Manisa Heyeti JES’ler için Meclis’te

Manisa Akademik Odalar Birliği, çevre dernekleri ve ziraat odaları yöneticilerinden oluşan heyet, Gediz Ovası’nda kontrolsüz yapılan jeotermal sondaj çalışmalarının yeraltı sularına, tarıma, doğaya ve insan sağlığına verdiği zararların araştırılması ve Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerden destek istedi.

MANİSA / Cumhuriyet

Manisa Tabip Odası Başkanı Şahut Duran, Manisa Eczacı Odası Başkanı Devrim Bali, Manisa Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Elmas Mutlu, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi  Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Demran, Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, Sarıgöl Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Gençeli, Salihli Çevre Derneği Başkanı Seçil Ege Değerli, Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP) Başkanı Vedat Özçömlekçi ve sivil toplum kuruluşlarının yönetim kurulu üyelerinden oluşan heyet, Meclis’te grubu bulan tüm partilerin grup başkanvekillerini ziyaret ederek konu hakkında bilgilendirdiler. Heyete, bu konuda önerge veren CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu eşlik etti.

Bakırlıoğlu, ziyaretlerin ardından şu değerlendirmeyi yaptı: “Daha önce Alaşehir Alkan köyünde patlayan jeotermal kuyusu ve geçen günlerde Salihli’de sondaj kuyusundan çıkan sıcak akışkanların bağlara, su kaynaklarına zarar verdiği resmi kurumlar tarafından tespit edilmiştir. Kural tanımayan ruhsat sahiplerinin iktidara yakınlığı ve yerel yöneticilerin tehditleri nedeniyle arazi sahipleri seslerini çıkaramamaktadırlar. Bilindiği üzere Gediz Nehri, Ramsar Sözleşmesi ile koruma altına alınmış, Manisa sınırları içerisinde yer alan Gediz Havzası’ndaki tüm ovalar 21 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile koruma alanı yani ‘tarımsal sit’ olarak belirlenmiştir. Ziyaret ettiğimiz siyasi partilerin grup başkanvekillerine de anlattığımız gibi, bizler yeraltı kaynaklarının kullanılmasına karşı değiliz. Fakat yasalara, kurallara aykırı, kontrolsüz şekilde çalışmalarına da izin verilmesini istemiyoruz. Çünkü jeotermal kuyusundan çıkan buharın elektrik santralında kullanıldıktan sonra aynı sıvı olarak derinliğe tekrar basma yöntemiyle geri verilmesi gerekiyor. Fakat işletmeler 100-200 metrede bıraktıkları için içme ve tarımsal sulamada kullanılan sularda bor miktarı kat kat artmıştır. Gece yarısından sonra filtreler kapatıldığı için zehirli gazlar ovaya bırakılmakta, Alaşehir bölgesinde tüm ovayı çürük yumurta kokusu kaplamaktadır. Aydın’da Manisa’da jeotermal elektrik santrallarının bulunduğu yerlerde kanser vakaları artmıştır.”