"Madımak Oteli, hoşgörü müzesi olsun"

2 Temmuz Sıvas Katliamı'nın 16. yılı dolayısıyla yapılan açıklamalarda, DSP Genel Başkanı Masum Türker, Madımak Oteli'nin hoşgörü müzesine dönüştürülmesini istediğini belirtirken, İP Genel Başkan Yardımcısı Basri Özbey ise olayın ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin ilk adımlarından biri olarak gördüğünü söyledi.

cumhuriyet.com.tr

DSP Genel Başkanı Masum Türker, Sıvas olaylarının 16. yılı dolayısıyla yayımladığı mesajda 2 Temmuz'un Cumhuriyet tarihinin en acılı ve üzüntülü günlerinden biri olduğunu kaydetti.

Yaşananların acısının hala yürekleri yaktığını ifade eden Türker, olayın derinlemesine araştırılmadan, sadece birkaç sanığın cezalandırılması yoluyla örtüldüğünü söyledi.

Yüreklerdeki acının biraz olsun dindirilebilmesi, bir daha böyle olayların yaşanmaması ve yaşananların unutulmaması için, Madımak Oteli'nin bir an önce müze yapılması gerektiğini vurgulayan Türker, gerçekle yüzleşmek, insanlık suçlularını birlikte mahkum etmek, farklı kültürleri ve inançları yakınlaştırmak adına Madımak Oteli'nin müze yapılması yönündeki taleplerin, AKP iktidarı tarafından görmezden gelindiğini kaydetti.

Türkiye'de hala inanç ve köken ayrımcılığı yapılarak, halkın kamplara bölünmeye, laik, demokratik cumhuriyetin yıpratılmaya çalışıldığını ileri süren Türker, şunları kaydetti:
''Madımak Oteli'nde yakılan 35 canımızı sevgi ve saygıyla anıyoruz, onları unutmayacağız, unutturmayacağız. Madımak Oteli'ni bir hoşgörü müzesine dönüştürmek, gelecek nesillerin, barış ve sevgi duyguları ile yetişmelerini sağlamak, ülkemizin ana hedeflerinden biri olmalıdır.

DSP olarak, inançlara saygılı laiklik ilkemiz çerçevesinde, her zaman insan hak ve onuruna yaraşır bir yaşam standardını hedefliyor, bir daha böyle olayların yaşanmaması için herkesin üzerine düşeni yapmasını diliyoruz.''
 

"2 Temmuz ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin ilk adımlarından biridir"

İP Genel Başkan Yardımcısı Basri Özbey, ''2 Temmuz'un, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin ilk adımlarından biri olduğunu'' savundu.

Özbey, yaptığı yazılı açıklamada, ''Türkiye'nin, 16 yıl önce insanlık tarihinin en vahşi, en insanlık dışı katliamlarından birini izlediğini'' ifade etti.

''2 Temmuz yangını, Cumhuriyetimizi de milletimizin birliğini de yakmaya devam ediyor'' ifadesine kullanan Özbey, şu görüşlere yer verdi:
''Bugünden bakıldığında 2 Temmuz'u anlamak çok daha kolay. 2 Temmuz'u bize ABD'nin ülkemiz ve bölgemizdeki uygulamaları anlatıyor. 2 Temmuz, ABD'nin Büyük Orta Doğu Projesi'nin (BOP) ilk adımlarından birisidir. Başında ülkemizin yer aldığı, 24 Asya ve Afrika ülkesinin haritalarını yeniden düzenlemeyi, bölgeyi ABD'nin mutlak egemenliği altına almayı hedefleyen BOP uygulamasında, etnik ve dinsel ayrışmaları kışkırtmak, iç karışıklık ve iç savaşlarla milli devletlerin ortadan kaldırılması, bölge halklarını devletsiz bırakma esası oluşturmaktadır.

Madımak yangını devam ediyor. Yangını, 'kebapçıyı kapatıp müze yapmak', 'Alevi kimliği, bir anlamda azınlık kimliği oluşturmak' veya 'cemevlerine ibadethane statüsü kazandırmak'' ile söndürmek mümkün mü? Yangını söndürmek ve yeni yangınların zeminini yok etmek, ancak bunu hedefleyen bir program ve iktidarla olanaklıdır.''

 

Sıvas katliamının siyasi sorumluları hesap vermedi

DTP Eş Başkanları Ahmet Türk ile Emine Ayna, "Sıvas Katliamı"nın yıl dönümü nedeniyle yayınladıkları ortak mesajda, "Sıvas katliamı sonrası yaşanan yargı süreci halkın, kamuoyunun adalete hukuka olan güvenini sarsmıştır. Özellikle dönemin siyasal sorumluları bu katliamın hesabını vermemiş ve bu gün halen Alevi yurttaşlarımızdan özür dilememiştir" denildi.

Türk ve Ayna ortak yaptıkları yazılı açıklamada, 16 yıl önce Sıvas'ta 33'ü aydın ve sanatçı olmak üzere 35 yurttaşın karanlık güçlerce katledildiği hatırlatılarak, "Maraş ve Çorum'dan sonra tarihin sayfalarında Sıvas Katliamı olarak yerini alan 2 Temmuz aradan geçen bunca yıla rağmen Alevi yurttaşlarımızın ve demokratik kamuoyu vicdanının kanayan bir yarası olarak tazeliğini korumaya devam ediyor" ifadelerine yer verildi.

Sıvas katliamı sonrası yaşanan yargı süreci halkın, kamuoyunun adalete hukuka olan güveninin sarsıldığına işaret edilen açıklamada, dönemin siyasal sorumlularının katliamın hesabını vermediği ve Alevi yurttaşlardan henüz özür dilenmediği vurgulandı.

 

"Sadece bu coğrafyanın değil, dünyanın tanıklık ettiği en büyük utançlardan birisi"

Ankara Barosu Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, ''Madımak Oteli katliamı sadece bu coğrafyanın değil, tüm dünyanın tanıklık ettiği en büyük utançlardan birisidir'' denildi.

Sıvas olaylarının 16. yılı dolayısıyla yapılan yazılı açıklama şöyle:
''Aradan 16 yıl geçmesine rağmen acısı hiç dinmeyen Madımak Oteli katliamı, sadece yaşadığımız bu coğrafyanın değil, tüm dünyanın tanıklık ettiği en büyük utançlardan ve belki de en trajik insan hakları ihlallerinden birisidir. Bu utancı bize yaşatanları lanetliyor, Sıvas'ta, Madımak Oteli'nde yitirdiğimiz insanlarımızın, dostlarımızın aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.''