Marka fabrikası Dakka

Bangladeş'in başkenti Dakka'nın çevresi, bütün dünya markalarının üretildiği tekstil, hazır giyim fabrikaları, atölyeleriyle dolu. Şirketleri zorlayan en önemli sorunlardan birisi trafik. Dakka'dan işe gidip gelmek saatler alabiliyor.

Özgür Ulusoy/Cumhuriyet

Bangladeş son dönemde birtakım siyasi çalkantılar ve Batılı dev markalar için üretim yapan tekstil sektöründe yaşanan felaketlerle sıkça gündeme geldi. Bundan yaklaşık bir yıl önce çöken Rana Plaza’daki fabrikaların üretim yaptığı markalar arasında Walmart, Carrefour, C and A, Benetton, Bon Marche da vardı. 9 katlı binanın 24 Nisan 2013’te çökmesi sonucu çoğu tekstil işçisi olmak üzere 1000’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bangladeş Dışişleri Bakanlığı’nın düzenlediği ziyaret çerçevesinde, Rana Plaza’da yaşanan trajedinin yıldönümü arifesinde, başkent Dakka’nın etrafında, ülkenin önde gelen tekstil tesislerini ziyarete gidiyoruz. Bir yıl önce Rana Plaza’nın durduğu yerden geçerken, bu bir yıl içinde 20 milyar dolarlık sektörde nelerin değişip nelerin değişmediğini düşünüyorum. Bangladeş hükümeti, uluslararası örgütler ve ucuz üretim için Bangladeş’i seçen ünlü yabancı markalarla birlikte, kurbanların ailelerine tazminat ve koşullarda iyileştirme sözü vermiş. Ancak sivil toplum örgütleri işçilerin hakları ve tazminat konusunda yeterince adım atılmamasından şikâyetçi. Bangladeş’te değişen çalışma kanunları işçilerin sendikalaşmasını kolaylaştırıyor, ülke için üretim yapan fabrikalara kârlarının bir bölümünü çalışanların koşullarının iyileştirilmesi için ayırma şartı getiriyormuş. Ancak ailelere ödenmesi gereken tazminat konusunda belirlenen 40 milyon dolarlık hedefe henüz ulaşamadığı kaydediliyor. Yani birtakım uluslararası markalar verdikleri sözü tutmuş değil. Ülkenin en büyük ihracat kalemi tekstil sektöründe teftiş artırılmış. H&M ve Benetton, teftişi öngören anlaşmayı kabul eden şirketler arasında.

 

Trafik büyük problem

Ekibimiz, sektörün önde gelen firmalarını ziyaret ediyor. South China Bleaching and Dying Factory’nin Hong Kong kökenli yöneticisi Paul Yu, bazen uluslararası markaların çok kısa sürede üretilmek üzere verdikleri siparişlerin yarattığı baskıdan söz ediyor. 1996’da üretime başlayan, 7 bin işçinin çalıştığı fabrikanın ana pazar alanları ABD, Kuzey Amerika, Avrupa Birliği ülkeleri. Paul Yu, fabrikasındaki üretim aşamalarını bize gösterirken Bangladeş’i tercihteki en önemli nedenin ucuz işgücü ve üretim alanı olduğunu söylüyor. Ülkede, muhalefetin boykot ettiği genel seçim dönemindeki siyasi belirsizliğin ardından tekstil sektörünün yeniden tırmanışa geçtiğini belirten Paul Yu, sektörün önündeki en büyük sorunlarından birisinin trafik olduğunu, bu yüzden kalifiye işçileri kaybettiklerini belirtiyor. Hakikaten Rickshaw’larla, hayli elden geçmesi gerekiyormuş gibi duran motorlu taşıtlar arasında yayaların cambazlık yaptığı Dakka’da bir yerden bir yere gitmek saatler alabiliyor.

Paul Yu, tekstil işçisinin ortalama maaşının aylık 100 dolar olduğunu kaydediyor, ancak kayıt dışı çalışan yerlerde bu ücretin çok daha düşük olduğu söyleniyor.

Müşterileri arasında M&S, C&A, Arcadia (Topshop, Dorothy Perkins vb.) ve Zara da bulunan Paul Yu, şirketin iş yaptığı şirketler arasında Türkiye’den Seta Tekstil’i de sayıyor. Paul Yu, Türkiye’de yüzde 17 oranında vergiden yakınıyor. Bangladeş’te ihracat gelirlerinin yüzde 70’i tekstilden geliyor.

Beximco ve Zara

Tekstilde ikinci durağımız Beximco Endüstriyel Parkı, her anlamda etkileyeci. 350 dönümlük yeşil alanda yatay olarak kümelenmiş üretim ve dinlenme tesisleriyle Bangladeş’in özel sektörde en büyük şirketi Beximco. 55 bin işçinin çalıştığı grubun cirosu yaklaşık bir milyar ABD Doları. Şirketin Pakistanlı Grup Direktörü ve CEO’su Syed Naved Hüseyin, 1960’lardan beri bu işin içinde. Şirketin operasyon alanı tekstilden eczacılık ürünlerine, seramiğe, medya ve otellere kadar pek çok alana uzanmış. Zara, Arcadia Grup (Topshop, Dorothy Perkins, Bershka, JCPenny, Tommy Hilfiger, Calvin Klein Jeans, Amerivan Eagle) tekstilde Beximco’nun iş yaptığı uluslararası markalar arasında. Şirket ilaç sanayisinde de önemli rol oynamaya aday.

