Madımak Katliamı’nın 28. yılında, yürekleri yananlar anlattı
Sivas’taki Madımak Oteli’nde 35 kişinin yakılarak katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Acılar hâlâ taze, adalet hâlâ gelmedi. Katliamdan kurtulan Zerrin Taşpınar, 28 yıldır yangının içinden çıkamadığını söylüyor.
Mehmet Menekşe / Ece PiroğluSivas Katliamı’nın 28. yılında, sevdiklerini toprağa veren aileler dinmeyen acılarını Cumhuriyet’e anlattı:
Hüsne Kaya, katliamda iki evladı 12 yaşındaki Koray ve 14 yaşındaki Menekşe Kaya’yı kaybetti. Koray Kaya saz çalıyordu, Menekşe Kaya ise semah ekibindeydi. Ablası Menekşe Kaya ile Sivas’taki Pir Sultan Abdal Anma Şenlikleri’ne gitmek için çok ısrarcı oldu ve annesi dayanamayıp Koray’a izin verdi. Koray ve Menekşe Kaya Madımak söndürüldükten sonra birbirlerine sarılmış halde bulundular. Koray, Madımak’ta katledilenlerin en küçüğüydü. Yaşasalardı Koray 40, ablası Menekşe ise 42 yaşında olacaktı. “28 yıl acılarımızı dindirmeye yetmedi” diyen Hüsne Kaya, duygularını şöyle anlattı:
‘KATİLLER YARGILANMIYOR GAZETECİLER HAPİS’
“Çocuklarımı çok özlüyorum, onları çok arıyorum ama elimden de hiçbir şey gelmiyor, çaresiz kalıyorum. Zaman acımızı azaltmak yerine daha da çoğalttı. Çünkü katiller hiçbir zaman cezasını çekmedi. Hak, hukuk, adalet yerini bulmadı. Bunlar sadece lafta kaldı. Üç katil Almanya’da, onların yüzünden mahkeme devam ediyor. Ne Türkiye’ye gönderiyorlar ne de Türkiye onları istiyor. Evlendiler, mal mülk sahibi oldular, çocuklarını evlendirdiler, torunları oldu. Katiller bulunup yargılanmıyor ama gençlerimizi, gazetecilerimizi, yazarlarımızı en ufak bir şeyde cezaevine koyuyorlar. Biz burasının utanç müzesi olmasını istedik, onlar tuttu burasını kültür merkezi yaptılar. Yediden 70’e 33 canın yandığı, türkünün, şiirin, sanatçının, kültürün yakıldığı yerin adını kültür merkezi koydular. İşte bizi böyle bir ülkede yaşamaya mahkûm ettiler. Bütün bunlar 28 yıldır acımızı azaltmadı, çoğalttı.”
TOPLUMUN KORKUSUNU, SUSKUNLUĞUNU TEST ETTİLER
Şair, yazar Zerrin Taşpınar, katliamdan sağ kurtulan 51 kişinin arasındaydı. 28 yıldır o yangının içinden çıkamadığını, yanmaya devam ettiğini söyleyen Taşpınar, Madımak Katliamı’nın toplumda bir korku yarattığını ifade etti. Taşpınar, “Topluca bir katliam. Alevileri katletmek için yapılan Çorum, Maraş olayları gibi değildi bu, toplumun her kesiminden insanlar orada yakıldılar. Bu dincilerin gücünü göstermesi açısından önemliydi ve gösterdiler. Toplumun korkusunu ve suskunluğunu test ettiler. Uğur Mumcu’nun niçin öldürüldüğünü o gün çok daha iyi anladım. Kendini din ile tanımlayan bu kesimlerin neleri yapabileceklerini görmüş olduk. Madımak Katliamı’nın izleri hâlâ içimizde ve ülkemizde sürüyor. Bizler nasıl hayata döndük ise ülkemiz de bir gün hayata dönecektir” dedi.
BİR ARADA YAŞAMAYA DARBE
Selahattin Akarsu, katliamda halk ozanı amcası Muhlis Akarsu’yu kaybetti. 28 yılda adaletin yerini bulamadığını kaydeden Akarsu, şunları ifade etti: “Madımak, insanlığın yüreğinde, bilincinde yanmaya devam ediyor. Nasıl ki bin yıldır Kerbela katliamı unutulmadı, günümüzde ve Cumhuriyet döneminde yaşanan bu korkunç Madımak Katliamı da asla unutulmayacaktır. Bu yara öyle bir yara ki mağdurlar tarafından asla unutulmayacak toplumsal bir yaradır. Ülke birliğine, vatan bütünlüğüne, kardeşliğimize bir arada yaşama kültürümüze vurulmuş en büyük hançerdir. Madımak’ı bir utanç müzesine dönüştürme çabasına her kesimden, insanım diyen herkesin ortak olması lazım. Herkesin ortak acısı olduğunu devlet de ilan etmeli, bir daha yaşanmaması için tedbir almalıdır.”
