Lozan'ın sırlarını açıklıyorum

Bundan 97 yıl önce Türkiye'nin bağımsızlığını kazandığı anlaşma Lozan. İsmet İnönü başkanlığındaki heyetin İsviçre'nin Lozan kentindeki konferansın ardından 24 Temmuz 1923'te attığı imza nedeniyle kentin adıyla anılan antlaşma.

Alper İzbul / Aksak Dünya

Bugün toplumun bir bölümü bu antlaşmanın 100. yılında biteceğini düşünüyor hatta enteresan biçimde “biliyor.” Bir de Lozan'ın gizli maddeleri olduğuna emin bu arkadaşlar. Gizli maddeleri sorunca bir ortak fikir yok. Kimi Ege'deki Yunan adalarının Türkiye'ye geçeceğini, kimi gizli maddelerle yasaklanan maden ve petrol çıkarma hakkına Türkiye'nin yeniden sahip olacağını söylerken, Trakya'nın Yunanistan'a verileceğini iddia edene bile rast geldim. Hayır, cehalet diyeceğim ama cehalet giderilebilir bir şey. En azından Lozan'la ilgili bu “bildiklerini” bir araştır. Elinin altında internet var, 1980'lerde değiliz ki. Ama tabii araştırmaz, araştıramaz. Zaten bu maddeler gizli, araştırınca çıkmaz ki. Benimki de saflık işte.

O zaman ben de biraz bu konuda bu arkadaşlara yardımcı olayım. İsmet İnönü ve heyeti Lozan'da bir bilinen anlaşma, sonra da kimsenin bilmediği ve gizli bir anlaşma imzaladı. Bilinene Lozan dediler, gizli olana “Lozanettin”. İşte bu bizim vatandaşın varlığından emin olduğu gizli maddeler Lozanettin'de yazıyor. 

Lozanettin öyle bir anlaşma ki hem 100. yılında Lozan'ı sonlandırıyor hem Türkiye'ye kendi topraklarında maden, petrol arama hakkını geri veriyor. Yunan adalarını Türkiye'ye verirken Trakya'yı da Yunanistan'a katıyor. Daha gizli maddeleri de var. Mesela bunlardan en önemlisi 1071'de yapılan Malazgirt Savaşı'nda Alparslan'ın hükmen yenik sayıldığı madde. O dönem Selçuklu ordusu saflarında yabancı kuralı ihlal edilmiş, o nedenle bu hükmen yenilgi. Nasıl diye sormayın, gizli olduğu için bu kadar bilgi verebiliyorum. Sonuç olarak biz de Anadolu'yu tahliye edip Orta Asya'ya geri dönüyoruz ve olaya baştan başlıyoruz. Daha başka gizli maddeler de var onları da yazsam dudağınız uçuklar ama moraliniz bozulmasın diye yazmıyorum. Yoksa ohhoooo...