Maç biter, fotoğraf başlar

Futbolcu İbrahim Dağaşan geçen hafta Instagram’daki fotoğraf paylaşımlarıyla dikkat çekti. Meğer ABD’den makine getirtmiş, izin günlerinde güzel kare bulmak için dağ tepe dolaşıyormuş.

Alp Ulagay/Cumhuriyet

Fotoğrafçılık merakım son zamanlarda gelişti. Bu alanda örnek aldığım bir kişi var: Eski milli futbolcu Tugay Kerimoğlu. Onun hem futboluna hem karakterine hayrandım. Onun Instagram’daki fotoğraf paylaşımlarını gördükten sonra bu işi biraz hobi olarak geliştirmeye karar verdim üç ay kadar önce. Şimdi de çok keyif alarak çekiyorum. Onunla da telefonda konuştuk. Sağ olsun biraz yardımcı oldu.

Yine amatörüm ama bu hobimi daha iyi bir makineyle süslemek istedim. ABD’den arkadaşlarıma bir Canon 6D sipariş ettim.

Şimdi antrenmanlardan sonra veya izin günlerimde fırsat buluyorum. İstanbul’a gittiğimde çantamı sırtıma, makinemi boynuma takıp gördüğüm her şeyi çekmeye çalışıyorum. Kayseri’de de köylere gidip insanlarla samimi muhabbet kurup gözümün beğendiği kareleri çekmeye çalışıyorum. 

Okuduğum ve öğrendiğim kadarıyla makinenizi ve fotoğrafçı olduğunuzu çok belli etmeyeceksiniz. Mümkün olduğu kadar gizli tutacaksınız. Ben zaten hayatımda samimiyeti ön planda tutarım. Portre çekeceksem bu samimiyetle yaklaşıyorum. Bir-iki kişi hariç kimse bana “kardeşim çekme” demedi.

Sezon sonu 40 günlük izinde deniz, sahil fotoğrafları konusunda kendimi geliştirmek istiyorum.

Fotoğrafçılığa daha ciddi yaklaşınca Kayseri’de Özgür Hoca’ya, İstanbul’da da Işıl Tavukçuoğlu’na danıştım. Mustafa Seven’in ‘Sokak Fotoğrafçılığı’ kitabını aldım. Onu da okuduktan sonra bazı teknik bilgiler edindim. Önce otomatik ayarda çekmeye başladım. Son 20-30 pozu manuel ayarda çektim. Çünkü böyle bir makine kullanıyorsanız otomatik ayar kullanmak biraz sıradan olur. Ben de açıkçası bunların kendi çektiğim fotoğraflar olmasını istiyorum. Bu sebeple ayarları da kendim yapıyorum.

 

İşin en hoşuma giden tarafı paylaştıklarım. Yani hayatımızın anlarını, gördüğümüz insanları, gördüğümüz yerleri çekmek ve bunları paylaşmak. Ama yeni başlamama rağmen çok tutkulu bir şekilde gidiyor. Şimdi Göcek’te gündoğumunu, günbatımını çekeceğim için daha da heyecanlıyım. Halen uzun pozlamalarla ilgili denemeler yapıyorum. Makineye tam hakim olduktan sonra daha iyi çekeceğim.

 

Takımda fotoğrafçılıkla ilgilenen başka kimse yok. Bu sebeple arkadaşlarım fazla yorum yapmıyor ama  bir hobi edinmiş olmam dikkatlerini çekti. Futbol ile fotoğrafçılık arasında bir ortak yön göremedim.

 

İstanbul’da Karaköy ve Balat çevresini çok seviyorum

İzin günlerimde bazen İstanbul’a geliyorum. Birkaç arkadaşımla günü değerlendiririz genelde. Çok hareketli bir hayatımız yok zaten. Şimdi her geldiğimde fotoğraf turu yapıyorum. Mesela en son geldiğimde Telli Baba’ya, Anadoluhisarı’na gittim. Özellikle Karaköy ve Balat çevresini çok seviyorum. Bugüne kadar Balat’ı hiç bilmezdim. Şimdi sırt çantamla orada bir şeyler çekmeye çalışıyorum. Bu sebeple İstanbul’a her gelişimde arkadaşlar müsait olmasa bile makinemi alır gezerim diyorum.