Meclis'e gitmek istiyorlar
19 Ekim'de Kandil ve Mahmur'dan Türkiye'ye dönen PKK'li grubun sözcüsü Şerif Gençdal, imkan verilmesi ve koşulların uygun olması durumunda Meclis'e gitmek istediklerini açıkladı.
cumhuriyet.com.tr19 Ekim'de Kandil ve Mahmur'dan Türkiye'ye dönen PKK'li grubun sözcüsü Şerif Gençdal, Türkiye Barış Meclisi'nin düzenlediği "Henüz Geç Değil, Barış İçin Çözüm Ellerimizde" konferansında konuştu.
Gençdal, bu konferansta barış ve demokrasiye olan inançlarının daha da güçlendiğini belirterek "Bu çabaların devam etmesi ve daha kapsamlı hale gelmesi gerek. Eğer bu katılımları sağlayabilirsek daha olumlu ve sağduyulu bir noktaya gelebiliriz. Bütün çevreler tartışmalara katılmalı. Asıl çözümü böyle sağlarız. Bırakın Meclis'i, Ankara'ya gelişimiz bile istenmedi. Daha önce gelmek istediğimiz de gözaltına alındık. Şu an böyle bir ortam görülmüyor, ancak eğer imkan verilirse, koşullar uygun olursa Meclis'e gidip tüm kesimleri ziyaret etmek isteriz" diye konuştu.
Grupta yer alan Gülbahar Çiçekçi ise "TBMM'ye gidecek misiniz?" sorusuna "Ankara programımız Barış Meclisi toplantısı ile sınırlı. Toplantıdan sonra Ankara'dan ayrılacağız" yanıtını verdi.
Grupta yer alanlardan Nurettin Turgut da "Bizim Türkiye'ye dönüşümüz iyi değerlendirilmedi. Ama biz barış için umudumuzu yitirmedik ve bu ortamın yaratılması için üzerimize düşen görevi yerine getirmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Yaman: Polis vesayeti de olumsuz sonuşlar doğurur
Konferansın "Yükselen Toplumsal Gerilim ve Olası Sonuçları" başlıklı oturumunda konuşan Doç. Dr. Berat Özipek, kritik bir süreçten geçildiğini ifade ederek bu sürecin hata kabul etmeyeceğini belirtti. Özipek, "CHP ve MHP'den yana bir beklenti içinde olmamak lazım. Ergenekon'un provokasyonlarından da korkmamak lazım. AKP'nin hata yapmasından korkmalıyız" dedi. AKP içindeki bir grubun işi DTP'siz götürmek istediğini kaydeden Özipek, iktidarın önceliği belirlemede de yanlış yaptığını, KCK operasyonlarının da sürece zarar verdiğini dile getirdi. Özipek, konuşmasının ardından bir soru üzerine PKK'nin siyasal sürece dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
BDP Grup Başkanı Nuri Yaman da, oturum konuşmacılarından sonra yaptığı konuşmada askeri vesayetin dışında polis vesayetinin de gelecekte olumsuz bir takım sonuçlar doğuracağını ifade ederek devletin silah kullanma yetkisine sahip olan polis ve jandarma kurumlarının gittikçe güçlenmesi durumunda her iki kurumun güç yarışına gireceklerini söyledi.
Kışanak: Demokratikleşme yasaları baskıların dayanağı
BDP Grup Başkanvekili Gültan Kışanak, ise "Kürt sorununda gelinen nokta" konulu oturumda yaptığı konuşmada, KCK operasyonunda belediye başkanlarının tutuklandığını anımsatarak "Demokratikleşme adına çıkarılan yasalar, şu anda yapılan baskıların yasal dayanağını oluşturuyor. Önümüzdeki süreçte de benzer politikaların devam edeceğini düşünüyorum. Yasalar böyle iken açılım politikalarının neye yarayacağını merak ediyorum" diye konuştu.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da oturum sonunda söz alarak bu yılki bütçede 30 bin yüksek öğrenim görmüş polis kadrosu ve 35 bin civarında jandarma kadrosunun alınmasının öngörüldüğünü kaydederek "Silahlı memurlar siyaseten ne kadar bağımsız, ne kadar halkın polisi ve kolluğu, ne kadar devletin memuru olacak? Eğer Hükümet'in memuru konumuna düşerse bunu en çok baskı gören parti olarak bizim eleştirme hakkımız var" diye konuştu.