Mabel Matiz’den annesine: Maya
Mabel Matiz’in iki yıldır üzerinde çalıştığı albüm, bıkmadan usanmadan hepimizin tekrarlaması gereken bir barış çağrısıyla açılıyor.
Esin İleri“Bitmez oyun/Bitmez oyun kızarsam/Yerde kanım/Şimdi ne fayda kazansam” dörtlüğüyle başlıyor Maya. Sözü ve müziği Mabel Matiz’e ait olan, “Ortadoğu’nun kadim topraklarına ve bütün güzel çocuklarına” ithaf ettiği Fırtınadayım şarkısı, “Vurma sen onları, gencecik oğlanları/Bunlar hep o ihtiyar dünyanın yalanları” diye devam ediyor. Mabel Matiz’in iki yıldır üzerinde çalıştığı albüm, bıkmadan usanmadan hepimizin tekrarlaması gereken bir barış çağrısıyla açılıyor. Pazartesi akşamı, albümün tanıtım toplantısında da, hazırlık sürecinde en büyük ilham kaynağının doğup büyüdüğü topraklar, Toroslar, Yörükler ve yıllardır turnelediği doğu illeri olduğunu ifade etti Mabel Matiz.
‘Anadolu’ ve ‘elektronik’
Adını Mabel’in annesinden alan Maya, çift CD’den oluşan, 23 parçalık bir albüm. Sarı sıcak kapağı araladığınızda, karşınıza hem çok tanıdık hem de çok yeni sesler, sözler, imgeler çıkıyor. Anadolu’nun bin bir desenli kilim motiflerinden esinlenerek hazırlanan görseller ve renkler Mabel’in nevi şahsına münhasır müziğine bir kapı aralıyor.
İlk dinleyişte “Anadolu” ve “elektronik” tanımlamaları düşüyor insanın aklına. Sonra, 103 dakikalık albüm tekrar tekrar döndükçe, kendinizi birden 90’ların başına ışınlanmış bir halde buluyorsunuz. Kasedi dinlemekten elimde parçalanan Gülümse gibi, sevinçten hüzne, dans ettiren melodilerden insana derin bir nefes aldıran sözlere geçiyor Mabel Matiz; şarkılar arasında iklim değişiyor.
Maya’da çok belirgin bir dişi enerji var: Sarmaşık’ın sözlerini Sıla’yla yazan, Gülden Karaböcek, Ah!Kosmos (Başak Günak) ve Sibel Gürsoy’la birer şarkıda işbirliği yapan, Özge Fışkın, Ceren Deniz ve Dilhan Şeşen’in vokallerini kendi sesine işleyen Mabel Matiz, yola güçlü bir kadın ordusuyla çıkmış. Başlangıç noktasını da annesi olarak belirlemiş. Nasıl bir tohum fidana dönüşüyor, sırası geldiğinde kendisi tohum veriyorsa, Mabel Matiz de annesinden bir kaşık ‘Maya’ çalmış, kendi sütüyle mayalamış, ortaya “Ben Türkçe müzik dinlemiyorum” diyenleri bile şaşırtacak bir albüm çıkmış. Onu, Anadolu’nun sevgi ve barışla bir türlü kucaklaşamayan insanlarını bize anlatan Çukurovalı hemşehrisi Yaşar Kemal’in kulaklarını çınlatarak selamlıyorum: Çakırdikenleri çıkmasın yoluna, zaten “çakırdikeni iyi toprağı sevmez”. 28 Temmuz Cumartesi Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda konser verecek.