Lütfü Savaş: ‘Hatay öksürürse Edirne zatürre olur’

Lütfü Savaş kendinden emin, Hatay genelinde sağlanan uzlaşı tek tek ilçeler için geçerli değil...

Enver Aysever

Seçim gezisi için yola koyulmadan, baba memleketinde yaşayan gazeteci kardeşim Serbay Mansuroğlu’nu aradım. “Ensar Skandalı” haberleriyle ülkeyi uyaran başarılı kardeşimin, şimdi işsiz olması canımı yaktı. Hatay’da birlikte gezdik, gözlem yaptık, fotoğrafları da o çekti. Çocukluğumda sıkça ziyaret ettiğim şehrin çehresi yazık ki, ülkenin her yeri gibi, günden güne bozuluyor. Farklı kültürlerin bir arada yaşamasıyla ünlü şehir, şimdi ekilen kötülük tohumlarını ayıklamaya çalışıyor. Diyebilirim ki, Antakya’nın kadim kültürü, geleneği olmasa, çoktan ciddi çatışmalar yaşanırdı. Bereket insanlar sağduyulu, duyarlı. Hatay havaalanına inerken yanlış yere yapıldığını hemen kavrıyorsunuz. Sular altında kalan bir havaalanı olur mu? AKP popülizmi ya da düşüncesizliği mi demek gerek, burada da kendini gösteriyor. Şehre sağlıklı ulaşabilmek için yolu yükseltmişler, belli ki yaptıkları hatanın geç de olsa ayırdına varmış merkezi hükümet. Amik Ovası su altında, garip bir nehir üstünden, biraz da şans eseri yol alıyoruz. Daha araca biner binmez şoförümüz basıyor küfrü! İktisadi sıkıntı, Suriyeli göçmenlerin giderek artan sayısı ve elbet sorunları, bölgenin siyasal gerginliği, ne varsa aklında hepsini akıtıyor birden. Seçim sürecinin kısa özeti de bunlar işte! Otele gitmeden, kahvaltıda buluşuyoruz vekil Mehmet Güzelmansur ve belediye başkanı Lütfü Savaş’la.

Mantık evliliği

Geçen seçim öncesi bir yayın dolayısıyla tanışmıştık Lütfü Savaş’la. Şimdi kaybolan, muhtemelen FETÖ meselesinden dolayı kafasını dışarı çıkarmayan, Sadullah Ergin o zaman büyükşehir adayıydı. Hatay tuhaf denkleme sahip. Sadullah Bey kendinden emindi, ancak AKP’den CHP’ye geçen Lütfü Savaş seçimi aldı. Savaş, “Benim CHP ile ilişkim mantık evliliğidir” diyor. Ekliyor: “Örgüt destek verirse daha kolay alırım bu seçimi”. Örgütle arasındaki mesafe dikkatimden kaçmıyor elbette. Hedefi yüzde altmışa kırk kazanmak. Gerçekçi mi bu?

Savaş kendinden emin, ikna edici gerekçeleri var. Savaş, partiler üstü bir yerde konumluyor kendisini. Özellikle milliyetçi tabanda etkisinin büyük olduğu kanısında! “Askerler, polisler burada oy kullanacak” diye anımsattığımda, “Afrin’de görev yapan biri AKP’ye neden oy versin” diye soruyor. İyi Parti tabanının tamamının desteğini alacağını, MHP’den de büyük oranda kendine yönelim olduğuna işaret ediyor Lütfü Savaş. Sünni Arap AKP adayı İbrahim Güzel’in, Türk milliyetçilerinden kolay oy alamayacağı şehirde yaygın kanı. Biz AKP adayına ulaşmaya çalıştık, elbette söyleşmek de isterdik, ancak “böyle bir planımız yok” diye yanıt geldi.

Yarışa sanki RTE giriyor

Suriye meselesi bölgeyi derinden etkilemeye devam ediyor. Artık demografik yapının değiştiğine işaret ediyor Lütfü Savaş. “Dilim döndüğünce, her ortamda söyleyeceğim, atalarımızın kanlarıyla aldığımız Hatay’ı, böyle kolayca teslim etmeyiz kimseye” diyor. Doğan her iki bebekten biri Suriyeli! Antakya merkez, Defne, Samandağ, İskenderun’da Suriyeli’ye sık rastlanmıyor. Ancak bir tür gettolaşmayla, örneğin Reyhanlı gibi yerlerde göçmenlerin ağırlığı görülüyor. Savaş ısrarla: “Suriyeliler misafirimiz, onları ülkelerine dönmeye teşvik edecek uygulamalar için çalışmalıyız” diyor.

RTE’nin gözü kulağı burada. Bir kez gelmiş, konuşmuş, yakından tanıdığı Lütfü Savaş’a vermiş veriştirmiş. Lütfü Bey: “Yetmedi yurdun farklı yerlerinden de bana yanıt vermeye devam ediyor” diyor. RTE iki kez gelmiş Hatay’a, bu da sürecin nasıl zorlu olduğunu gösteriyor. Muhtemelen anketlerde işlerin yolunda olmadığını görüyor. Bölgeyi bilenler, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin sinir ucunun burası olacağını anlamış durumda. Suriye ile Hatay (Türkiye) komşu, ilişkiler dalgalı. Yatırımlar durmuş, işsizlik artmış durumda. Yerli halk ekmek bulmakta güçlük çekerken, Suriyelilerin ucuz işgücü olarak değerlendirilmesinden rahatsız. Lütfü Savaş “Ekmeğimizi yeterince bölüştük, artık bu yükü taşıyamayız” diyor.