Ürün değil pazar yönelimli olduklarını söyleyen Hüseyin, “Ucuz emek peşinde koşmaktansa inovasyon ve hız üzerinde yoğunlaşıyoruz” diyor ve çok kültürlü bir ekiple çalıştıklarını anlatıyor. Beximco, en başından itibaren esnek bir imalat yaklaşımıyla en başından itibaren işbirliği yaptığı Zara’nın Zara olmasında büyük rol oynamış.

Türkiye'den boya alıyorlar

Çevreyle dost üretim gibi bir hedefi bulunan Beximco (Bangladesh Export Import Company Limited), Türkiye’den de boya ve kimyasal madde aldıklarını belirtiyor. Beximco’nun Türkiye’den bazı şirketlerle teması olmuş, ortak yatırıma açıklar. İstanbul’un moda merkezi caddelerindeki mağazalarda satılan ürünlerin Beximco çıkışlı olması çok muhtemel. Beximco’nun seramik şov odasını gezerken, Türkiye’den de tanıdık markaları görüyoruz: Hisar, Korkmaz, Bernardo… Beximco’nun koleksiyonunda eski ABD Başkanı Clinton’a da üretilen yemek takımından parçalar var.

Karaçi doğumlu Hüseyin, kaygılarının sadece kârdan ibaret olmadığını, hem binlerce çalışan için daha iyi koşullar yaratmaya çalıştıklarını, hem de çevreye duyarlı olduklarını vurguluyor. “Kârın yanı sıra insan ve çevre odaklıyız” diyor açık, espirili konuşmasıyla bizi etkileyen Hüseyin. Save The Children örgütü ile birlikte 12 okul kurmuşlar. Kirli suyu temizlediklerini, endüstriyel parka 100 binden fazla ağaç diktiklerini belirtiyor. Parkta, ceylanlar ve tavus kuşlarının bulunduğu bir hayvanat bahçesi de var.

Sektörde yaşanan felaketleri sorduğumuzda da bütün ekonomilerin tekstille başladığını, eskiden Manhattan’da da benzer olayların yaşandığını belirtirken, sektörün Bangladeş’te “kadınların özgürleşmesinde önemli rol oynadığını” sözlerine ekliyor. Uluslararası markaların zaman baskısına ilişkin Hüseyin’den de benzer yorumlar duyuyoruz. Şirketler bazen bir renk tonunu verip 14 günde ürünü isteyebiliyorlar.

 

Ucuz ürün baskısı felakete davetiye

Rana Plaza’nın ardından ABD dahil dünyanın pek çok ülkesinden yoğun tepki gelmişti Bangladeş’e. Uçakta dönerken bir Bangladeş gazetesinde okuduğum yazı ise bu sorunun ne kadar çok boyutlu olduğunu ve ortaklaşa çözüm gerektirdiğini gözler önüne seriyor. Uluslararası işçi haklarıyla ilgili bir foruma göre ABD ordusu için üniforma sağlayan şirketlerin bazıları da bu ülkeden, çalışma koşullarını çok da sorgulamadan ürün alıyormuş. Kasım 2012’de Kazrin Moda’nın külleri arasında Marine Corps logosu taşıyan ürünler de bulunmuş. Görüştüğümüz Bangladeşliler, Rana Plaza’da yaşanan felaket için belki hükümetten daha çok yabancı markaları suçluyor. Büyük markalar kârlarının çok az bir kısmını çalışanlar yararına fon oluşturmaya ayırsalar, tesislerde koşullar düzelebilir, işçiler biraz daha insani ücretler alabilir. Apartman aralarında kayıt dışı üretimin önüne geçebilmek için de şirketlerin kârlarını biraz kesmeyi göze almasının yanı sıra, tüketicilerin de en ucuz ürün beklentisinden vazgeçmesi gerekiyor.

 

Türkiye’de 500 Bangladeşli

Bangladeş ekonomisinin önemli bir dayanağı da yurtdışındaki işçiler. Tekstil, balıkçılıkla birlikte anılıyor yurtdışına giden işçilerin ekonomiye katkısı. Yurtdışındaki işçilerin istihdamı ve eğitimiyle ilgili BMET’e gittiğimizde, öncelikle yurtdışındaki kötü muamele şikâyetlerini soruyoruz. İşçilerin artık yurtdışına çıkış öncesinde eğitildiğini, kontrollerin arttırıldığını öğreniyoruz. Her gün 2 bin kişi giriyor Dakka’daki BMET binasına. Yaklaşık 8.7 milyon Bangladeşli 159 ülkede çalışıyor. Başta Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Ortadoğu ve Güney Asya ülkelerine gidiyorlar. Yarı kalifiye, kalifiye, işgücü açısından 160 milyon nüfuslu Bangladeş büyük bir kaynak. Geçen yıl yabancı ülkelerde çalışan işçilerden ülkeye para transferi 14 milyar doları bulmuş. Türkiye’de şimdilik 500 Bangladeşli işçinin olduğunu, ancak bu sayının artmasının beklendiğini öğreniyoruz.