Londra'nın en tanınmış Türk kızı

Londra'da Bir Türk Kızı adıyla tanınan ve en eski bloger/vlogger/youtuber'lardan biri olan Su, sıkı bir hayran kitlesine sahip.

Elif Aktuğ

Sosyal medya fenomenleri arasında en sevdiğim kişiyle, Su Hakgüder'le buluştuk geçen hafta. Londra'da Bir Türk Kızı adıyla tanınan ve en eski bloger/vlogger/youtuber'lardan biri olan Su, sıkı bir hayran kitlesine sahip. O Londra'nın en tanınmış Türk kızı, bir intarnet fenomeni... Makyaj ve cilt bakım önerilerini takip ediyorum, uzun zamandır da takipleşiyoruz, dedim "gel buluşalım, sana soracaklarım var". Pandemiyle birlikte sosyal medyada uzunca zaman geçiriyoruz hepimiz, kafamı boşaltıp sıfırladığım bir alan sosyal medya, durup duruken kendimi ayna karşısında burnuma kontür çizerken buluyorum, zaten yemek konusunu aştım bitirdim, mantı açıp lahmacun yapabiliyorum, baklavam, sütlü nuriyem ellerinizden öper...   

Influencer'ların çocukken de çok konuştuğunu tahmin ediyorum, yoksa akıl işi değil dakikalarca bir konu üzerinde anlatmak da anlatmak, döne dolana benzer şeyleri sıralamak. Tabii hemen sordum, "Evet çocukken de çok konuşurmuşum" dedi Su, "sanırım tek çocuk olduğum ve biraz şımarık yetiştirildiğim için". Harika bir ekran konuğu diye düşündüm içimden, sor sorunu, heyecanla ve süper enerjisiyle durmadan konuşsun...

On yılı devirmiş sosyal medyada, hemen ardından da birçok youtuber çıktı zaten, Su en kıdemli olan; "Sen öngörüyor muydun sosyal medyanın bu denli gelişeceğini? Nereye doğru evriliyoruz sence" diye sordum, öyle ya çok acayip bir noktaya gelindi. 

"Evet daha ilk günden bu kadar popüler olacağı ve gelişeceği belliydi ama sahte hesap ve troller konusunda geldigimiz noktayı hala şaşkınlıkla karşılıyorum. Algoritmaların değişimi sosyal medyayı kullanma şeklimizi de değiştiriyor. Çok yakında bütün sahte hesapların kapatılacağını düşünüyorum. Herkesin tanımlanmış bir sosyal medya hesabı olduğunda, belki seçimlere oylarımızı bile sosyal medya uzerinden kullanacagimiz gunler gelecektir". Bak bu ilginç, sahte hesapların olmadığı günler gelecek mi acaba; bunu da özgürlük olarak görenler var neticede. 

"İlk olmak şahane ama zor değil mi, kimden ilham aldın başlarken", diye sordum hemen, 

"Güzellik ve makyaj konusunda ilk Türkçe videoları yapan ve bu konuda ilk fenomen olan kişiyim, haklısınız. Michael Phan ve Andreas Choice’ u çok severek takip ederdim. Andreas Choice'dan stil olarak çok etkilenmiştim, Michael Phan'da ise, verdiği bilgileri görüp “Bunun hemen Tuürkçesini yapıp takipçilerimle paylasmalıyım demiştim" dedi Su. 

Onu da takip eden birçok Türk youtuber olmuş zamanında, sanırım bu işlerde kalıcılık ve sürdürülebilir popülerite ancak kendi tarzına sahipsen mümkün. 2000'lerin başından bugğne makyaj trendleri nasıl değişti, büyük fark var mı sence diye sordum, şöyle açıkladı, "2000'lerde keskin hatlar, buradayım diye bağıran makyajlar varmış, bugünse ışık oyunları öğrenildi, yüz şeklini farklı gösretebiyor insanlar. Sanki estetik ameliyat olmuş gibi sonuçlar elde edilebiliyor bugün makyaj ile". "En büyük hayatı nerede yapıyor kadınlar, Neyien az billiyoruruz", can alıcı soruyu sordum nihayet. Bir yandan da göz makyajım allığım rujum nasıl, acaba doğru "boyandım mı" diye geçirdim aklımdan. 

"Makyaj konusunda bence çok hızlı ilerledik. Gözlerimavi olan bir kişye hemen mavi far sürülen günlerin üzerinden asırlar geçti sanki. Artık hangi göz rengini hangi far rengi daha çok belirginleştirir, nasılbazıfiziksel özelliklemizi kamufle edip diğerlerini daha çarpıcı hale getirebiliriz biliyoruz yalnız cilt bakımının öneminde hala bir tık gerideyiz. Makyaj sağlıklı ve iyi nemli bir ciltte en güzel halini alırken kuru, sivilceli, gözenekli ve bakımsız bir ciltte de o kadar kötü duruyor".

Çok haklı, sokakta makyaj küpü kadınlar görüyorum, güzelden ziyade sadece dikkat çekici görünüyorlar. Aa peki Türk kadını ve İngiliz kadını kıyaslarsak, kim daha ilgili makyajla? Öyle ya, Türk kadını sever sürsün sürüştürsün. 

"Türkiye'de hep doğal güzellik ön planda olmuştur, burada öyle değil. Türkiye'de fondöten "fazla" bulunur mesela, burada iyi kötü herkes kullanır. İngiltere'de "Aman hafif makyaj yapayım da bir ton boya sürmüşsün demesinler" demez kadınlar, inanın Türkiye'de özel günlerde yapılan abartılı makyajı sokakta gündüz vakti herkeste görebilirsiniz".

Benim ilgimi çeken son günlerde biraz ünlenen herkesin kendi markasını oluşturması, onbir yıldır bu sektörde isim yapmış birisin, var mı böyle bir niyetin diye de sordum. Samimiyetle cevapladı, "Türkiye'de sosyal medya fenomenleri bu duruma markalaşma olarak bakıyorlar, oysa ifade özgürlüğünün kullanılmasına örnek olmak lazım. Her şey para değil, alma verme dengesi elbette olacak ama bu denli egoist bir sitem beni ürkütüyor açıkçası. Bugüne dek bir marka oluşturmamamı aptallık olarak görenler var, ama Çin malı ürün ucuza ürün zatan sitelerden birkaç ürün seçip üzerine adımı yapıştırıp, bakın nasıl da markalaştım demeyi aptallık olarak görüyorum. Bu kadar kolay değil, olmamalı."

Son soru.

İşbirliği mevzuu var bir de, her fenomen her şeyi deneyerek mi öneriyor takipçilerine, Su'nun dediğine göre, bunu yapmanıza gerek yok, denemiş gibi önerin diyen oluyormuş, şaka gibi. "Ben asla yapmadım yapmam da" dedi, aferim sana kızım, dedim... 

Eh ben kimseyi durduk yere sevmem, sizinle de paylaşmam...