Malta ve Almanya neden başarılı?

"Almanya’nın teste erken başlaması İtalya veya İspanya gibi olmasını engelledi. Kurallar gevşetiliyor. Dışarıda aynı evde yaşamadığınız biriyle buluşmak yasak."

cumhuriyet.com.tr

Bugünlerde tüm dünya sayılarla yaşıyor, grafiklerle uyanıyor. “Onlar sayı değil, insan” derken, zamanla her şey istatistiğe dönüştü. Merakla başka ülkelerin önlemlerini takip ediyorum. Dünyayla ilgili, sayısal veri dışında bilgi bulmak kolay değil. Öğrenmenin en iyi yoluysa, orada yaşayanlara sormak. 500 bin nüfusuyla Avrupa’nın küçüklerinden Malta ve büyüklerden Almanya, süreci iyi götürenlerden.

Birgün'den Yeşer Sarıyıldız, Haziran’da normal hayata dönmeyi planlayan Malta’da yaşayan Serkan Zihli ve bütün dünya tarafından örnek gösterilen Almanya’da yaşayan piyanist Burak Çebi ile konuştu.

BURAK ÇEBİ: SEÇTİĞİMİZ 1 ARKADAŞIMIZLA GÖRÜŞEBİLECEĞİZ

> Almanya vaka sayısı yüksek olmasına rağmen, süreç yönetiminde örnek gösteriliyor. Nasıl değerlendiriyorsun?

Almanya’da vaka sayısı 148 bini geçti. Her 10 bin kişiden 17’si hasta olmuş, dünya ortalamasına göre yüksek. Ölüm oranı, diğer ülkelere oranla çok daha düşük. Sağlık bakanının ve Robert Koch Enstitüsü başkanının yaptıkları basın toplantısında, krizin başından beri yatak ve doktor kapasitesinin hiç zorlanmadığı söylendi. Almanya’nın teste erken başlaması, İtalya veya İspanya gibi olmasını engelledi.

> Hayat durdu ve herkes evden çalışmaya geçti. Siz nasıl etkilendiniz?

Market ve eczaneler hariç her yer kapalı. Evden çalışabilecek olanlar bunu yapıyorlar; fakat kültür sanat endüstrisinde bu mümkün değil. 31 Ağustos’a kadar tüm konserlerim iptal ve eğitime ara verildiği için üniversitedeki görevime de devam edemiyorum. Opera sanatçısı eşim de aynı şekilde. Sanatçılar için varoluşsal bir kriz söz konusu.

> Önlem almada yeterince hızlı davranıldığını düşünüyor musun? Bir de şimdi normal hayata dönüş süreci başlayacak.

Hızlı davranmak istediler, ancak federal sistemin süreci yavaşlattığını gördük. 16 eyaletin hepsi kendi önlemlerini almak istedi. Bu da kafa karışıklığına yol açtı. Neyse ki, hemen bundan vazgeçildi ve beraber hareket etmeye karar verdiler. Yaşadığımız Bavyera eyaleti kuralların en sert uygulandığı yer. Dışarıda aynı evde yaşamadığınız biriyle buluşmak yasak. Önümüzdeki hafta kurallar gevşetiliyor. Seçtiğimiz “1” arkadaşımızla evde/dışarıda görüşebileceğiz. Çoğu kişi hoşlanmasa da, ben önlemleri destekliyor ve kurallara uyuyorum.

> Halk sürece hızlı adapte oldu mu?

Belli iş gruplarının çalışmasına izin verilmemesi, eğitimin kesintiye uğraması gibi önlemler aslında insan haklarına aykırı. Normalde bunları bir Alman vatandaşı rüyasında dahi göremez. İnsanlara şansölyenin uzaylılar tarafından kaçırılması bile daha mantıklı gelirdi. Corona hepsini normalleştirdi. Halkın isyan etmeden iş birliği yapması, kesinlikle devlete duyduğu güvenle ilgili. Bir de, yetkililer olumlu gelişmeleri dikkatlice yorumluyorlar. İstatistikler yayılımın yavaşladığını gösteriyor. Yine de, “Geçti artık” psikolojisine girilmemesi için herkes elinden geleni yapıyor. Henüz sürecin başında olduğumuz vurgulanıyor.

> Her şey kontrollü duruyor, halktaki panik durumu nasıl?

Martın başında yasakların geleceği kesinleşince alışveriş furyası başlamıştı. Artık karantinaya alışıldı, pek panik yok.

SERKAN ZİHLİ: İTALYA'YA BENZEME KORKUSUYLA ADAYI İZOLE ETTİLER

> Sayısal veriler ne durumda, sağlık sistemi kapasitesi yeterli mi?

Vaka sayısı 443, 3 ölüm ve 150 iyileşen var. En son yeni vaka sayısı 3’tü. Sağlıkta 300 kişilik kapasite artırımına gidildi, fakat şu ana kadar yüzde 40 civarı bir doluluk mevcut. Vakaların çoğu evde izolasyonla tedavi görüyor. Yoğun bakımda, şu an 3 kişi var. Nüfusa göre iyi durumdayız.

> Yasaklar ne alemde? Sokağa çıkma yasağı/kısıtı var mı?

65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Sadece marketler ve eczaneler açık. 3 kişiden fazla toplanılamıyor. Markette sırayla alışveriş yapıyoruz. Maske zorunluluğu henüz yok. İtalya’ya benzeme korkusuyla hükümet hızlı hareket etti, çok iyi oldu. Bu sürede Başbakan Robert Abela’nın popülaritesi yüzde 6 daha da arttı. Ada olduğu için ülkeyi kapatıp izole etmek çok kolaydı. Havaalanı önce İtalya uçuşlarına, sonra komple kapatıldı. Yolcu gemisi yanaşamıyor. Yük gemileriyse, belirli prosedürlerle limana yanaşabiliyor.

> Devlete güven var gibi duruyor!

Devletle İngiliz sistemine benzer bir güven ilişkisi var. O yüzden halk sürece hızlı adapte oldu. Sağlık Bakanlığı’ndan devletin görevlendirdiği halk sağlığı komiseri Charmaine Gauchi ilk günden itibaren her öğlen halkı bilgilendirdi ve halkın sevgisini kazandı. İşyerleri de hemen evden çalışmaya geçtiler.

> Peki panik hali? Yasakları delenler veya hava güzelleşince kendini sahile atanlar var mı?

Panik hali hiç yok. İzolasyona genelde uyuluyor, ama komple bir yasak olmadığı için sahilde az da olsa spor yapanlar var. Denizden esen rüzgar, havadan bulaşma riskini epey azaltıyor. Eldiven kullanımı az, ama maske yüzde 60-70 oranında. Özellikle markete gidenler takıyor. Ben maske takmıyorum; evden sadece sabah 6’da koşmak veya markete gitmek için çıkıyorum.

> Bu kadar önlem ve hızlı aksiyon ile ne zaman normal hayata döneceği düşünülüyor?

Bir, maksimum iki aya kadar normale dönüleceği düşünülüyor.

> Devlet desteklerinden de bahsedebilir misin?

Devlet en başta işsiz kalanlar, işçiler ve küçük işletmeler için yoğun destek paketi duyurdu ve direk nakit yardımı yapacağını açıkladı. Malta ekonomik açıdan AB’nin en hızlı büyüyen ülkesiydi, krizden de en az etkilenecekler