Marmaris'te polisle çatışan darbe sanığı: Beni vuran polisten şikayetçiyim

Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Cumhurbaşkanına suikast girişimi davasında san savunmasını yapmak için dün saat 15.00’te kürsüye gelen eski SAT Yüzbaşı Haldun Gülmez, savunmasına bugün de devam etti. Haldun Gülmez, uzun süren savunması esnasında kendisini vuran polisin de bulunmasını istedi. Gülmez, “Beni vuran polisin tespit edilmesini istiyorum. Şikayetçiyim kendisinden. Bana nedenini anlatırsa şikayetimi geri çekebilirim” diye konuştu.

İHA

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya dün savunması uzun sürdüğü için yarım kalan sanıklardan SAT timinde görevli yüzbaşı Haldun Gülmez'in ifadesiyle başlandı. Suikast timini taşıyan helikopterdeki makinalı tüfeği kullanıp polisleri taradığı iddia edilen ve üzerinden Fethullah Gülen'i simgelediği belirtilen 'FG' duaları çıkan Yüzbaşı Haldun Gülmez'in anlattıkları karşısında sinirlenen Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Özel Kuvvetler ekibinden değilsiniz. Ailelerine bile söylemedikleri gizli bir göreve gidiyorlar. Size 'kimsiniz, ajan mısınız, ne ayaksınız, neden yanımızda dolaşıyorsunuz, nereden geldiniz nereden çıktınız siz' diye sormadılar mı?" dedi.

Geçen 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı. Yoklamayla başlayan duruşma, dün savunması uzun sürdüğü için yarım kalan darbeci sanık askerlerden Haldun Gülmez'in ifadesiyle devam edildi.

Suikast timini taşıyan helikopterdeki makinalı tüfeği kullanıp polisleri tarayan, üzerinden Fethullah Gülen'i simgeleyen 'FG' duaları çıkan SAT timinde görevli Yüzbaşı Haldun Gülmez, 15 Temmuz günü komutanı Özay Cöder'in kendisini aradığını gizli görev olduğunu söylediğini anlattı.

Ali Sarıbey ile buluşup saat 20.00 gibi Atatürk Havalimanı'na gittiklerini ifade eden Haldun Gülmez, "Göreve uçakla gideceğimiz söylenmişti. Şükrü Seymen binbaşıyı ismen biliyordum. Havalimanında onunla karşılaştık. Özay Yüzbaşı ve gelecek ekibi beklemeye başladık. Kendisini aradım. Durumlarını sordum. Onlar da geleceklerini SAT ekibinin geleceğini söyledi. Bir yere gidip görev yapacaktık ama görevin mahiyeti bana söylenmedi. Ben de Suriye ya da Nusaybin olduğunu düşündüm. Beni operasyonel timin içinde değil de planlamacı olarak düşünmüşler diye aklıma geldi. Özel kuvvetlerle birlikte gideceğimizi düşündüm" dedi.

"GÖREVDE HATA YAPMIŞIZ"

Böyle gizli görevlerin Suriye'ye yapıldığını anlatan Haldun Gülmez, "Şükrü Seymen helikopterle gideceğimizi söyledi. Özay Yüzbaşı'nın haberi yok diye düşünüp, aradım. Ulaşamadım. Görev için helikopter olunca kapasitesi sınırlı. Helikopter 14- 15 kişi. Kaç kişi gelecek, kaç helikopter gelecek bilmiyorum. Bunun için biz Ali'yle önden gidelim, orada koordine edelim. Malzeme hazırlayalım düşüncesiyle Özay Yüzbaşı'ya ulaşamama rağmen Şükrü Binbaşı'yla gittim. Meğerse daha sonra anladık ki hata yapmışız. Sonradan anladı Özay Yüzbaşı, Ankara'ya gitmişler. Ankara planlı mıydı değil miydi bilmiyorum. Onlar Ankara'ya gidecekleri için biz de Ankara'ya gidecekmişiz meğer. Yanlış yere gittiğim sonucuna ulaşıyorum. Çiğli'ye gitmem yanlış değerlendirmeden olmuş, hata" dedi.

