Mahkeme, Özgür Gündem gazetesi ile dayanıştığı için gazetecilere ceza yağdırdı

İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Özgür Gündem gazetesi ile dayanıştığı için gazetecilere adli para cezaları ve hapis cezaları yağdırdı

Canan Coşkun- Cumhuriyet

Özgür Gündem gazetesine yönelik baskıya dikkat çekmek için başlatılan Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katıldıkları için gazeteciler Faruk Balıkçı, Dicle Anter, Derya Okatan, Kumru Başer ve Ayşe Batumlu Kaya'ya adli para cezaları ve hapis cezaları verildi. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi daha önce matbuu kararlarla çok sayıda gazeteci, yazar ve insan hakları savunucusuna da aynı cezayı vermişti.

İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün ilk olarak dilbilimci yazar Necmiye Alpay hakim karşısına çıktı. Alpay'ın avukatları, müvekkillerinin aynı zamanda İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Özgür Gündem ana davasında da yargılandığı gerekçesiyle ana dosyayla birleştirme talep etti.

Mahkeme, söz konusu taleple ilgili mahkemenin onayının olup olmadığının sorulmasına karar vererek, duruşmayı 28 Mart'a erteledi. Gazeteci Faruk Balıkçı'nın yargılandığı dosyada ise esas hakkında savunma yapan avukat Özcan Kılıç, 1 günlük nöbetçi yayın yönetmenliğinin sembolik olduğunu ve bazı kişilere soruşturma dahi açılmadığını anımsattı. Kılıç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları göz önünde bulundurulduğunda söz konusu yazıların suç olarak sayılamayacağının altını çizdi. Mahkeme, Balıkçı'yı terör örgütlerinin açıklamalarını basıp yayınladığı iddiasıyla 6 bin TL adli para cezasına mahkum etti.

 

Babam yaşasaydı...

Musa Anter'in oğlu Dicle Anter de dayanışma davası kapsamında ilk kez savunma yaptı. Anter savunmasında, Özgür Gündem gazetesine özgür ve muhalif basını desteklemek için destek verdiklerini belirterek, “Çünkü bir ülkede özgür basının var olması, özgür, yeniliğe açık ve eşitliği savunan beyinlerin var olması demektir.

Bu ülkede yıllardır en ihtiyaç duyduğumuz şeyler de hep bunlar olmuştur. Bu ihtiyaca olan inancımla Gündem gazetesine destek sundum. Ayrıca benim için en önemli nedenlerden biri de Kürt halkının haklarını, demokrasi ve eşitliği hayatı pahasına savunan ve bu uğurda yaşamını yitiren babam Musa Anter'in köşe yazarlığı yaptığı gazeteye oğlu olarak destek vermektir. Bu benim için bir onur meselesidir. Babam muhalif yazılarıyla o zamanki iktidarı eleştiriyordu.

Korkmadan yazıyordu. Sürekli insan gibi yaşamanın önemini vurguluyordu. Kürt insanı olarak özgürce yaşamayı en doğal hak olarak önümüze sunuyordu. Yalnız Kürtlerin değil herkesin insan gibi yaşamasını savunuyordu. Şimdi yaşasa aynı muhalifliğiyle inandığı şeyleri savunmaya devam ederdi. Ben de oğul ve bu topraklarda barışın, eşitliğin ve saygının sağlanması gerektiğine inanan bir birey olarak Gündem gazetesine desteği bir görev ve sorumluluk olarak kabul ediyorum” dedi. Mahkeme, Anter'in terör örgütlerinin açıklamalarını basıp yayınladığını öne sürerek 7 bin TL adli para cezasına mahkum etti.

 

Dayanışma suç değildir

Gazeteci Derya Okatan da yargılandığı davadaki son savunmasında, “Dayanışma suç değildir, yargılanamaz. Gazetenin haberlerine müdahale yetkimiz yoktur. Bu haberlerin basın özgürlüğü kapsamında yayınlanması gerektiğini düşünüyorum. Takdir hakkı okurlara aittir.

Beraatimi talep ediyorum” dedi. Mahkeme Okatan'ı da terör örgütlerinin açıklamalarını basıp yayınladığı gerekçesiyle 7 bin TL adli para cezasına mahkum etti. Mahkeme, gazeteci Kumru Başer ile avukat Ayşe Batumlu Kaya'nın yargılandığı davalarda da örgüt propagandası iddiasıyla ertelemeli 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmetti.