Mada Adası'na koronavirüs uğramadı
Beyşehir Gölü içerisinde Türkiye'nin yerleşim yeri bulunan tek göl adası olan Mada'da şu ana kadar hiç koronavirüs vakası görülmedi. Yaklaşık 200 kişinin yaşadığı adanın sakinleri, "kimseyi görmeyeceğimiz için virüsün buraya gelmesi zor" dedi.
cumhuriyet.com.trBeyşehir Gölü'ndeki irili ufaklı 32 adanın en büyüğü Mada Adası'nda, yaklaşık 40 hanede 200 kişi yaşıyor. Türkiye'nin yerleşim yeri bulunan tek göl adası olma özelliği taşıyan Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Mada Adası'na ulaşım, hemen her ailede bulunan kayıklarla sağlanıyor. Adaya gitmek ya da buradan ayrılmak isteyenler, kayıklarla 1 kilometre kürek çekiyor ya da motorlu kayık kullanıyor. Otomobiller ise gölün kıyısında bulunan balıkçı barınağı yanındaki düz araziye park ediliyor.
Adada yaklaşık 200 yıldır yaşamlarını sürdüren Yörükler, balıkçılık ve hayvancılıkla geçimlerini sağlıyor. Tarım arazileri oldukça yetersiz olan aileler bu nedenle her yıl baharın gelmesiyle hayvanlarını Gedikli köyünün batısında yer alan Çetir Yaylası'na sürerek ekim ayı sonuna kadar burada otlatıp, maliyeti düşürmeye çalışıyor. Hayvanlardan elde edilen sütler ise her sabah ve akşam 'patpat' diye tabir edilen tarım araçları ile köyde bulunan süt toplama merkezine teslim edilerek değerlendiriliyor. Mada Adası sakinlerinin bu yıl da adadan Gedikli köyü yaylalarına göçü başladı. Sabahın ilk ışıklarından gün sonuna kadar devam eden göçte, karaya ayak basan hayvanlar başlarında sahipleriyle yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki serin yaylaların yolunu tuttu.
DIŞ DÜNYADAN SOYUTLANDIKLARI İÇİN VİRÜS YOK
Mada Adası'nda yaşayan yaklaşık 200 kişide bugüne kadar tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsüne hiç rastlanmadı. Köyde tek bir kişide bile virüse rastlanmadığını belirten ada sakinleri, "Biz bize yaşadığımız için Allah'a şükür bugüne kadar böyle bir olayla karşılaşmadık. 5 ay boyunca serin yaylalarda yaşayacağız yine kimseyi görmeyeceğimiz için virüsün buraya gelmesi zor" sözleriyle bu salgından emin yaşadıklarını dile getirdi.
'ESKİDEN ÇOK ZOR GÖÇ EDİYORDUK'
Adada yaşayan Yörüklerin yıllardır bahar aylarında göç olayını yaşadıklarını ifade eden ada halkından Hasan Hüseyin Yavuz, "Eskiden hayvanları 3-4 sandal birbirine bağlanarak taşınıyordu. Hafif bir sallantıda hayvan suya düşüp telef olabiliyordu. Son yıllarda bu sal yapılarak kayıklara bağlanmak suretiyle hayvanlar kıyıya çıkarılıyor. Artık eskisi gibi risk yaşanmıyor ama yine de bir köprü olsa çok iyi olur" dedi.
'HAYAT ZOR AMA GÜZEL'
30 kadar büyükbaş hayvana bakan Hülya Yılmaz "Biz her yıl mayıs ayı başında hayvanlarımızı yaylaya götürür ve orada yaşarız. Benim evimde 30- 40 kadar hayvan var onlara bakar sağarım. Tabii bizim için zor oluyor ama çare yok. Yol olmaması en çok da çocuklarımız için zor oluyor. Okullar açıkken her sabah kayıkla köye getirip akşam olunca da tekrar adaya getiriyorduk. Bir çocuğum üniversitede okuyor kızım ise şimdi lise öğrencisi. Hayat zor ama güzel. İdare ediyoruz" diye konuştu.
Adada yaşayan bir başka hayvan yetiştiricisi Turgut Cuvalı, adada tam olarak belli olmasa da 600-700 dolayında büyükbaş hayvan bulunduğuna değinerek, "Her yıl mayıs ayının başında yayla serbest olur ve biz de yaylaya göç ederiz. Aşağı yukarı 5 ay kadar yaylada hayvanlarımızı otlatırız" dedi.