"OKLUK KOYU'NUN FOTOĞRAFI ÜZERİNDE PLAN YAPILMIŞ"

Çiğli'de yaşananlar ve planlamalar hakkında da konuşan Haldun Gülmez, "Suriye'ye kapsamlı bir operasyon yapacağımızı düşündüm. Teçhizat kuşandık. Ama bunlar hep bizim kullandıklarımızdan değildi, hem de yetersizdi. Burada Şükrü Binbaşı fotoğraf üzerinden harekat planı yapıyordu. Fotoğraftaki yer Okluk Koyu'ydu. Harita da yok. Fotoğrafa baktım. Oraya nasıl çıkacağız? Oraya sızacak mıyız? Haritasız bunları belirlemek benim alışık olduğum bir tarz değil. İstihbarat analizleri yok. Bu tabiri caizse amatörlük gibi geldi bana. Bunlar ilk düşünceler olduğunu düşünüyorum. Sonra adam gibi bir plan yapılır diye düşünüyorum. Öbür türlü zayiat verirsiniz. Bu amatörlüğü gördüğüm için ve detayları planları sonra yapılır diye düşündüğüm için karışmadım. Bu sırada da eksik malzemeleri tamamlamayla çalıyordum" dedi.

Gökhan Şahin Sönmezateş'in bu sırada yanlarına geldiğini de ifade eden Haldun Gülmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Olayla fazla ilgilenmediğim için ne duydum bilmiyorum. Vakit ilerledi Gökhan Paşa geldi. Bir takım şeyler açıklamaya başladı. General konuşmaya başladığı için insanlar dinlenmeye başladı. Duyabildiğim kadarıyla sıkıyönetim ilan edildiğini, emirleri doğrudan Genelkurmay Başkanlığı'ndan aldığını, söyledi. Ben 'TSK yönetime el koydu' sözlerini duymadım. Savcılık ifademde de geçiyor. Savcının bir sorusu üzerine 'ben duymadım ama söylemiş olabilir' dediğim halde 'söyledi' şeklinde geçirilmiş. Bunun hatayla yazıldığını düşünüyorum. Bir generalin bir terör örgütünün emriyle hareket edebileceğine ihtimal vermedim."

Bu sırada Haldun Gülmez'in anlattıkları karşısında sinirlenen Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Özel Kuvvetler ekibinden değilsiniz. Ailelerine bile söylemedikleri gizli bir göreve gidiyorlar. Size 'kimsiniz, ajan mısınız, ne ayaksınız, neden yanımızda dolaşıyorsunuz, nereden geldiniz, nereden çıktınız siz' diye sormadılar mı?" dedi.

"KİM BU KADAR ATEŞ EDİYOR ANLAMADIM"

Dalaman'dan havalandıktan sonra tekrar Marmaris'e geldiklerini söyleyen Haldun Gülmez, "Dalaman'dan havalandık, pilotlar 'bana personeli almaya gidiyoruz' dedi. Silahın üzerinde gece görüş dürbünüyle sağa sola baktım. Ateş etme niyetim yoktu. Her yerde çatışma sesi geldiğini söyledim. Sonra mermilerin helikoptere isabet etmeye başladığını seslerden duydum. Kim atıyor, nereye atıyor, niye atıyor bilmiyorum. Sıkıyönetim ilanı var ama Marmaris gibi bir yerde neredeyse Hakkari'deki gibi ses duyuyorum. Marmaris gibi bir yerde kim bu kadar, nereye ateş ediyor. Düşünmeye başladım. Marmaris'te bu kadar yoğun çatışmanın yaşanabileceğini düşünmedim. Kendi personelimiz atıyor ama nereye atıyor bilmiyorum. Sonra isabet alınca kendi personelimiz değil, bize atış ediliyor, kim atıyor bilmiyorum. Işıkları yanan polis aracını gördüm ama polis arabası tarzında bir araba görmedim. Bir şeyler olduğu belli. Onu anladım üzerime ateş geliyor onu da anladım. Polis üniformalı kişileri de görmedim. Sivil giyimli şahıs gördüm. Pilotlar bu sırada manevra yaptı. Yerdeki personelle telefon irtibatı var onları nasıl alacaklarını planlıyorlar" dedi.

