'Lirayı destekleme çabalarının maliyeti artıyor'
Financial Times, Merkez Bankası'nın lirayı destekleme çabalarının sonucunda döviz rezervlerinin azaldığını, Aralık sonu itibariyle sadece 4 ayılık ithalatı karşılayacak düzeydeki rezerv bulunduğunu, bunun da 2001'den bu yana en düşük düzey olduğunu belirtirken, "Merkez Bankası'nın, bu şekilde müdahaleyi sürdürme lüksü yoktur" diye yazdı.
cumhuriyet.com.trEkonomi gazetesi Financial Times "Türkiye: Döviz Rezervleri Hızla Azalıyor" başlığıyla yayımladığı analizde "Merkez Bankası'nın lirayı destekleme çabalarının maliyeti hızla artıyor" dedi. Merkez Bankası'nın geçen Cuma günü altın ve döviz rezervlerinin, önceki hafta 4.8 milyar dolarlık bir düşüşle 88.2 milyar dolara gerilediğini açıkladığını belirten gazete, bu rakamının 2001 yılının başlarından bu yana en düşük düzey olduğunu yazdı.
'Henüz panik nedeni yok ama veriler kaygı verici'
Geçen hafta da 3 milyar dolar döviz gitmiş olabileceği kaydedilirken "Merkez Bankası'nın, bu şekilde müdahale sürdürme lüksü yoktur" görüşü öne sürüldü. Aralık sonu itibariyle rezervlerin sadece 4 aylık ithalatı karşılayacak düzeyde olduğuna işaret edilerek "Türkiye'nin cari işlemler açığının GSYH'nın yüzde 10'u düzeyinde bulunduğu bir dönemde bu veriler, henüz panik nedeni olmasa da kaygı vericidir" yorumu yapıldı.
İNG tarafından yayımlanan bir tabloya yer veren Financial Times tablonun ithalatı karşılama durumunun keskin bir gerileme gösterdiğini kaydetti. Bu çerçevede değerlendirmelerine yer verilen İNG'den Simon Quijano-Evans da, "Döviz rezervleri kullanılmaya sürdürülürse eğer, baskıların artıracağı ve insanların IMF'den söz etmeye başlayacağı riskli bir duruma girilecek" diye konuştu.
'Türkiye resesyonu önlerse şanslı sayılacak'
Buna karşın FT, Merkez Bankası'nın müdahalelerinin lirayı istikrarlaştırdığını, para sıkılaştırmanın da ekonomiyi yavaşlattığına da dikkat çektikten sonra şu yorumu da yaptı: "Ancak cari işlemler açığı yüksek olup enflasyonun yüzde 10.4 düzeyinde seyrederken geçen yıldaki yüzde 8 gibi sürdürülemeyecek kadar yüksek GSYH büyümesinden sonra yumuşak bir iniş için gidilecek daha çok yol var. Ekonomistler, özellikle euro bölgesindeki kriz dikkate alınırsa Türkiye'nin bir resesyonu önlerse şanslı sayılacağını söylüyorlar."
Borç ödemeleri ve finansman ihtiyacı 'meydan okuma'
İngiliz gazetesi, Türkiye'nin, önümüzdeki bir yıllık dönemde 130 milyon dolarlık borcu ödemesi gerekeceğini ve toplam dış finansman ihtiyaçlarının 200 milyar dolar civarında olacağını tahmin ettiğine dikkat çekerek bu durumu, özellikle liranın 2011 yılında yüzde 18.5 değer kaybetmesinden sonra oldukça önemli bir "meydan okuma" olarak niteledi.
Bu arada, Quijano-Evans da, Merkez Bankası'nı, mevcut para politikasını basitleştirmeye çağırdığı değerlendirmesinde Merkez Bankası'nın geçen hafta hem döviz satış ihalelerini düzenlediğini hem de doğrudan piyasalara müdahale ettiğine de dikkat çekti.
'Türkiye önemli ödemeler dengesi baskılarıyla karşı karşıya'
FT de, Goldman Sachs'tan Ahmet Akarlı'nın müşterilere yönelik bir notunda Türkiye'nin "önemli ödemeler dengesi baskılarıyla karşı karşıya bulunduğu"nu belirttiğine dikkat çektikten sonra Akarlı'nın, iki yıllık aşırı gevşek bir politikanın ardından Türk yetkililerinin doğru biçimde adımlar attığını ancak, iç finansal koşulların henüz yeterli sıkı olmadığını ve cari işlemlerde daha süratli bir düzelmenin sağlanması için daha çok politika ayarlamasının gerektiğini söylediğini de yansıttı.
'Türkiye'nin önünde zor günler var'
Akarlı'nın "Kötü haber ise, bu, büyümeye vuracak" sözlerini de aktaran gazete, Akarlı'ya atfen GSYH büyüme tahminlerinin 2012 yılının tümü için yüzde 0.8 bir ortalama büyümeyi gösterdiğini de yazdı. Gazete analizine, "Yani, uluslararası ortam pek bir katkıda bulunmazken, Türkiye'nin önünde zor günler var. Analistlerin, IMF'ye gitmeyi homurdanmaları şaşırtıcı değil" ifadeleriyle son verdi.