Madalyonun öteki yüzü (19.08.2018)

Uzun süre Ahmet Ertegün’le çalışan Dorothy Carvello’nun kitabı genellikle ışıltılı yönünü gördüğümüz müzik endüstrisinin karanlık tarafını anlatıyor. Kitabın kötü adamıysa yakından tanıdığınız bir isim: Ahmet Ertegün.

Emrah Kolukısa

Billboard dergisinin 4 Ağustos tarihli sayısından öğrendik haberi. 1987-1990 yılları arasında Atlantic Records’da sekreterlik yapan Dorothy Carvello, 4 Eylül’de ABD’de piyasaya çıkacak olan anı kitabında müzik endüstrisinin kirli çamaşırlarını ortaya döküyor, arada Ahmet Ertegün ile ilgili de kolay kolay yenip yutulmayacak iddialar sıralıyordu. Kitabı henüz okumadık ama Billboard dergisinde yine Carvello’nun kitabından alınan bölümü ve onunla yapılan söyleşiyi okumak bile farklı bir Ertegün portresiyle karşılaşmamıza yetiyor.

“Anything For A Hit: AN A&R Woman’s Story of Surviving the Music Industry” (Bir Hit Uğruna Her ŞeyMubah: Müzik Endüstrisinde Hayatta Kalmayı Başaran Bir Kadının Öyküsü) adlı kitap, Dorothy Carvello’nun müzik endüstrisine adımını ilk attığı yıllara odaklanıyor ve kitaptan Billboard’a alınan bölüm de “6 Nisan 1987’de, yirmi beşinci doğum günümden 9 gün önce bir pazartesi günü işe başladım” cümlesiyle başlıyor. Ofiste başına gelen ve her gün tekrarlanan tacizleri anlattığı yazıda işe başladığının ilk haftasında yaşadığı bir olayı şöyle hatırlıyor Carvello: “İlk büyük görevim Ahmet’i bulmak ve ona finansla ilgili bazı belgeleri imzalatmaktı. Saat bir hayli geç olmuştu ve Ahmet ofisi terk etmişti, ama onun izini sürdüm ve Atlantic kayıt stüdyosunda onu buldum. Atlantic’in sözleşmeli şarkıcısı olan Rachele Cappelli’nin albümünü kaydetmek için oradaydı ama Capelli o gece yoktu. Geldiğimde Ahmet kontrol odasındaydı, pantolonu ve donu aşağıda bir haldeydi ve biri ona oral seks yapıyordu. Elimdeki belgeleri gördü ve sonradan çok iyi tanıyacağım bir bakış attı bana: “Var mısın?” diyordu bakışlarıyla. Durdum ve o baskıyı hissederek düşündüm: Ahmet’le çalışmayı ne kadar istiyorum? Onun dünyasına girebilmek için ne yapmam gerekiyor? Eğer ben de katılsaydım bunun geriye dönüşü olmayacaktı. Gittim elimdeki kâğıtları uzattım. Oral seksin ortasında tek söz söylemeden imzasını attı.”

Billboard’daki yazı bunun gibi ve daha da şoke edici birçok bölümle dolu. Kitabın daha da sarsıcı olduğuna şüphe yok. Ahmet Ertegün’ü seksist, kadın düşmanı, anti-semitik, kokainsiz çalışamayan, bunları da övünerek anlatan sevimsiz bir karakter gibi çizdiği kitabında onunla yıllar içinde geliştirdiği çarpık dostluğu da anlatıyor anladığımız kadarıyla ve 2006’daki ölümünden hüzünle bahsediyor, ona olan sadakatini de gizlemiyor. Dediğimiz gibi, tam kanaatimizi kitabın tamamını okuduktan sonra şekillendirmeliyiz belki de ama birçokları, Hollywood’da fırtınalar kopartan #metoo hareketinin bu kitaptan sonra müzik endüstrisinde de yaygınlaşacağını düşünüyor, ki haklı olabilirler. Carvello neden daha önce konuşmadığı sorusunu da şöyle yanıtlıyor bu arada: “Annie Hall’da geçen eski bir Woody Allen esprisi vardır: Adam psikiyatriste gitmiş ve ‘Doktor, kardeşim deli, kendini tavuk sanıyor’ demiş. Doktor ‘Neden daha önce getirmedin?’ diye sormuş. Adam da ‘Çünkü yumurtaya ihtiyacım vardı’ demiş. Benimki de o hesap, Ahmet’i anlatmadım çünkü yumurtaya ihtiyacım vardı.”