PİLOTLAR ATEŞ EMRİNİ VERDİ

Helikopterden uyarı ateşi emrini pilotların verdiğini de öne süren Haldun Gülmez, "Bana uyarı atışı yap diye emir verdiler. Ben de bölgeye baktım, sağda otel solda Turban Oteli arada boşluk var. Ben küçük binaları ayırt edecek şekilde değilim. Yeşil alanları ayırt ediyorum. Yolları görüyorum ışıkları yanan ambulans ya da polis görüyorum. Sonra polis olarak değerlendirdiğim için polislerin bizimkileri desteklediğini olaya müdahale ettiğini düşündüm. Polislerin bizimkilere ateş ettiğini düşünmedim. Sonra polisleri haklı buldum. Helikopterin de darbe için geldiğini düşünüp polislerle Allah ne verdiyse atmış. Uyarı atışı yaptım. Meskun mahal var, yaz vakti insanlar olabilir. Uyarı atışını nasıl yapacağımı değerlendiriyorum. O gece fiili olarak tek yaptığım bu atış helikopterden daha önce atış yapmadım. Atış normalde bizim helikopterlerde kapıdan yapılıyor ve bir kaidesi oluyor. Kaide yok helikopterde. Yanıma şerit bantlara almıştım. İyi bir atıcı olduğum için silahı kendime dayanaklı şekilde istediğim yere ateş etmek için pozisyon aldım. Ateş etmeyle başladım. Açık emir vardı. Düşündüğüm emniyetli atışı kestirdiğim bir ağaçlık ormanlık alan vardı. Boş bölge olarak gördüğüm yere atış yaptım. 7 saniyelik bir atış" dedi.

BAŞSAVCIDAN, 'HACI AMCA ANLADI DARBE OLDUĞUNU' TEPKİSİ

Bu sırada mahkeme heyetinden izin alan Muğla Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, "O zaman saat 05.10 darbe olduğunun farkında değil misin?" dedi. Haldun Gülmez'in bilmediğini söylemesi üzerine Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz bu kez, "Hacı amca duydu. Köydeki teyze anladı darbe olduğunu, sen mi anlamadın?" dedi. Bu soru üzerine salonda bulunan tutuklu askerlerini bazıları itirazlarda bulundu.

"ÇATIŞMA SIRASINDA POLİS BENİM İÇİN TERÖRİSTTİ"

Savunmasını sürdüren Haldun Gülmez, "Saat 05.10'da atış emri aldığımda Türkiye'de darbe yapıldığını bilmiyordum. Genelkurmay Başkanı'nın emriyle sıkıyönetim ilan edildiğini biliyordum. Yoğun şekilde ateş ediliyordu. Onu nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Benim açımdan ben askerim. Bana ateş eden kişi teröristtir. O polisler benim için teröristi. Sonradan polis olduğunu öğrendim. Karşı tarafın farklı silahlarla ve mermiyle yaptığı için benim onlara makinalı tüfekle ateş etmem orantılıdır. Kaldı ki ben bana ateş edenlerin tarafına ateş etmedim. Makine tüfekte tek tek ateş etme hakkı yoktu. Ben de bu nedenle tetiğe bastım çektim, 7 saniye uyarı için gayet uygun biri süre. Atışta nişan alarak ağaçlık yere ateş ettim" dedi.

"BENİ VURAN KİŞİDEN ŞİKAYETÇİYİM"

Çatışmada kendisini vuran kişiden şikayetçi olduğunu söyleyen Haldun Gülmez, "Beni vuran kişinin bulunmasını istiyorum. Tespit edilmesini istiyorum. Kendisinden şikayetçiyim. Eğer tespit edilirse kendisiyle konuşurum neden vurduğunu öğrenirsem uzlaşabilirim, ama hangi saikle bana ateş ettiğini bilmek istiyorum. Benim bu davada beraat etmem lazım. Delil olmadığı için sanki oradaki tüm hasarı ben mi yarattım? Ben sivil mahallede suç işlemedim. Asker şahıs olarak geldim. Askeri emirleri yerine getirdim. Sulh Ceza Hakimliği'ne askeri mahkemede yargılanmam gerektiğini söyledim. Askeri mahkemeler kaldırıldı" dedi.