olduğunu kaydeden Miroğlu, "Süreyya Bey diyor ki, 'öyle bir şey olacak ki, bu hükümet Abdullah Öcalan'a mecbur edilecek.' Hendekler bunun için mi kazılıyor. Bir mecburiyetle Türkiye Cumhuriyetini bir şeye davet edebileceğini düşünebilmek nasıl bir siyasi körlüktür. PKK bir sonuçtur. Şeyh Sait İsyanının sonucudur, Dersim'in, Diyarbakır Cezaevinin sonucudur. Hendekler kazılarak, şehirler işgal edilerek bu da sonuçtur diyemeyiz, bu da bir sebeptir. Değerli arkadaşlarımızın kıymetli bir misyonu var, bu misyona hayatım boyunca saygı duydum. Bu arkadaşlarıma şunu tavsiye ediyorum; Kürt halkının gördüğü acıları sırf PKK Ortadoğu'daki bir takım yeni jeopolitik konulara döndüğü için kendi demokratik siyasi zemininizi bu stratejiye feda etmeyin" dedi.
HDP sıralarına doğru konuşan Miroğlu, konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi: "Biz komisyonlar kurarak bu meseleleri gündeme getirerek Türkiye'nin netameli tarihi ile yüzleşmeye ve hesaplaşmaya hazırız. Ama bu hesaplaşmayı PKK'nin gözlüklerine takarak yapamayız."
Görüşmelerin ardından HDP'nin sokağa çıkma yasaklarının araştırılmasıyla ilgili önergesinin öncelikli ela alınması teklifi reddedildi.
'BEYAZ TOROS - MOTASİKLETLİ KATİL' TARTIŞMASI
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "beyaz Toros" açıklamasına ilişkin HDP'li ve CHP'li milletvekilleri tarafından yapılan eleştirilere cevap veren Orhan Miroğlu, "Başbakanımızın söylediği açıktı, 'Türkiye beyaz Toroslar dönemine dönmesin' gibi bir anlamı vardı o konuşmanın. Vicdan sahibi herkes beyaz Toroslara geri dönmeyi isteyecek insanların en sonuncusunun Ahmet Davutoğlu olduğunu bilir" dedi.
Orhan Miroğlu, HDP sıralarından gelen eleştirilere "Sizin de motosikletli katillerden haberiniz var mı?" ifadeleriyle cevap verdi. Miroğlu, "Nusaybin'de Medeni Konak'ı beyaz Toroslar öldürmedi, Medeni Konağı YPG-H üyesi iki tetikçi öldürdü. Bu tetikçilerden birisi şimdi içeride" dedi.
HDP sıralarından bir milletvekilinin fotoğraf göstermesi üzerine Orhan Miroğlu, "Sen böyle fotoğraflarla gelirsen burada çok huzursuz olursunuz. O fotoğrafları bize göstermeyin. O fotoğraflardaki acılara saygılı davranın. Saygınız olsa halkınızın yüz binin göç etmek zorunda kaldığı bir dönemde hendeklerden, roketatarlardan, oradaki silahlı insanlardan tek kelime söz etmeden, sadece ihlaller üzerinden bir polemik yaratmazsınız" diye konuştu.
'MUSA ANTER'İN KATİLLERİNİ YAKALATTIĞIMIZ ZAMAN...'
AKP'nin hiçbir zaman gerçeği araştırmaktan kaçmadığını kaydeden Orhan Miroğlu, "Geçmişi bütün yönleri ile araştıralım, peki nasıl araştıracağız bu hakikatleri. Devrimci halk savaşı stratejisi gereği kazılan kilometrelerce tüneli görmeden mi tartışacağız. Bu teklifte buna dair hiçbir şey yok. Bir inkar politikasıdır gidiyor. Hiçbir şekilde gerçeği araştırmaktan kaçmıyoruz. Türkiye eğer son 15 yılda geçmişle yüzleşmişse, Dersim ile Diyarbakır Cezaevi ile faili meçhullerle yüzleşmişse bunun yegane mimarı AK Parti hükümetleridir. Musa Anter'in katillerini yakalattığımız zaman hiç biriniz o duruşma salonunda yoktunuz. Musa Anter'in adını bile anmaya hakkınız yok. Musa Anter'in iki gazeteci ve ben yakalattık. Bunu biliyorsunuz. Sizin yönettiğiniz bir şehirde Musa Anter'in katil zanlısı savcılığa çıktığında hiçbir belediye başkanınız, milletvekiliniz yoktu. Hakikatleri çarpıtmayın. Kürt meselesi üzerindeki bütün makul önerilerinizi en başta ben savunacağım. Gelin bir araya konuşalım bunları" şeklinde konuştu.
"DEMOKRATİK ZEMİNİ ZEHİRLİYOR"
Sokağa çıkma yasağını hangi koşulların oluşturduğuna bakmak gerektiğinin altını çizen Miroğlu, "Sokağa çıkma yasağı sizin desteklediğiniz, tolere ettiğiniz, yanlarında durduğunuz devrimci halk savaşı stratejisinin bir sonucudur. Bu strateji Türkiye'de demokratik zemini zehirliyor. Bu stratejiye karşı bir hükümetin, bir devletin alabileceği yegane tedbir, silahlı gruplarca işgal edilmiş şehirlerini hükümranlık haklarını hatırlayarak savunmaktır. Hükümet sanki durup dururken Doğu ve Güneydoğu'da bir savaş ortamı… Bu Kandil'in fikridir, bu arkadaşlarımızın fikri değil. Bu arkadaşlarımız düşünsel olarak aynı şeyi düşünmüyorlar. Sayın Yüksekdağ başka, Selahattin Bey başka söylemektedir" ifadelerini kullandı.
"PKK ŞEYH SAİT İSYANININ SONUCUDUR"
PKK'nın Şeyh Sait İsyanının, Dersim'in, Diyarbakır Cezaevinin bir sonucu olduğunu kaydeden Miroğlu, "Süreyya Bey diyor ki, 'öyle bir şey olacak ki, bu hükümet Abdullah Öcalan'a mecbur edilecek.' Hendekler bunun için mi kazılıyor. Bir mecburiyetle Türkiye Cumhuriyetini bir şeye davet edebileceğini düşünebilmek nasıl bir siyasi körlüktür. PKK bir sonuçtur. Şeyh Sait İsyanının sonucudur, Dersim'in, Diyarbakır Cezaevinin sonucudur. Hendekler kazılarak, şehirler işgal edilerek bu da sonuçtur diyemeyiz, bu da bir sebeptir. Değerli arkadaşlarımızın kıymetli bir misyonu var, bu misyona hayatım boyunca saygı duydum. Bu arkadaşlarıma şunu tavsiye ediyorum; Kürt halkının gördüğü acıları sırf PKK Ortadoğu'daki bir takım yeni jeopolitik konulara döndüğü için kendi demokratik siyasi zemininizi bu stratejiye feda etmeyin" dedi.
HDP sıralarına doğru konuşan Miroğlu, konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi: "Biz komisyonlar kurarak bu meseleleri gündeme getirerek Türkiye'nin netameli tarihi ile yüzleşmeye ve hesaplaşmaya hazırız. Ama bu hesaplaşmayı PKK'nin gözlüklerine takarak yapamayız."
Görüşmelerin ardından HDP'nin sokağa çıkma yasaklarının araştırılmasıyla ilgili önergesinin öncelikli ela alınması teklifi reddedildi.