Marka Koruma Grubu sahte, taklit, kaçak ürünlere dikkat çekti
Pandemide arı ürünlerinde sahteciliğin dört kat arttığına değinen Marka Koruma Grubu sözcüsü Aslıhan Aydınlık, “tütün ürünlerine ÖTV indirimi kararında maktu verginin sabit kalmasının ucuz sigaraların fiyatlarının arttırılması olasılığını gündeme getirmesiyle kaçak tütün ve kaçak sigaranın önümüzdeki dönemde artabileceğini” belirtti.
cumhuriyet.com.trTürkiye’nin sahte, taklit ve kaçak üründe dünyada Çin’in arkasından ikinciliği alırken arıcılıkta da Çin’den sonra dünya ikincisi konumunda olduğunu vurgulayan Marka Koruma Grubu sözcüsü Aslıhan Aydınlık, “Sahte, taklit ve kaçak ürünler nedeniyle pandemide arı ürünlerindeki sahte ürün artışı ilk sırada dikkatleri çekiyor. Pandemi dönemi ile son zamanlarda bağışıklık sistemi ve doğal ürünlere olan ilgi ve talep artınca sahte ürünleri piyasaya süren fırsatçıların sayısı da arttı. Ülkemizde ve dünyada halen toz Çin propolisi ile üretilmiş ve etken madde olarak içinde antioksidan içermeyen çok sayıda ürün piyasada propolis adıyla satılıyor” dedi.
"ÇİN POROPOLİSİNİ SUYLA KARIŞTIRARAK PROPOLİS ADI ALTINDA SATIYORLAR"
Anadolu’daki bitki örtüsü nedeniyle içerik açısından en zengin arı ürünlerini Türkiye’de üretmenin mümkün olmasına rağmen bu alanda sahte ürün sayısının çok fazla olduğunu vurgulayan Aydınlık, “Anadolu propolisi dünyadaki diğer propolislere kıyasla en özel antioksidan bileşenlerini içerirken; ağaçların yaprak, sap ve tomurcukları öğütülüp katıldığı sahte Çin propolisi; maltodekstrin, silikon dioksit, koruyucu, katkı ve boya maddeleri içeriyor. Fırsatçılar ithal ettikleri kahverengi sahte Çin poropolisini suyla karıştırarak propolis adı altında satıyorlar. Propolisin hem ülkemizde hem de dünyada bir tebliği, standardı, kodeksi yani yasal düzenlemesi olmadığı için de propolis adı altında satılan ürünler içeriklerini ambalajlarında belirtmiyorlar. İçerik açısından ne olduğu belirsiz sahte ürünler kolayca piyasada yer alarak tüketiciyle buluşuyor, olan kandırılan vatandaşa oluyor. Arı ürünlerinde standardizasyon olması bir kodeks çıkarılması durumunda, yatırımcılarla iş birliği yapan Türk arıcıları Türkiye’yi global pazarda lider konumuna getirecek bir markaya imza atabilirler,” dedi.
ALKOLLÜ İÇECEKLER VE TÜTÜN ÜRÜNLERİNDE SAHTE VE KAÇAK ÜRÜN
Pandemi nedeniyle kapanan restoranların alkollü içecek piyasasını ithal alkollü ürünlerde kurların da yükselmesiyle birlikte negatif etkilediğine değinen Aydınlık bu durumun zincir marketlerde ve yazlık mekanlardaki satışlarda yaşanan artış ile dengelendiğini belirtti. Pandemi döneminde alkollü içeceklerde ithal ürünlerde paralel ticaret yapan firmaların son kullanma tarihi geçmiş ürünleri piyasaya sürdüğünü, ayrıca metil alkol ile üretilen sahte alkollü içeceklerin internet üzerinden satışlarının da 2020’de arttığını vurgulayan Aydınlık, “Tüketicilerin son kullanma tarihinde farklı etiket veya gerçeğine uygun olmayan bir farklılık gözlemlediklerinde ürünü satın almamalarını, internetten aldıkları etil alkol ya da alkollü içecekler konusunda da dikkatli olmalarını öneriyoruz. İnternette etil alkol adı altında yapılan satışların büyük çoğunluğunun ölümlere yol açan metil alkol olduğunu görüyoruz” dedi.
