Maden şirketine karşı çıkan kadınlar yargılanıyor: "Vatanını korumak suç mu?"
Bursa'nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyünde yapımı süren çinko-bakır-kurşun zenginleştirme tesisi ve atık barajına karşı bir yıl önce mücadele veren 5'i kadın 9 köylü kadın hakkında açılan dava bugün Yenişehir Adliyesi'nde görülecek. Tek taleplerinin adalet olduğunu söyleyen kadınlar, "Size soruyorum, vatanını, köyünü korumak suç mu?" derken, davanın “kendilerine düzenlenmiş bir oyun” olduğunu ifade ettiler.
ANKAKirazlıyayla köyünde Meyra Madencilik tarafından yapımı süren flotasyon ve atık tesisine karşı direndikleri için 5'i kadın 9 kişi 6 Haziran 2020 tarihinde gözaltına alındı. Kadınlar aynı gün, adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken haklarında ceza davası açıldı. Yenişehir Adliyesi'nde bugün yapılacak duruşmaya katılacak kadınlar, ANKA Haber Ajansı'na yaptıkları açıklamada, tek taleplerinin adalet olduğunu söyledi. O gün köydeki tek göl olan Kamışlı'da beton mikserinin yıkanmasına karşı bir tepki verdiklerini, herhangi bir darp ve saldırının yaşanmadığını belirten kadınlar, "Gider gitmez bizim videolarımızı çekmeye başladılar. Dedik ki ‘siz bizim videomuzu çekemezsiniz.’ ‘Çekeriz, neden çekemeyelim, çekiyoruz işte’ dediler. Biz fotoğraf çekeceğiz, güvenlik görevlileri, jandarma da buna dahil, diyor ki ‘çekemezsiniz.’ Asla bir vurma, taş atma olmadı. Onlar bize araçların farlarını tuttular. Sonra bir duyduk arkadan, adam yaralanmış" açıklamasını yaptılar.
“KÖTÜ BİR ŞEY YAPMADIM, KÖYÜMÜ SAVUNDUM”
Hatice Kara… Kirazlıyayla’da maden şirketinin çalışma yapmak için köye geldiği sırada eylemdeydi. Davada yargılanan 5 kadından birisi de o. Dava için üzgün olduğunu söyleyen Kara, “Bir yandan da diyorum ki sonuçta ben yüz kızartıcı bir suç yapmadım. Hırsızlık, kapkaççılık yapmadım. Üzgünlüğüm de bu yüzden. Ben kötü bir şey yapmadım, köyümü savundum. Geleceğimi, geçmişimi yaşam alanımı savundum” dedi.
"KÖYLÜLER OLARAK GİTTİK"
Kara, 5 Haziran 2020’de Dünya Çevre Günü’nü kutlamaya bütün köylülerle birlikte gittiklerini, daha sonra da köylerine döndüklerini belirterek, “Beton mikserlerinin gölümüzde yıkandığını duyduk. Köylüler olarak gittik. Gittiğimizde orada kimse yoktu. Tel örgünün dışında duruyorduk. Bize arabanın farlarını tuttular. ‘Tutmayın, biz ne yapıyoruz’ dedik” yanıtını verdiklerini anlattı.
"ORADA BİR ARBEDE YAŞANMADI, HEPSİ NUMARA"
Şirket çalışanlarının fotoğraf çekmeye başlaması üzerine “çekmeyin” dediklerini aktaran Kara, “Rahatsız olduk, arkadaşlarım da dahil herkes rahatsız oldu. Çünkü bizi videoya alacak, biz kötü bir şey yapmadık ki. Jandarma arabası geliyordu aşağıdan. Biz çıktık, köye gidiyorduk, o sırada arkamı döndüm bir baktım, şirket görevlisi yerde. Orada bir arbede yaşanmadı ya da bir sopayla vurma gibi bir şey yaşanmadı. Hepsi numara” diyerek o gün yaşananları anlattı.
"VATANINI KORUMAK SUÇ MU?"
Yargılanan Kirazlıyaylalı kadınlardan Kaniye Karasu, adalet istediğini söyledi. Yaşam alanını savunduğu için gözaltına alındığını belirten Karasu ANKA’ya, “Adalet istiyorum. Toprağımı, köyümü, suyumu koruduğum için tutuklanan 5 kadından birisiyim. Size soruyorum, vatanını, köyünü korumak suç mu? Adalet istiyorum” dedi.