Belki de Türkiye'nin en güzel Köyü Vakıflı'da konu tabii ki siyaset

Mezhep dili ve Gezi etkisi

Hatay’ın siyasal ortamı yazık ki mezhep, din, milliyet türü gerekçelerle biçimlenir öteden beri. AKP hükümetinin Esad’la ilişkilerin yönünü değiştirmesiyle, Antakya’nın yerli halkı Arap Alevi nüfusu “Esadçı” olarak sunması ciddi belirleyici olmuş. Bölge insanı öteden beri CHP’li, Atatürkçüdür. Devlet aklının inatla, ısrarla insanlara kuşkuyla bakmasına karşın, laik, cumhuriyetçi damar diridir. Defne, Samandağ gibi bölgelerde AKP’ye neredeyse oy çıkmıyor. Bunun gerekçesi AKP’nin tutumuyla ve tarihsel gerekçelerle doğrudan ilintili. CHP’nin buraları oy deposu olarak görmesi, yeterince, hakkaniyetli hizmet götürmeye çalışmaması ayrıca düşündürücü. Anımsatalım, Antakya “Gezi”de üç evladını kaybetti: Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan. Armutlu tamamen siyasal sinir ucu! Yaşlısı genci evlatlarını belleğine, yüreğine kazımış durumda.

Gezi Direnişi'nde katledilen Ali İsmail Korkmaz'ın ailesini ziyaret ettik

CHP’ye itirazlar

Ali İsmail Vakfı’nı ziyarete gittiğimizde gazeteci Mehmet Ali Solak da bulundu. CHP’nin aday belirleme süreciyle ilgili tabanda doğan rahatsızlığı kabul ediyor Solak, “Sandığı etkilemez” diye ekliyor. Aslında iki kutuplu siyaset tüm ülkede benzer sonuçlar doğuruyor. Defne DSP adayı Mehmet Güzelyurt benzer durumdan ortaya çıkmış: “Ölçüleri belli olmayan, keyfi atamalara isyan ediyoruz” diyor yüksek sesle. Halkçı, solcu olanların CHP’den tasfiye edildiğinin altını çiziyor. CHP’nin Antakya merkez ilçe başkan adayının da AKP’den devşirme Hikmet Hatunoğlu olması bu itirazı haklı kılıyor. Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan’ı da almış hareketin içine, inançla çalışıyorlar. “Gezi” çocuklarının ailelerinin doğrudan siyasete girmesi düşündürdü beni. Korkmaz Ailesinden edindiğim izlenim Lütfü Savaş etrafında toplanan büyük kesim gibi zorunlu tercih yapacakları yönünde. Belediye ile ilişkileri mesafeli, o ayrı.

Esad ile görüşme

Eski CHP milletvekili, şimdi Samandağ başkan adayı Refik Eryılmaz’la buluşmayı özellikle istedik. Eryılmaz AKP’nin Suriye siyasetine vekilliği sırasında doğrudan tepki koymuş, CHP çizgisinden de net tavır almıştı. Esad’la birkaç kez barış için görüştüğünü, Davutoğlu’nun doğrudan ABD elçisi gibi, yaptırım uygulamak için Esad’a baskı yaptığını, Suriye başkanı ağzından bizzat işittiğini söyledi. “Eğer Samandağ başkanı olursam, ilk işim barış için kolları sıvamak olacak” diyor.

Son durak Vakıflı köyü oldu. Bir avuç Ermeni, belki Türkiye’nin en güzel köyünü yaşatıyor. Kahvede konu siyaset elbette! Muhtar Berç Kartun, biraz da zorunlu olarak Lütfü Savaş’a destek vereceklerini söylüyor. Bölge yorgun, insanlar kaygılı... Eğer savaş seçimi alacaksa, görünen o ki AKP siyasetinin bölge insanının farklı gerekçelerle kenetlemiş olmasından kaynaklı bu. Genel eğilim burunlarının dibinde süren belirsizliğin, savaş ortamının Lütfü Savaş’ın varlığı ile aşılacağı yönünde.

İLÇELERDE NE OLUR?

Hatay genelinde sağlanan uzlaşı tek tek ilçeler için geçerli değil. Milliyetçi kapışma İyi Parti ve MHP arsında sandığı belirleyecek. AKP’nin elinde olan ilçelerde benzer sonuç olmasa bile, yine de güçlü olduğu görülüyor. İskenderun’da yerel unsurlar seçimin galibini belirleyecek. Kestirmeden hüküm vermek kolay değil. Kaldı ki Mersin, Adana, Hatay hattı önümüzdeki dönemde Türkiye açısından sanıldığından da öte önem taşıyacak. Doğrusu ben Savaş’ın kendinden emin tutumuna karşın pek o kadar kolay seçim olmadığını düşünüyorum. Seçim güvenliğini nasıl sağlayacaklarını sorduğumda Lütfü Savaş’a “her sandıkta beş kişi olacak” diye yanıtlamıştı. Bir de uçağa doğru yol alırken “Hatay öksürse Edirne zatürree olur” sözleri kaldı aklımda.