Mathias’ın tek suçu mülteci olmak

Türkiye’ye sığınma talebi reddedilen Kemerunlu Mathias’ın davası aylardır sürüyor. 10 aydır cezaevinden farksız bir ortamda tutuluyor Mathias, artık ülkesine dönmek istiyor.

Hilal Köse / Cumhuriyet

Kamerunlu Ytembe Sachipa Mathias (25) adlı gencin yeni bir yaşam mücadelesi, Türkiye’de kilitli kapılar ardında yok oldu. Sığınma talebi reddedilince idare mahkemesinde dava açtı. Dosyadaki eksikliklerin giderilmesini isteyen mahkeme, sığınma talebine ise ne “evet” ne de “hayır” dedi. Ancak, yaklaşık 10 ay süren belirsizlik Mathias’ı pes ettirdi. Artık ülkesine dönebilmek için işlemlerin hızlandırılmasını istiyor. Mathias’ın avukatı “Müvekkil yeni bir başvuru istemiyor. Adeta bir suçlu gibi günlerdir bekliyor. Daha fazla dayanacak gücü kalmadı” diyor.

Mathias, bir süre kaçak yaşadıktan sonra İzmir’de gözetim altına alındı. Işıkkent’teki Geri Gönderme Merkezi’ne konuldu. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ise hakkında sınır dışı etme kararı aldı. Bu gelişme üzerine, adli yardım talebiyle İzmir Barosu’na başvuran Mathias, avukatı Emine Sarı’ya anlattığına göre annesini bir hastalık nedeniyle, babasını da kazada kaybetmiş. Açlık, sıtma, kolera, AIDS gibi salgın hastalıklar nedeniyle hayatta kalabilmek için ülkesini terk etme kararı almış.

BM’ye bildirilmedi

Sarı, Mathias’ın uluslararası koruma talebinin 26 Temmuz’da reddedildiğini ancak kararın 18 Ağustos’ta kendisine verildiğini söylüyor. Bu süreçte hukuksuzluklar da yaşanmış: “Göç İdaresi tek cümlelik bir ret kararı veriyor. Başvurusu, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (BMMYK) bildirilmemiş. Türkiye, Avrupa dışından gelen iltica taleplerini ‘geçici sığınma’ kapsamına alınıyor. BM, sığınmacının 3. bir ülkeye yerleşmesini sağlıyor. Ancak durum BM’ye bildirilmediği için Mathias’ın böyle bir şansı da yok.” Mathias’ın siyasi kargaşanın sürdüğü ülkesinde ölüme terk edileceğini belirterek devam ediyor: “İltica temel bir insan hakkıdır. Ülkesinde ölüm yaş ortalaması çok düşük. Geri gönderilirse, siyasi kargaşanın, açlığın, salgın hastalığın ortasında ölüme terk edilecek. İzmir’de tutulduğu ortam da cezaevinden farksız, daha bile kötü. Çok sayıda kişi aynı odada kalıyor. Bir yatağı 3 ya da 4 kişi paylaşmak durumunda. Yargıya başvurduk ama sonuç olumsuz. Bütün bu işlemler, yargının hızı, belirsizlik çok yordu. Artık ülkesine dönmek istiyor. Oysa mahkemeye yeniden dava açabilirdik.”

 

Yeniden dava açın

Sarı, Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurarak, gözetim kararının kaldırılmasını istedi. İtirazı reddeden mahkeme, ülke giriş çıkış kurallarını ihlal eden ve kamu güvenliği açısından tehdit oluşturanlar hakkında gözetim kararı alınabileceğini belirtti. Bu karara itiraz yolu ise bulunmuyor.

İzmir 1. İdare Mahkemesi’nde, İzmir Valiliği aleyhine dava açan Sarı, sınır dışı kararının iptalini, müvekkilinin sığınmacı olarak kabul edilmesini talep etti. Mahkeme ise dava dilekçesi, İdari Yargılama Usulü Kanunu’na uygun olmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.

Avukat Sarı ise davanın reddedilmesine gerek olmadığını, eksikliklerin yargılama süresinde tamamlanacağını belirterek şunları söylüyor: “Mahkeme, müvekkilin bir ikamet tayiniyle serbest bırakılmasını sağlayabilirdi. İkamet tayini olmadığı için yabancı kimlik numarası da verilmedi. Merkeze, en yakın noterde bilgisayar programında arıza olduğunu söyleyince, dava süresini geçirmemek için vekâletname çıkaramadan dava açmak zorunda kaldık.”