"ÇEVRECİLER GELECEKTİ, JANDARMA İZİN VERMEDİ"
Emine Çip… O da köydeki diğer kadınlarla birlikte gözaltına alınan 5’i kadın 9 kişiden biri. Ailesinin Kirazlıyayla’da kendisinin de Yenişehir ilçe merkezinde oturduğunu söyleyen Çip, “Hafta sonları arada bir annemle babama giderim. O hafta sonu da çevre etkinliği var dediler. Biz madene hiçbir zaman karşı gelmedik. Maden bizim köyümüzde 7 yıldır çalışıyor. Biz sadece köyümüze 100 metre uzaklıkta olan flotasyon tesisine karşıyız. Çevreciler gelecekti, jandarma izin vermedi” dedi.
"BU BİZE BİR KOMPLO, BAŞKA HİÇBİR ŞEY DEĞİL"
Köylerinde sadece Kamışlı Gölü’nün olduğunu belirten Çip, o gün yaşananları şöyle anlattı:
“Hayvanlarımız oradan su içerdi, meyvelerimiz oradan sulanırdı. Biz toprağımızı, gölümüzü, ağacımızı savunmayacağız da neyi savunacağız? Neyimizi savunabiliriz başka? Gider gitmez bizim videolarımızı çekmeye başladılar. Dedik ki ‘siz bizim videomuzu çekemezsiniz.’ ‘Çekeriz, neden çekemeyelim, çekiyoruz işte’ dediler. Biz fotoğraf çekeceğiz, güvenlik görevlileri, jandarma da buna dahil, diyor ki ‘çekemezsiniz.’ Asla bir vurma, taş atma olmadı. Onlar bize araçların farlarını tuttular. Sonra bir duyduk arkadan, adam yaralanmış. Adam yaralanmış, güvenlik görevlisi, taş atılmış. O bey neden dışarda değil de maden sahasında yaralanıyor? Bu bir iftira, bize düzenlenen bir oyun değil mi? Bu bize bir komplo, başka hiçbir şey değil. O beyi bizim halkımız yaralamış ya, asla öyle bir şey yok. Sadece ‘beton mikserini gölde neden yıkadınız’ dedik. Göl, beton olmuş, neden yıkadınız. Zaten şimdi göl de kalmadı, kurudu.”
"BU YAŞA GELDİM, KARAKOL, İFADE NEDİR BİLMEDİM"
Jandarmanın gece saatlerinde gözaltına almak istediğini, fakat bölge sakinlerinden bir yurttaş, kadınların küçük çocuklarının olduğunu söylediğini aktaran Çip, “Sabah oldu, jandarma geldi. İfadeniz alınacak. Ben bu yaşa geldim, karakol, ifade nedir bilmedim. Annem ben korkmayayım diye ‘yavrum yok bir şey. Köy içinde biz çok attık bu imzaları. Herkes şikayetçi. Bu Meyra (Meyra Madencilik) yetti’ dedi. Hatice Kara ile bile aldılar, getirdiler Yenişehir karakola” diyerek gözaltına alınma sürecini anlattı.
"SADECE BİZİ SUSTURMAK AMAÇLI... AMA SUSMADIK, YİNE DE SUSMAYACAĞIZ"
Çip, karakolda yaşadıklarını ilişkin olarak ise, şunları söyledi:
“Eziyet ettiler bize. ‘Siz akşama kadar buradasınız’ dediler. Biz ne yaptık? Ben toprağımı, suyumu savundum. ‘Neden bu mikser burada yıkandı’ dedik. Vurma asla yok. O gün savcı, hakim açıldı. Bize denetimli serbestlik verdiler. Biz ne yaptık? Ben soruyorum, ne yaptım? Ne yaptık da davamız görülecek? Neden bize bu oyun kuruldu? Bu düzen neden böyle oldu? Sadece bizi susturmak amaçlı. Bunlar sussunlar, biz böyle yapalım da bunlar sussunlar. Ama biz yine susmadık. Yine de susmayacağız. Ben köyüme, toprağıma sahip çıkmazsam öleyim ben. Böyle yapalım korkutalım.”