Mahpusa ceza üstüne ceza
Şakran Cezaevi’nden gelen mektupta son iki ayda yaşanan ihlaller sıralandı.
Seyhan AvşarŞakran 1 No’lu Cezaevi’nde tutuklu bulunan Musa Kurt gazetemize yolladığı mektupta şubat ve mart ayında cezaevinde yaşadıkları hak ihlallerini anlattı. Kurt, mektubunda, “Ülkenin değişmeyen yüzlerinden biri olan hapishanelerde durum aynı. Yasağın adı ‘OHAL’deyiz’ oldu. Dışarda okuduğumuz dergi burda yasak, kargo ya da ziyaretçi aracılığıyla gönderilen kitaplar yasak...” diye yazdı. Cezaevlerinde hak aramanın disiplin cezalarına tabi olduğunu belirten Kurt, “Burada her birimizin yıllara varan ziyaretçi görüş yasakları var. Düşüncesinize yıllarca ailemizi göremeyeceğiz” dedi. Kurt, mektubunda şu ifadeleri kullandı.
Tedavi hakkı engelleniyor
Çeşitli bahanelerle tedavi hakkımız engelleniyor.
-Hasta mahpus Ufuk Keskin’in diyet yapması gerekiyor. Ancak verilen yiyecekler vücudunda zehir etkisi yapıyor. Keskin defalarca bu konu hakkında dilekçe yazdı. Bir sonuca varılmadı.
-Adalet Bakanlığı’na ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazdığımız suç duyurusu dilekçeleri yollanmıyor.
-Hüseyin Süngü arkadaşımıza yazılan gözlük bir aydır verilmedi.
-Hapishane idaresi “Kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak” gerekçesiyle ben ve 6 arkadaşıma “Bir gün süre ile hücreye koyma” cezası verdi. Özgür Karakaya’ya ise “Bir ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma” cezası verildi.
-Hapishane idaresi “Kurum tesislerine, araç ve gereçlerine zarar vermek” gerekçesiyle ben ve altı arkadaşıma “11 gün süre ile hücreye” cezası verdi.
-Karşıyaka İnfaz Hâkimliği ben ve altı arkadaşıma verilen “Bir ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma” cezasını onadı.
Gereksiz yere marş
-Hapishane idaresi “Gereksiz yere marş söylemek veya slogan atmak” gerekçesiyle Mehmet M. Doğanay, Ali Önay, Hüseyin Süngü ve Tahsin Sağaltıcı’ya, “Bir ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma” cezası verdi.
-Hapishane idaresi “Gereksiz yere marş söylemek veya slogan atmak” gerekçesiyle ben ve yine altı arkadaşıma, “Bir ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma” cezası verdi. Özgür Karakaya da “Bir aylık haberleşme ve iletişim yasağı” cezası verildi.
-Karşıyaka İnfaz Hâkimliği hapishane idaresinin Mehmet M. Doğanay, Özgür Karakaya’ya verilen “İletişim cezasını” ve ben ve dört arkadaşıma verilen “Bir ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma” cezasını onadı.
-Hapishane idaresi, “Kurumda korku, kaygı veya panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak” suçlamasıyla ben ve altı arkadaşıma ‘Bir gün süre ile hücreye koyma’ cezası verdi. Özgür Karakaya ise “Bir ay süre ile ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma” cezası verdi.
Armutlu'da yaşamak yeterli
24 yaşındaki Kadir Durukan Adıyan, Burhaniye T Tipi Cezaevi’nden gönderdiği mektupta, “Size 21 ayı bulan tutukluluğumdan bahsetmek istiyorum. Yine bir adaletsizlik hikâyesi anlayacağınız. Çok özlediğim ve sevdiğim Küçük Armutlu Mahallesi’nde yaşıyorum. Suçlamaları anlatmayıp bunu söylemem bile yeterli olur aslında. Dilek Doğan, Yılmaz Öztürk, mahallemin insanlarıydı. Zengin manzaralı mahallede yoksul oldukları için öldürüldüler. Benim de tutukluluğum Yılmaz’ın cenazesine katılmam” diye yazdı. Hakkındaki iddianamenin tutukluluğunun 12. ayında hazırlandığını, ilk duruşmanın üç ay sonraya atıldığını söyleyen Adıyan, şöyle devam etti: “Bunu bile yapmazdı ya, sizin de tanıdığınız Eda Kaya’nın kardeşi için yaptığı protestolar sayesinde dosyamız açıldı. Ben de Eda Kaya’nın kardeşi Seda Kaya ile aynı dosyadayım. 15 ay sonra mahkeme yüzü görebildim. Savunmamı yapan avukatlara, mahkeme başkanı, ‘5 dakika süre veriyorum avukat hanım, avukat bey’ diye usulü çok güzel işletti. Tutuklanmam da böyle olmuştu, beş dakikada. Bu gidişle karar da beş dakikada çıkacak gibi. İkinci duruşmaya götürülmedim. SEGBİS’e de çıkarılmadım. Tahliye olmadığımı, duruşmanın bırakıldığı tarihi dosya arkadaşımın yazdığı mektuptan öğrendim. Neden duruşmada hazır edilmediğimi bilmiyorum. 20 Mart’ta duruşma var. Ne olacak merakla bekliyorum.” Tahliye olanların cezaevi çıkışında yeniden tutuklandıklarını anımsatan Adıyan, “Kapıda alınmak moral bozucu gerçekten. Tahliye olmamı temenni edemiyor arkadaşlarım. Bir tek annem diliyor tahliye olmamı. Hapishane kapısından alsalar da çaresizlik ve yılgınlık duygusunu tattıramayacaklar...” dedi.