Maden müzesi ilgi bekliyor: Madenciye saygı duruşu
Zonguldak’ta hayata geçen ve Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan Maden Müzesi, taşkömürünün tarihine ışık tutuyor. Müzede kömür ve madenciliğin geçmişinin anlatılmasının yanı sıra balmumundan madenci heykelleri, harita, resim, belgeler ve eşyalar da sergileniyor.
Ali Ayaroğlu
Bu müze nasıl doğdu?
Zonguldak Maden Havzası yüzyıllardır bu ülkeye hizmet ediyor. Büyük bir madenci kültürü var. Ereğli mendireğinden ta Amasra’ya kadar bu kültürü hayatın her alanında görürsünüz. 12 Eylül sonrası 24 Ocak kararları ile maden ocakları terk edilme durumuna girildi. Bu kültürün gelecek kuşaklara aktarılması için müzede yaşatılması gerekiyordu.
Sanırım hayata geçirilmesi uzun bir süreç aldı.
7-8 yıllık bir süreç yaşadık. Eğitim ocağının müze yapılması planlandı. Eğitim ocağının şlevine paralel olarak müze binası inşa edildi. Bu eğitim ocağı 1940 yılından beri bu bölüm TTK tarafından kullanılmaktaydı. Biz müzeyi uzun bir mücadele sonunda burada kurmuş olduk.
Müzede asıl hedef neydi?
Bu müzede madenciliğin acısını, kaderini, kültürünü, birikimlerini geleceğe taşıyalım dedik. Tüm tasarımlar gerçeğe yakın yapıldı. Burası aynı zamanda bir tasarım müzesi. Ben bu müzenin başlangıcından sonucuna kadar ve bugün de danışman olarak çalıştım. Her birimi uzmanlarıyla birlikte oluşturduk. Müze çok güzel ve Türkiye’de tek olma konumunda.
Peki, bu Madenci Müzesi gerekli ilgiyi görüyor mu?
Bu kadar emek verilen bir müze tanıtım konusunda sıkıntı yaşıyor. Müze geçmişi geleceğe taşıma anlamında kendini yenilemeli ve geleceğe ayak uydurmalıdır. Bugün tanıtımda yetersizlikler var, sıkıntılar var. Bunların hepsi çözülebilir sorunlar. Tanıtım için mutlaka projeler üretilmelidir. 2.5 kilometre ileride Türkiye’nin en güzel mağarası ile yan yana duruyor. Buraya akın akın turist getirilebilir. Esas sıkıntı tanıtım noktasında yaşanıyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bu bölgede turizm destinasyonu yaratmak gerekir. Bölge turizmini kalkındırmak için tek müze bir şey ifade etmiyor. Bölgesel olarak ele almak gerekiyor. Dünyanın her yerinde bu tür projeler birlikte ele alınır. Birlikte gerçekleştirilir. Bu bölge özellikle demiryolu güzergâhında Kozlu’dan Üzülmez’e kadar uzanan nostalji turizmi yapılabilir. Üzülmez’de Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı ile kurulan Üzülmez Atölyesi bir sanatevi, bir kültürevi yapılmalıdır. Rum Baki Köşkü hâlâ varlığını sürdürüyorsa buna işlev yüklenmelidir. Kömüre ömrünü vermiş insanların yaşamları gelecek kuşaklara taşınmalıdır. Bunları pek çok ülke yapmıştır. Müze yaptık demekle olmuyor.
Sizce ne yapılmalı?
Ben bu müze ile övünüyorum. Gurur duyuyorum. Ben de bu müzeye emek verdim. Bütün bu çalışmalar turizm açısından yeterli değildir. Tarihe bilim ve sanat kanatlarını takarsanız kültüre dönüşür. Kültürün pazarlanmasına da turizm diyoruz. Bu kültürü pazarlarsanız turizmi yaratırsın. Dünyada kömürün krallığını yitirdiğini İngiltere olayları ile anladık. İngiltere’de ve Almanya’da kömüre dayalı sanayinin geçmişi kültürel Turizme dönüşmesinin planlaması çoktan yapıldı. Bunlar Avrupa ülkelerinde yapıldığında biz burada grev yapıyorduk.
Kömür çıkarmayalım mı?
Rezerv var ise kömür işletmeciliği mutlaka yapılmalıdır. Kömür işletmeciliği minimum seviyeye gelmiş durumdadır. Zonguldak’ın kendine özgü jeolojik sıkıntıları var. Avrupa ülkelerinin bazılarında 100 milyon tonluk rezerv olmasına rağmen bu ocakları müzelere dönüştürdüler. Maden havzasında bulunan tüm tesisleri turizm projesi dahilinde düşünmek gerekir. Çocuğunu babasız bırakan, bu ülkenin kalkınmasına emek veren maden işçisine saygı duymak gerekir. Bunu gelecek nesillere aktarmak zorundayız. Bunun için de var olan tüm yapıların yaşatılması gerekir. Bunlar yapılmadığı an tarih bizi affetmeyecektir.