2020’de sınır geçişlerinde yaşanan problemler, devletin COVID-19’a karşı aldığı önlemler ile kaçak pazarında yüzde 50’lere varan bir düşüş gözlemlendiğine değinen Aydınlık, temmuz ayında yürürlüğe giren doldurulmuş makaron ve sarılmış tütün satan kişilere karşı 6 yıla kadar hapis cezasının da caydırıcı bir etki yaratmasının beklendiğinin altını çizdi.
23 Aralık’ta Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile sigaralara uygulanacak özel tüketim vergisi (ÖTV) oranının yüzde 67'den yüzde 63'e düşürülmesinin, ekonomiye ve enflasyon hedeflerine sağlayacağı pozitif etki açısından memnuniyetle karşılanan bir gelişme olduğuna değinen Aydınlık, ÖTV oranında indirim yapılırken, asgari maktu vergi oranının aynı tutulmasının, alt fiyat kategorisindeki ürünler üzerindeki vergi yükünü ve maliyet baskısını aynı oranda düşürmediğini aksine bu kategorideki ürünler üzerinde fiyat artış baskısı yaratabilme olasılığını gündeme getirdiğini belirtti.
“DÜŞÜK FİYATLI SİGARALARA ZAM YAPILMASI KAÇAĞI TETİKLER”
Düşük fiyat segmentindeki tütün ürünlerinin fiyatlarında bir yükselme yaşanırsa bunun kaçak tütün ürünleri piyasasında artış yaratacağını vurgulayan Aydınlık, “Buna bağlı olarak da Devletimizin 2014 yılından bu yana kayıt dışı tütün ticareti ile mücadele için attığı etkin adımlar sonucu elde edilen önemli kazanımların sekteye uğrayarak 2021’de 15 Milyar TL civarlarına ulaşan ciddi vergi kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle, hem piyasa dinamiklerine etkiyi en aza indirgemek, hem de kayıt dışı ürünlere yönelimi önlemek için, asgari maktu vergi kararına ilişkin düzenlemeyi şimdiye kadar kaçak tütün ürünleriyle ilgili mücadelede gereken tedbirleri ve iradeyi gösteren Devletimizin en kısa sürede masaya yatıracağına inanıyoruz” dedi.
İNŞAAT MALZEMELERİ SEKTÖRÜNDE İHRACATA SAHTECİLİK ENGELİ
Sahte, taklit ve kaçak ürünlerin 2020 yılında sıkça yer aldığı bir diğer sektör ise inşaat malzemesi sektörü oldu. İnşaat malzemeleri sektöründe en çok karşılaşılan sahtecilik türü taklitçilik ve ambalaj-içerik uyumsuzluğu. İç pazarın yanı sıra dış pazarda ihracatı olumsuz etkileyen sahtecilik nedeniyle Türk sanayicisi dengi diğer menşeli ürünlerle aynı fiyatı alamadığına değinen Aydınlık, hacim açısından geçen seneye oranla daha fazla ihracat yapılmış olmasına rağmen bu başarının ciroya yansıyamadığını belirtti.
Türkiye inşaat malzemeleri sanayisinde çevre dostu, sağlıklı, dayanıklı ürünlere öncelik verilmesi ve haksız rekabet yaratan taklitçilik ambalaj-içerik uyumsuzluğuna karşı CE ve G işaretli üretimin denetlenmesi gerektiğini belirten Aydınlık, arı ürünlerinde yaşanan kodeks-içerik düzenleme eksikliğine benzer bir sorunun
inşaat malzemeleri sektöründe de yaşandığını söyledi. Aydınlık, “İnşaat malzemelerinde katalog, bilgilendirme dokümanları ve ambalajlarında yer alan bilgiler gerçek olmayan içeriklerle yazılarak tüketici yanıltılıyor ve haksız kazanç sağlanıyor. Ürünlerin G işareti mevzuatındaki kalite düzeyini sağlayacak şekilde geliştirilmesi, CE ve G prosedürlerine uygun üretimin denetlenmesi haksız rekabetin önlenmesi adına önemli bir adım olur” dedi.