Maraş, seçim ve yeni süreç

KKTC, yarın cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu için sandığa gidecek. Maraş kısmen açılmadan önce adaylardan Ersin Tatar ile Mustafa Akıncı’nın ikinci turda yarışacağı, Tatar’ın seçimi kazanacağı öngörülüyordu. Ankara, “Seçim sonrası kurulacak masaya iyi niyetle gelirseniz, sorunu tarihe gömeriz. Yine ‘hayır’la gelirseniz Maraş’ın tamamını açarız” mesajı veriyor. Ankara ve Atina diyaloğu da tesadüfi değil.

Reşat Akar / Cumhuriyet

Kıbrıslı Türkler yine Türkiye ile birlikte “tarihi” olaylara tanıklık ediyor. Bugün 50 yaşın altında olanların düne kadar sadece uzaktan seyredebildiği bir Maraş kenti vardır. Barış Harekâtı’nın gerçekleştiği 1974 yılından önce burası bir turizm cennetiydi. Yollarda palmiyeler vardı. Sahil şeridine yerleşmiş oteller, barlar, restoranlarla yabancı turistlerin gözdesi halindeydi Maraş. Barış Harekâtı planlanırken Maraş kenti “kurtarılacak” yerler arasında değildi. Fakat Kıbrıslı Rumlar güvenlik endişesiyle kendi kararlarıyla kenti terk etmişti.

Bunun üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri kenti denetimine aldı. Lefkoşa ve Ankara’nın hedefi, müzakere süreçlerinde ve al-ver aşamasında burasını koz olarak kullanmaktı. Nitekim, 1977’den itibaren başlayan müzakerelerde Kıbrıs Türk tarafından, Rum liderliğine yapılan en çarpıcı teklif “Maraş’ı size verelim, buna karşılık Lefkoşa Uluslararası Havaalanı iki toplumun kullanımına açılsın” şeklindeydi. Rum tarafı bu teklifi elinin tersiyle geri çevirdi. Daha sonra Türk tarafı “Ercan Havaalanı’na uçuş yasağı kaldırılsın, Maraş’ı size verelim” teklifini masaya koydu. Ama onu da reddettiler. 

En sonuncusu 2004 yılında referanduma sunulan Annan Planı’ydı. Kıbrıslı Türklerin yüzde 65 “evet” oyu verdiği bu planı Rumlar yüzde 70’i aşan “hayır” oylarıyla reddetti. “Evet” demiş olsalardı, Maraş “hayalet kent” olmaktan çıkacak ve yıllar öncesinden burada turizm faaliyetleri başlayabilecekti. 

KAÇIRILAN FIRSAT

Rumların, 2004’te Annan Planı’na “hayır” demelerinin ardından yeni bir fırsat kapısı aralanmıştı. Rum lideri Nikos Anastasiadis, kendisi gibi Limasol doğumlu olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla İsviçre’nin Crans Montana bölgesinde birçok görüşme yaptı. Bu görüşmelerin sonuncusuna ilk defa garantör ülkeler de katıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katıldığı toplantıda Kıbrıs Türk tarafı ilk defa Birleşmiş Milletler’e bir de harita sundu. Rum tarafı haritayı gördükten sonra, uzlaşıya varmak yerine bavulları toplayıp Lefkoşa’ya döndü. Ve Maraş’ın iade şansı bir kez daha yitirilmiş oldu.

Öyleyse, Lefkoşa ve Ankara’nın artık farklı bir yaklaşım içine girmesi gerekiyordu. Müzakere kapısını sonuna kadar kapatmadan, Rum tarafını son kez masaya çekmek ve uzlaşı sağlanması halinde yarım asrı aşkın bir süredir BM’nin gündeminde bulunan Kıbrıs sorununu çözüme ulaştırmak.İşte Ankara’nın şu an uygulamaya koyduğu senaryonun ardındaki düşünce tam da budur. Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimi sonlandırmak, Türk-Yunan ilişkilerini geliştirmek ve Kıbrıs sorununu çözmek amacıyla AB ve BM’nin gözü önünde son bir deneme yapılması “perde gerisinde” planlanmış olmalı.

Peki ne zaman?.. KKTC’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlanmasından hemen sonra... Seçimlerin ikinci turu 18 Ekim’de yapılacak ve bunun ardından BM Genel Sekreteri Guterres yeni bir inisiyatif üstlenerek üç garantör ülke ve iki toplum liderini bir masa etrafında toplayıp “son şansını” deneyecek.

Seçimlerde kimin kazanacağını kestirmek bu kez çok zor. Ulusal Birlik Partisi-Halkın Partisi koalisyonu dağılmazdan önce Gezici şirketi tarafından yapılan son kamuoyu yoklamasında Ersin Tatar ile Mustafa Akıncı’nın ikinci tura yarışacağı ve Tatar’ın seçimi kazanacağı gösteriliyordu. Anket sonuçlarının açıklanması sonrasında Ersin Tatar’ın, ortağından habersiz Ankara ziyareti ve bu ziyarette Maraş kararı alındı. HP buna tepki olarak geri çekildi.

İşte bu noktada Ersin Tatar ikinci tura kalsa da HP tabanının kimden yana oy kullanacağını kestirmek çok zor.

Peki, neden şimdi? Burada merak uyandıran soru şudur: KKTC neden Maraş’ın bir kısmını şimdi açtı ve neden seçimlere saatler kala bu yapıldı?.. Bunun etkisini, yarın akşam sandık sonuçlarının açıklanması sonrasında göreceğiz. 

Burada Kıbrıs Rum tarafına verilen mesaj çok önemlidir. Ankara en üst düzeyde şu mesajı veriyor: “KKTC’deki seçimlerden sonra kurulacak masaya iyi niyetle ve paylaşım arzusuyla gelirseniz, yarım asırlık sorunu tarihe gömeriz. Ama yine ‘hayır’la gelirseniz o zaman Maraş’ın tamamını açarız.” 

NATO’nun Türk ve Yunan heyetlerini uzlaşı noktasına getirmesi bir tesadüf değildir. Bakan Çavuşoğlu’nun, tam da Maraş’ın kısmi açıldığı gün Bratislavya’da Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’la “dostane” görüşme yapması da tesadüfi değildir. İşin özeti, iki taraf arasında “ciddi güven bunalımı” vardır. Bunu aşmak pek de kolay olmayacak.