CUMHURİYETLE HESAPLAŞMA
Ana ekseni “siyasetin Sivas’ı, Sivas’ın siyaseti” olan “Kızıldan Yeşile Sol, Aleviler, Alibaba Mahallesi ve Sivas’ta Dönüşen Siyaset” başlıklı kitabın yazarı olan Kemile Ata, Madımak Katliamı’na ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Kimlik siyasetlerinin ön plana çıktığı bir dönemde yaşanan bu kıyım, İslamcı siyasetin Cumhuriyetle aynı zamanda Cumhuriyetin toplumsal tabanını oluşturduğu düşünülen, Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri dinsel-kültürel nedenlerle dışlanan Alevilerle hesaplaşmasıdır; Cumhuriyetin kurulduğu yerde yıkılmasıdır.”
PARLAMENTO DÜZEYİNDE DESTEK
Hukuki süreçte yaşanan skandalları mağdur ailelerin avukatı eski CHP milletvekili Şenay Sarıhan, Cumhuriyet’e anlattı: “Davaya Refahyol’da o zaman milletvekilliği yapan Şevket Kazan avukat olarak girdi. Parlamento düzeyinde bu gericiliğe destek olduğunu gösteriyordu. Mahkemede sanıklar olağanüstü bir saldırganlık, saygısızlık gösterdiler, hiçbir cezai işlem yapmadı. Aziz Nesin’in tahrik ettiği gerekçesiyle indirim bile verildi sanıklara. Mahkeme ilk aşamadan itibaren çok sayıda da tahliye yaptı. Yargıtay kararı bozdu fakat hakkında idam cezası istenen sanıkların önemli bir kısmı zaten tahliye olmuşlardı. Bunlar hiçbir zaman bulunamadı. Hakkında cezası kesinleşmiş olan 9 kişi yurtdışındaydı. Bunlar hiç yakalanmadılar, şu anda yurtdışındalar. Erçakmak ve arkadaşları diye 6 kişi yakalandı ve ‘Erçakmak ve arkadaşları’ olarak devam eden dava zamanaşımından düşürüldü. Cafer Erçakmak’ı biz yurtdışında diye biliyorduk. Son dakikaya kadar evine gidilip ‘evinde bulunmadı’ deniliyordu ama Türkiye’de hayatını kaybetti. Mezarını açtırdık. DNA testi incelemesi yaparken eşinden de DNA testi almak gibi garip bir girişimde bulunuldu. Şu an 3 sanıkla ilgili davamız sürüyor.”
YETKİLİLER VE DEVLET, KATLİAMA SEYİRCİ KALDI
- Tarih 2 Temmuz 1993... Pir Sultan Abdal Şenlikleri’nin 4’üncüsüne katılmak üzere sanatçı ve aydınlar Sivas’a gelerek Madımak Oteli’ne yerleşti. Şeriatçı bir kitle ayaklandı ve aydınları hedef gösterdi.
- Grup cuma namazı çıkışında “Sivas laiklere mezar olacak”, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak”, “Sivas Aziz’e mezar olacak” sloganları atarak kültür merkezinin önüne, ardından Madımak Oteli’ne yürüdü.
- Otelde mahsur kalan aydınlar dönemin başbakanı, içişleri bakanı, başbakan yardımcısı dahil olmak üzere diğer yetkilileri aradı. Yetkililer “Korkmayın her türlü önlem alındı” dedi.
- Saldırganlar giderek vahşileşti, otelin perdelerini benzinle tutuşturdu. Devletin gözü önünde bir katliam yaşandı. Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin’in de aralarında bulunduğu 33’ü aydın ve 2 otel görevlisi yaşamını yitirdi.
- Aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edilip, merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan karşıt görüşlü kalabalığa doğru itildi.
SKANDALLARLA DOLU DAVA SÜRECİ
- Polis kayıtlarına göre Sivas’taki olaylara 15 bin kişi katıldı, ancak çok sınırlı sayıda dava açıldı. 200’e yakın kişi gözaltına alınırken bunlardan 124’ü kesin ceza aldı.
- Ankara 1 No’lu DGM’ye sunulan iddianamede olayların nedeni, “şenliklere katılanlar” olarak gösterildi, Aziz Nesin’in varlığı “eylemin hazırlayıcı sebepleri” arasında sayıldı.
- Sanıkların avukatlığını üstlenenler arasında olan Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan, bakanlığı sırasında sanıkları hapishanede ziyaret etti. Geniş avukat listesinde çok sayıda Refah Parti üyesi ve yöneticisi yer aldı. Bu avukatlar ilerleyen yıllarda AKP ve Saadet Partisi’ne katıldılar ve içlerinden üst yönetim görevlerine yükselenler oldu.
- Dava 13 Mart 2012’de zamanaşımından düştü. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun” dedi.
- Firari sanıklardan İhsan Çakmak’ın 1997’de askere alındığı, 1999’da Sivas’ta evlendiği, çocuğunu nüfusa kaydettirdiği ve Emniyet’e başvurup ehliyet aldığı ortaya çıktı. Sanıklardan Yılmaz Bağ’ın ise aranırken Sivas Kangal ilçesinde düğün yaptığı belirlendi.
- Geçen yıl ise katliamın sanıklarından ağırlaştırılmış ömür boyu (müebbet) hapis hükümlüsü Ahmet Turan Kılıç (86) Erdoğan’ın özel izni ile tahliye edildi.